"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2271 E., 2023/2235 K.
DAVA TARİHİ : 23.02.2022- 09.03.2022
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/143 E., 2023/410 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı açılan kişisel ilişki davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine, çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- davalı vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; Konya 3. Aile Mahkemesinin 2013/489 Esas sayılı dosyasında tarafların boşanmalarına karar verilirken çocuğun velâyetinin davalı anneye verildiği, davacı hakkında Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesinde 2014/38 Esas sayılı dosya kapsamında suç konusu cinsel istismar olmak üzere ceza davası açıldığını, baba ile çocuk arasında psikolog ya da pedagog uzman eşliğinde görüşülmek üzere kişisel ilişki kurulmasına karar verildiğini, bu ceza davasında beraat kararının kesinleştiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 323 üncü ve 324 üncü maddesi gereğince davasının kabulüne çocukla davacı baba arasındaki kişisel ilişki kararının yeniden düzenlenmesine, pedagog veya psikolog eşliğinde görüşün kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin beraat kararının delil yetersizliğinden olduğunu, fiilin fail tarafından işlenmediğinin sübut bulmadığını, çocuğun baba ile görüş günlerinden döndükten sora içine kapanık, düşünceli, iştahı kesilmiş vaziyette olduğunu, okuldaki öğretmenlerinin anneye ayın belirli günleri çocuğun derslere katılmadığını, suskun olduğunu, arkadaşlarından uzaklaştığını bildirdiklerini ileri sürerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı ve 337 nci maddeleri gereğince adli yardım talebinin kabulüne, 4721 sayılı Kanun’un 424 üncü maddesi gereğince asıl davanın reddine, davasının kabulüne, kişisel ilişkinin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Sosyal inceleme heyet raporunda her ne kadar ortak çocuk davacı baba ile kişisel ilişki kurmak istemediğini beyan etse de, yapılan görüşme ve gözlemler neticesinde ortak çocuk ve davacı baba arasında kişisel ilişki kurulmasına engel olabilecek bir nedene rastlanmadığı, davacı babanın bu husustaki motivasyonunun yüksek olduğu, ortak çocuk ve davacı baba arasında daha önce kurulan kişisel ilişkilerde olumsuz bir duruma rastlanmadığı, görüş sürelerinde çocuğun bakımında herhangi bir aksaklık yaşanmadığı, davacının ailesinin de davacıya desteklerinin bulunduğu, ortak çocuk ile yapılan görüşmede davacı ve ailesiyle olumlu bir ilişki ve iletişimde bulunduğundan bahsettiği, müşterek çocuğun babası ve babasının ailesi ile bağ kurması ve paylaşımda bulunmasının çocuğun psiko-sosyal gelişimine olumlu katkıları olacağı, davacı hakkında açılan çocuğa yönelik cinsel istismar dosyasında davacının beraat ettiği ve beraat kararının Yargıtay'da onandığımevcut aşamada çocuğun baba ile ilişkisini kısıtlanmasını gerektirecek olumsuz bir nedenin olmadığı gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 323 ve 324 üncü maddeleri gereğince karşı davanın reddine, asıl davanın kabulüne, Konya 3. Aile Mahkemesinin 2013/489 Esas, 2015/608 Karar sayılı dosyasında psikolog yada pedagog uzman eşliğinde kişisel ilişki tesisi yönündeki kararın kaldırılmasına, dava süresince tedbiren karar kesinleştikten sonra hükmen her ayın 2. ve 4. hafta sonu Pazar günü saat 09.00'dan aynı gün saat 18.00'a kadar, dini bayramların 2. günü saat 09.00'dan aynı gün saat 18:00'a kadar, her yıl babalar gününde saat 09.00'dan aynı gün saat 18.00'a kadar kişisel ilişki kurmalarına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; çocukla arasında yatılı şahsi ilişkiye karar verilmemesini hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kişisel ilişkinin şekli yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı- davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın çocuğun yüksek menfaatine olmadığını, değerlendirmenin hatalı olduğunu, asıl davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, çocuğun baba ile görüşmek istemediğini, çocuğun görüşüne itibar edilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın iki dava yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamı ve toplanan deliller, sosyal inceleme raporu birlikte değerlendirildiğinde, boşanma davasının yargılaması sırasında baba hakkındaki cinsel istismar iddiası nedeniyle açılan davada beraat kararı verildiği, istismarın gerçekleştiğine dair herhangi bir delilin dosyaya yansımadığı, çocukla babanın uzun süredir görüşmedikleri, çocuğun baba ile görüşmeyi istemediği ancak babanın şahsi ilişki kurulmasına dair motivasyonunun yüksek olduğu önceki ilişkilerde olumsuz bir duruma rastlanmadığı, babanın ailesinin bu konuda babayı desteklediği, çocuğun baba ve ailesiyle bağ kurmasının psikososyal gelişimine olumlu katkı sağlayacağı, çocuğun menfaati bu yönde bir düzenlemeyi gerekli kılmadıkça uzman aracılığı veya gözetiminde kişisel ilişki tesisi bundan beklenen amaca aykırı düşeceği, çocuğun baba ile görüşmek istememesi ve uzun süredir kişisel ilişkinin kurulmaması çocuğun babaya alışma süreci birlikte değerlendirilerek; pedagog eşliğinde kurulan şahsi ilişki kararının kaldırılması, yatılı olmayacak şeklide şahsi ilişki kurulması isabetli olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; çocuğun idrak çağında olduğunu ve ısrarla baba ile görüşmek istemediğini söylediğini, buna karşın kişisel ilişki kurulmasının çocuğun yüksek yararına olduğunun düşünülmesinin imkansız olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının her iki dava yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kurulan kişisel ilişki süresinin çocuğun yüksek yararına uygun olup olmadığı ile, kişisel ilişkinin tamamen kaldırılmasını gerektiren olguların varlığının ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 6 ncı ve 323 üncü maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı, 194 üncü, 352 inci madde , 353 üncü madde, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 3 üncü, 9 uncu ve 12 nci maddeleri, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.