Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9828 E. 2024/7522 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasının fer'ileri olan yoksulluk nafakasının miktarı ve ödeme şeklinin belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yoksulluk nafakasının toptan mı yoksa irat şeklinde mi ödeneceğine karar verilirken tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile ödeme gücünün değerlendirilmesi gerektiği, bu hususların eksik incelenmesi nedeniyle hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden bozma kararı verilmiş, bozma kapsamı dışındaki hususlarda ise karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1213 E., 2023/1546 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Elmadağ 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/102 E., 2021/282 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında özetle; sürekli yalan söylediğini, yaşını gizlediğini, hastalığını gizlediğini, ortak çocuğun uzun süren bir tedavi sonucunda tüp bebek yöntemiyle olduğunu, bu süreçte maddî yönden oldukça fazla yıprandığını, kadının bu durumu önemsemediğini,eşini başkalarının eşleriyle karşılaştırıp sürekli aşağıladığını hesap hareketlerini incelediğini,erkeği ailesinden soğutmaya çalıştığını, ailesini evden kovduğunu, bebeklerine takılan altınları abisine minibüs alması için verdiğini, hakaret ve tehdit içeren masajlar gönderdiğini belirterek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında özetle; erkeğin psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, ortak evi terk ettiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, ortak konuta gelmediği zamanların olduğunu, darp ettiğini, arkadaşlarıyla ve kendi ailesiyle birlikte tatile gittiğini, lüks yaşama isteğinin olduğunu, hamilelik ve doğum sürecinde de yalnız bıraktığını, kaının ailesini ortak konutta istemediğini belirterek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

boşanmalarına, 1.500,00 Tl tedbir ve iştirak nafakası, aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminata ve ziynet eşyası alacağına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacı kadının eşine karşı evlenmeden önce yalan beyanlarda bulunduğu, bu durumların evlilik birliği içerisinde ortaya çıktığı, erkeğin ailesine karşı kötü davrandığı, onlara saygısız davrandığı, onları istemediğini ima eder eylemlerde bulunduğu, erkeğe karşı hakaretlerde ve aşağılayıcı beyanlarda bulunduğu, erkeğinde kadına şiddet uyguladığı, ortak haneye sık sık gelmediği ve bunu alışkanlık haline getirdiği, aşağılayıcı şekilde davrandığı, hamilelik sürecinde kadınla ilgilenmediği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle, tarafların davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, ortak çocuk ...'nın velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir nafakasına, karar kesinleştiğinde iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir nafakasına, karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak devamına, 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminatın kadına verilmesine, ziynet alacağı davasının tefrikine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve ziynet eşyası alacağı davasına yönelik olarak istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar ile ziynet eşyası alacağı davasına yönelik olarak istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı-karşı davalı erkek eşin davalı-karşı davacı kadına fiziksel şiddet uyguladığı, eşini aşağıladığı ve birlik görevlerini yerine getirmekte ihmal gösterdiği, buna karşılık davalı-karşı davacı kadının ise eşine hakaret ettiği ve eşinin ailesine soğuk davrandığı anlaşıldığı, İlk Derece Mahkemesince davalı-karşı davacı kadına kusur olarak yüklenen "Eşine karşı evlenmeden önce yalan beyanlarda bulunduğu, bu durumların evlilik birliği içerisinde ortaya çıktığı," şeklindeki vakıaya ilişkin olayların, davacı-karşı davalı erkeğin dava dilekçesinde yer verilen anlatıma göre, evlilik birliğinin kurulmasında öncesine ve evlilik birliğinin kurulduğu tarihten hemen sonrasına ilişkin olaylardan ibaret olduğu, bu durumun davacı-karşı davalı tarafından öğrenilmesinden sonra evlilik birliğinin uzunca bir süre daha devam ettiği, bu sebeple söz konusu bu vakaya ilişkin olayların davacı-karşı davalı tarafından affedildiği en azından hoşgörü ile karşılandığı anlaşılmakta olup, davacı-karşı davalı tarafından affedildiği en azından hoşgörü ile karşılandığı anlaşılan bu vakıanın eldeki boşanma davalarında davalı-karşı davacı kadına kusur olarak yüklenmesi doğru olmadığı, gerçekleşen bu duruma göre, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı kadın az, davacı-karşı davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, takdir edilen maddî ve manevî tazminatlar ile yoksulluk nafakasının miktarının az olduğu, velayeti anneye verilen ortak çocuk ... için iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru ise de, ortak çocuğun ihtiyaçları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetildiğinde hükmedilen nafaka miktarının az olduğu, gerekçesi ile davalı-karşı davacının kusur belirlemesine, maddî ve manevî tazminat, yoksulluk nafakası ve ortak çocuk ... lehine hükmedilen iştirak nafakasının miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlerden kaldırılmasına, davalı-karşı davacı kadın yararına 90.000,00 TL maddi ve 60.000,00 TL manevî tazminata, aylık 1.200,00 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocuk ... lehine aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına, davalı-karşı davacı kadının diğer yönlere, davacı-davalı erkeğin ise tüm yönlere ilişkin istinaf başvurularının ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı- karşı davalı erkek; kusur belirlemesi, kendi tazminat talebinin reddi, tazminatlar, nafakalar ile ziynet alacağı davasının tefriki yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davalarda taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, nafaka ile tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı ve ziynet alacağı davasında verilen tefrik kararı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı- davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (4721 sayılı Kanun md. 175). Aynı Kanunun 176 ncı maddesinin birinci fıkrasında, yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebileceği öngörülmüştür. Yoksulluk nafakasının toptan ya da irat biçiminde ödenebilmesine karar verilebilmesi için, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile ödeme gücünün göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır. Yoksulluk nafakasının kadın yararına irat şeklinde ödenmesine hükmedilmesi, tarafların ekonomik sosyal durumu ile evlilik süresi dikkate alındığında Kanunun amacına uygun değildir. O halde 4721 sayılı Kanunun 176 ncı maddesinin birinci fıkrası nazara alınarak, hakimin takdir yetkisi çerçevesinde tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına uygun olarak yoksulluk nafakası yönünden bir defaya mahsus olmak üzere "toptan ödeme" kararı verilmesi hususu da tartışılıp değerlendirilerek buna göre yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden erkek yararına BOZULMASINA,

2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.