Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9807 E. 2024/3674 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yargıtay’ın bozma ilamına uygun olarak verilen, evlilik birliğinin ekonomik varlığının korunması amacıyla eşin taşınmazlar üzerindeki tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına ilişkin kararın hukuka uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların fiilen ayrı yaşadıkları ve davalı eşin mal varlığının bir kısmını elden çıkarma girişiminde bulunduğu, ailenin ekonomik varlığının korunması için davalının tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasını gerektirecek koşulların oluştuğu gözetilerek, bozma kararına uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1230 E., 2023/1402 K.

KARAR : Bozmaya uyularak yeniden esas hakkında karar

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen aile mallarının korunmasını teminen tasarrufun yetkisinin sınırlanması davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi’nin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne, belirtilen taşınmazlar yönünden evlilik süresince tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de; aile mallarının korunmasına yönelik hakim müdahalesine yönelik karara ilişkin verilen kararların Yargıtayda duruşmalı olarak inceleneceğine ilişkin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinde hüküm bulunmadığından duruşma isteğinin reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müşterek haneyi terk ettiğini ve şu anda başka bir kadınla birlikte yaşadığını, kredi çekerek gönderdiği para ile Arnavutköy'de arsa alındığını, yine tarafların daha önce Kahramanmaraş'taki evi satın aldıklarını, davalının bu taşınmazları satma girişiminde bulunduğunu, bu şekilde ailenin ekonomik varlığının tehlike altına girdiğini ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 199 uncu maddesi uyarınca davalının her iki taşınmazda bulunan tasarruf yetkisini sınırlanmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların doğru olmadığını, haksız ve şartları oluşmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 13.10.2021 tarihli kararı ile, davalı ...'ın yaklaşık 2 yıl kadar önce müşterek evden ayrıldığı, tarafların ayrı yaşamaya başladıkları, ...'ın başka bir kadınla münasebetinin olduğu, başka bir kadına gittiği, davacı tanığının ...'nın Almanya'da çocuk parası almak için dava açtığını, ...'dan Almanya'da açmış olduğu bu dava sonuçlandıktan sonra ...'a boşanma davası açacağını duyduğunu beyan ettiği, davalı tarafın cevap dilekçesinde davacının boşanma davası açtığının ve halen Almanya'da derdest olduğunun belirtildiği, davaya konu taşınmazların tapuda davalı adına kayıtlı olduğu, davaya konu Kahramanmaraş ... ilçesi ... mahallesinde kain 3185 Ada, 16 Parsel sayılı taşınmazın dava dilekçesine ekli ilan çıktısından da anlaşıldığı üzere davalı tarafından satışa çıkarıldığı, davaya konu İstanbul ili, ... ilçesi ... Köyünde kain 164 Ada, 27 Parsel sayılı taşınmazın satın alınması için davacı tarafından davalıya kredi çekerek 98.168,0 Euro banka havalesi ile gönderdiği, dekontun dosya arasında mevcut olduğu, havale tarihinin 07.08.2018 olduğu, taşınmazın dosyada mevcut tapu kayıtları ve resmi senet örneğinden davalı üzerine 25.09.2018 tarihinde resmi senetle satış ve tescil işlemlerinin yapıldığı, davacı tarafından ailenin ekonomik varlığının tehlike altına girdiğinden bahisle davalı adına tapuya kayıtlı Kahramanmaraş İli, ... İlçesi, ... Mahallesinde kain 3185 ada, 16 parsel sayılı ve İstanbul İli, ... İlçesi, ... Köyünde kain 164 ada, 27 parsel sayılı taşınmazlarda davalının tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasının talep edildiği, 4721 sayılı Kanun'un 199 uncu maddesinde "Ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan malî bir yükümlülüğün yerine getirilmesi gerektirdiği ölçüde, eşlerden birinin istemi üzerine hâkim, belirleyeceği malvarlığı değerleriyle ilgili tasarrufların ancak onun rızasıyla yapılabileceğine karar verebilir. Hâkim bu durumda gerekli önlemleri