"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/797 E., 2023/1251 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/883 E., 2021/85 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından tazminat miktarları ve davacı kadın yararına nafaka hükmedilmemesi yönünden, davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve nafaka miktarları yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, kadın yararına tedbir nafakası hükmedilmesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Davalı erkeğin tazminat taleplerinin reddine ilişkin İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm, davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmediğinden kesinleşmekle davalı erkek vekilinin tazminat taleplerinin reddine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı erkek vekilinin reddedilen yön dışındaki itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin ilgisiz olduğunu, sürekli içki içtiğini, eve geç geldiğini, bazen gelmediğini, bir kaç kere şiddet uyguladığını, evden kovduğunu belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının, 1.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasının, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacı kadının evi terk ettiğini, ailesinin etkisi altında kaldığını, hakaret boyutuna çıkacak tartışmaları olduğunu belirterek davanın reddine, aksi halde çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, 800,00 TL tedbir-iştirak nafakasının, 40.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminatın davacı kadından alınarak davalı erkeğe verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının özellikle son üç yıldır alkole düşkün olduğu ve davacıya fiziksel şiddet uyguladığı, erkek her ne kadar cevap dilekçesinde davacının evi terk ettiğini , kendisine sevgi ve saygısının kalmadığını ileri sürmüş ise de davacının davalı tarafından uygulanan fiziksel şiddet sonucunda evden ayrıldığı sabit olduğundan ve bu nedenle ileri sürülen olgular davacıya kusur olarak yüklenemeyeceğinden davalının tam kusurlu davranışları neticesinde tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, tekrar bir araya gelip evlilik birliğini sürdüremeyecekleri gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 200,00 TL tedbir nafakası takdirine, iş bu nafakanın kararın kesinleşmesine kadar devamına kararın kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası adı altında davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davacının tedbir ve iştirak nafakası taleplerinin reddine, davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşulları gerçekleştiği gerekçesi ile davacı lehine 12.000,00 TL maddî, 12.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı kadın vekili; tazminat miktarları ve davacı kadın yararına nafaka hükmedilmemesi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili; kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, nafaka miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflarca dilekçeler aşamasında dayanılan ve hükme esas alınan erkeğe yüklenen kusurların somut, görgüye dayalı, tutarlı tanık anlatımları ile kanıtlandığı, erkeğin, kadın için öne sürdüğü maddî vakıaları ispat edemediği, kadının fiziksel şiddet sonucu evden ayrılması nedeniyle kadına evi terk kusurunun yüklenmemesinin yerinde olduğu, bu duruma göre mahkemece yapılan kusur tespitinde ve nitelendirmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarının birbirine denk olduğu gerekçesiyle kadının tedbir nafakası talebinin reddedilmesinin yerinde olmadığı, yoksulluk nafakasının reddinde bir isabetsizlik görülmediği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut veya beklenen menfaat, hakkaniyet ilkesi ile kadın yararına İlk Derece Mahkemesince hükmedilen maddî ve manevî tazminatların esasının yerinde, miktarlarının az olduğu gerekçeleri ile davacı kadının reddedilen tedbir nafakasına ve yararına hükmedilen maddî manevî tazminat miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin buna ilişkin hükümlerinin kaldırılmasına, yeniden hüküm tesisine, davacı kadın yararına dava tarihinden boşanma hükmünün kesinleşme tarihine kadar geçerli olmak üzere aylık 750,00 TL tedbir nafakasının davalı erkekten alınarak davacı kadına ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı kadın yararına 40.000'er TL maddî ve manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına ödenmesine, davacı kadının diğer istinaf taleplerinin reddine, davalı erkeğin iştirak nafakasına yönelik istinaf talebi ortak çocuk ergin olduğundan konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, davalı erkeğin diğer istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili; kusur belirlemesi, kadın yararına tedbir nafakası hükmedilmesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile tedbir nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun`un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle Bölge Adliye Mahkemesince davacı kadın yararına 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata hükmedildiğinin anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı erkek vekilinin tazminat taleplerinin reddine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davalı erkek vekilinin diğer hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.