"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2200 E., 2023/2161 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2016/802 E., 2023/628 K.
Taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan karşılıklı alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kısmen kabulü ile birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1996 yılında evlendiğini, taraf arasındaki geçimsizlik sebebiyle davacı kadın tarafından davalı erkek aleyhine 14.11.2016 tarihinde boşanma davası açıldığını, dava konusu taşınmazın evlilik birliği içerisinde satın alındığını, edinilmiş mal olduğunu ve davalı erkek adına tescil edildiğini, taşınmazın 185.000,00 TL bedelle alındığını, 85.000,00 TL'sinin peşin olarak verildiğini, kalan 100.000,00 TL için davalı tarafından 120 ay vadeli kredi çekildiğini, kredi borcunun ödenmesinde davacı kadının da maddî katkıda bulunduğunu ve bu katkısı sebebiyle değer artış payı alacağı ve aynı zamanda katılma alacağının olduğunu iddia ederek davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 8.000,00 TL katılma alacağı, 2.000,00 TL değer artış payı alacağının faizi ile birlikte davalı-davacı erkekten tahsili ile davacı-davalı kadına verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı-davalı vekili talep arttırım dilekçesinde özetle; fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak alınan bilirkişi raporları uyarınca katılma alacağı talebinin faizi ile birlikte 808.873,45 TL üzerinden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı-davalı vekili birleşen davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; işbu davanın konusu, tarafları ile aynı olan davaya dair yargılamanın halen devam etmekte olduğunu ve davanın usulden reddi gerektiğini, davalı-davacı tarafından asıl davada süresinde cevap dilekçesi sunulmadığından vakıa ve delile dayanabilmek adına bu davanın açıldığını ve hukuki yararı olmadığını, dürüstlük kuralına aykırı davranıldığını, dava konusu taşınmazın 185.000,00 TL bedelle alındığını, ancak erkeğin babası tarafından maddî anlamda bir katkının söz konusu olmadığını, 85.000,00 TL bedelin tarafların birikimi ile ödendiğini, geri kalan 100.000,00 TL için kredi çekildiğini, kredi borcunun ödenmesinde kadının maddî katkısı olduğunu ve kadının bu taşınmaz yönünden değer artış payı alacağı ve katılma alacağı haklarının olduğunu iddia ederek birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkeğe, dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı-davacı erkek tarafından süresinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
2.Davalı-davacı vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların 1996 yılında evlendiğini ve taraflar arasındaki geçimsizlik sebebiyle açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verildiğini, boşanma kararının kesinleştiğini, İzmir İli ... İlçesi ... Mahallesi 41697 ada 32 parsel 1 numaralı bağımsız bölümde bulunan taşınmazın evlilik birliği içerisinde 185.000,00 TL bedelle alındığını, evin peşinatı için erkek ve erkeğin ailesinin katkısı ile 85.000,00 TL verildiğini, erkeğin babasına ait olan evin 15.12.2014 tarihinde satıldığını, 84.000,00 TL'sinin erkeğin babası tarafından erkeğin banka hesabına havale edildiğini, kalan 1.000,00 TL'sinin ise elden verildiğini, kalan kısmı için kredi çekildiğini, kredi borçlarının erkek tarafından ödendiğini, kadının taşınmaz üzerinde herhangi bir alacak hakkının olmadığını iddia ederek birleşen davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı-davalı kadın adına kayıtlı taşınır, taşınmaz mallar üzerinde hesaplanacak mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının şimdilik 10.000,00 TL'sinin faizi ile birlikte davacı-davalı kadından alınarak davalı-davacı erkeğe verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların 1996 yılında evlendiği ve 03.11.2016 tarihinde açılan davanın yapılan yargılaması neticesinde boşanmalarına karar verildiği, boşanma kararının kesinleştiği, taraflar arasındaki mal rejiminin 03.11.2016 tarihinde sona erdiği, dava konusu taşınmazın 26.12.2014 tarihinde satın alınarak davalı-davacı erkek