alır. Hâkim, eşlerden birinin taşınmaz üzerinde tasarruf yetkisini kaldırırsa, re'sen durumun tapu kütüğüne şerhedilmesine karar verir." hükmü uyarınca davacının davasının kabulü ile, davalı adına tapuya kayıtlı Kahramanmaraş ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde kain 3185 ada, 16 parsel sayılı ve İstanbul ili, ... ilçesi, ... Köyünde kain 164 ada, 27 parsel sayılı taşınmazlarda davalının tasarruf yetkisinin 4721 sayılı Kanun'un 199 uncu maddesi uyarınca sınırlanmasına, bu taşınmazlara yönelik tasarrufların ancak davacının rızası ile yapılabileceğine, bu hususun tapu kütüğüne şerh edilmesine, ilgili tapu müdürlüklerine şerh için yazı yazılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 29.11.2022 tarihli kararı ile, tarafların ayrı yaşadıkları süreçte davalı erkeğin ailenin ekonomik birliğini tehlikeye düşürecek mahiyette herhangi bir tasarrufunun davacı tarafça ispat edilememesi hususu dikkate alındığında ailenin ekonomik varlığının korunması gereği veya evlilik birliğinden doğan mali bir yükümlülüğün yerine getirilmemesi gibi bir durum söz konusu olmadığından ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesi gerektiği halde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğu gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili hükmün tümü yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Daire’nin 03.05.2023 tarih ve 2023/505 Esas, 2023/2098 Karar sayılı kararı ile 4721 sayılı Kanun'un 199 uncu maddesine göre, ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan mali yükümlülüğün yerine getirilmesi gerektiği ölçüde, eşlerden birinin istemi üzerine hakim belirleyeceği mal varlığı değerleriyle ilgili tasarrufların ancak onun rızasıyla yapılabileceğine karar verebilir. Davacı dava dilekçesi ile davalının tasarruf yetkisinin kısıtlanmasını talep etmiş İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi üzerine davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince, ailenin ekonomik varlığının korunması gereği veya evlilik birliğinden doğan mali bir yükümlülüğün yerine getirilmemesi gibi bir durum söz konusu olmadığından ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, tarafların fiilen ayrı yaşadıkları, davalı erkeğin mal varlığının bir kısmını elden çıkarma yönünde girişimlerde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu hale göre, davalının tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasında gereklilik bulunduğu gerçekleşmiş olup, 4721 sayılı Kanun'un 199 uncu maddesi koşulları oluşmuştur. Buna göre; Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin davanın kabulü kararının doğru olduğu kabul edilerek davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamı sonrası yeniden yapılan yargılama sonucunda bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmesinin gerektiği gerekçesi ile davanın kabulü ile davalı adına tapuya kayıtlı Kahramanmaraş ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde kain 3185 ada, 16 parsel sayılı ve İstanbul ili, ... ilçesi, ... Köyünde kain 164 ada, 27 parsel sayılı taşınmazlarda, 4721 sayılı Kanun’un 199 uncu maddesi uyarınca davalının tasarruf yetkisinin evliliğin devamı boyunca geçerli olmak üzere sınırlanmasına, davacının evliliğin devamı sırasındaki davaya konu taşınmazlardaki tasarruflarında davacı eşin rızasının Aranmasına, bu hususta ilgili tapu sicil müdürlüklerine müzekkere yazılmasına, karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; aşamalardaki beyanlarını tekrarlamakla birlikte, Almanya ülkesinde boşanma davası açtıklarını, kararın beklenilmesinin gerektiğini, davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, kararın gerekçesiz olduğunu ileri sürerek; Bölge Adliye Mahkemesi kararın tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bozma ilamına uygun karar verilip verilmediği ile kararın gerekçesinin olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun’un 199 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 373 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.