"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/970 E., 2023/1466 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 10. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/768 E., 2023/53 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince Mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma, yönünden kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir.
Kararın kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin başından itibaren davalı-davacının aşırı derece ailesine düşkün olduğunu, ortak hanedeki tüm kararların kendi ailesiyle birlikte alınmasını istediğini, çok önemsiz sorunların büyütülerek kavgaya dönüştürüldüğünü, ayrıca başka kadınlarla birebir ilişki kurarak sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, bir eş ve baba olarak sorumluluklarını yerine getirmediğini, müvekkiline ikiyüzlü, çıkarcı, ruh hastası gibi sözlerle hakaret ettiğini, küçük düşürücü sözler söylediğini, davalı-davacının Bulgaristan'a giriş çıkışlarında başka kadınlarla ilişkilerinin ortaya çıktığını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, ortak çocuk için aylık 1.500 TL tedbir ve iştirak nafakası, müvekkili yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; birbirlerini severek evlendiklerini, her iki tarafın ailesinin de zaman zaman evlerine gelip gittiğini, davacı-davalının müvekkilinin ailesine karşı soğuk ve ilgisiz davrandığını, "defolup gitsinler istemiyorum" gibi sözler söylediğini, davacı-davalının da evlilik birliği içinde müvekkilini hep yok saydığını, maddî manevî dayanışma içine girmediğini, doğumdan sonra davacı-davalının davalı-davacıdan uzaklaştığını, 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası, müvekkili yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 29.12.2020 tarih, 2018/1097 Esas ve 2020/696 Karar sayılı kararı ile; her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri boşanmanın fer’îleri yönünden istinaf ettiklerini beyanla, İlk Derece Mahkemesinin yanılgılı değerlendirmede bulunduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararının talepleri doğrultusunda kaldırılması talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Bölge Adiye Mahkemesinin 13.10.2022 tarih ve 2021-377 Esas 2022-1896 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesince, tarafların boşanmalarına karar verildiği halde davalının iddiasının davalı tanıklarının beyanları ile sabit olduğunun” ifade edildiği, ardından davacı-davalı kadına yüklenen kusurun açıkça yazıldığı, akabinde davalı-davacı erkeğe yüklenen kusurlar açık bir şekilde yazılmadan “erkeğin ağır, kadının az” kusurlu olduğu şeklinde bir tespitte bulunulduğu, taraflara yüklenen kusurlu davranışların ne olduğu ve boşanmaya neden olan olaylarda taraflara yüklenen kusurun ağırlığı da belirtilerek, kabul edilen kusur oranına göre, boşanmanın eki niteliğindeki nafaka ve tazminat talepleri değerlendirilerek, taraf vekillerinin istinaf talebinin diğer yönler incelenmeksizin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının tümüyle kaldırılmasına, belirtilen hususlara riayet edilerek yeniden karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacı-davalının davalı-davacının ailesine saygı göstermediği, çocuk doğduktan sonra onları evde istemediği, davalı-davacının ise; davacı-davalıya hakaret ettiği, küçük düşürücü sözler söylediği, başka kadınlarla güven sarsıcı davranışlar sergilediği, erkeğin ağır; kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle boşanma, vekâlet ücreti, yargılama gideri, velâyet, kişisel ilişki yönünden kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, 25.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminatın yasal faizi ile birlikte davalı-davacı erkekten alınarak davacı-davalı kadına ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; nafaka ve tazminatların miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarı ile iştirak nafakası miktarının az olduğu gerekçesi ile kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilgili hükümlerin kaldırılarak yerine esas hakkında hüküm kurmak suretiyle ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasının davalı-davacı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, kadın yararına daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerektiğinden 50.000,00 TL maddî tazminat ile 50.000,00 TL manevî tazminatın boşanmaya ilişkin kararın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı-davacı erkekten alınarak davacı-davalı kadına verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, kadının sair yönlere ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; tazminatların miktarları yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davalı- davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kusur, tazminatlar ve iştirak nafakası yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
İstinaf edilmeyen yönler temyiz edelemeyeceğinden uyuşmazlık, tazminatların ve iştirak nafakasının miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.