adına tescil edildiği, taşınmazın edinildiği tarih itibariyle edinilmiş mal olduğu, taşınmazın 100.000,00 TL'lik kalan kısmı için 120 ay vadeli kredi çekildiği, her ne kadar süresinde verilmeyen cevap dilekçesi ve birleşen dava dilekçesinde; dava konusu taşınmazın peşinatının davalı-davacı erkeğin babası tarafından karşılıksız kazandırma olarak verildiği iddia edilmişse de dinlenen tanık beyanlarında ve davalı-davacı erkeğe ait banka kayıtlarında buna dair bir bilginin bulunmadığı ve bu iddianın ispatlanamadığı, yine her ne kadar birleşen dava dilekçesinde, davacı-davalı kadına ait mal varlığının tespit edilerek davalı-davacı erkeğin mal rejiminden kaynaklanan alacak hakkının verilmesi talep edilmişse de davacı-davalı kadının mal rejiminin tasfiyesine konu olacak bir mal varlığı bulunmadığı, bilirkişiler tarafından sunulan raporların denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile 808.873,45 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı-davacı erkekten alınarak davacı-davalı kadına verilmesine, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, birleşen davada dayanılan vakıa ve delillerin dikkate alınmadığı, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği ve birleşen davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, dava konusu taşınmazın peşinatının erkeğin babası tarafından karşılıksız kazandırma yolu ile verildiği ve erkeğin kişisel malı olduğu, kredinin ise erkek tarafından ödendiği ve kadının taşınmaz üzerinde herhangi bir alacak hakkının olmadığı, asıl davanın reddine karar verilmesi gerektiği, taşınmaz değerinin hatalı tespit edildiği belirtilerek; asıl davanın kabulü, birleşen davanın reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; asıl dava dilekçesinin davalı-davacıya 30.11.2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı-davacının yasal süresi geçtikten sonra 15.12.2016 tarihinde asıl davaya cevap dilekçesi verdiği, ardından da yaklaşık 2 yıl sonra asıl davaya karşı ileri sürmesi gereken cevaplarını birleşen dava dilekçesi ile ileri sürdüğü, asıl davaya süresinde cevap vermeyen davalı-davacının daha sonra birleşen dava açmak sureti ile süresinde sunamadığı savunmalarını birleşen dava yoluyla ileri sürmesinin hukuken mümkün olmadığı, böyle bir düzenlemeye usul hukukunda da cevaz verilmediği, hal böyle olunca süresinde cevap dilekçesi ile ileri sürülmeyen savunma vakıalarının dikkate alınamayacağı, buna göre, ev alınırken peşinat olarak ödenen 85.000,00 TL paranın davalı-davacının kişisel malı olduğu yönündeki savunmasının da irdelenmesine gerek olmadığı, taşınmazın 185.000,00 TL'ye alındığı, 85.000,00 TL'sinin tarafların birikimleri ile karşılandığının kabul edilmesi gerektiği, taşınmaz alınırken Ziraat Bankası'ndan 120 ay vadeli konut kredisi kullanıldığı, boşanma dava tarihine kadar bir miktar kredinin ödendiği, tasfiye anının mahkemenin muhtemel karar tarihi olması ve davacı-davalının da aşamalardaki talebi ile taşınmazın mahkemenin karar tarihine yakın tarihteki güncel değerinin belirlenmesinde isabetsizlik olmadığı, buna göre, mahkemenin karar tarihine en yakın tarihteki taşınmazın değerinin 2.900.000,00 TL olarak esas alınacağı, buradan hareketle yapılan hesaplama neticesinde davacı-davalının peşinattan ve krediden doğan edinilmiş maldan hissesine düşen miktar itibariyle davanın kabulünde isabetsizlik olmadığı belirtilerek; davalı-davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle asıl davanın kabulü, birleşen davanın reddi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme
Dava, karşılıklı katılma alacağı ve değer artış payı alacağı istemine ilişkin olup uyuşmazlık, kişisel mal savunması, güncel değer, süresinden sonra verilen cevap dilekçesi ve delillerinin hükme esas alınıp alınmayacağı, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilip edilmediği ve her iki davanın davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 27 inci maddesi, 126 ncı maddesi, 127 inci maddesi, 128 inci maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun Kanun'un 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.