Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9866 E. 2024/5946 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, velayet, nafaka miktarı ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelden sarsıldığı, davalı-davacı kadının daha ağır kusurlu olduğu, velayet, nafaka ve tazminat hususlarında ilk derece mahkemesince hüküm altına alınan hususların usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, istinaf başvurusunun reddine dair bölge adliye mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1034 E., 2023/1177 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ: Ankara Batı 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/586 E., 2022/103 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; tarafların 2010 yılında evlendiklerini, bir ortak çocukları olduğunu, müvekkilinin kadınla evlenmek için ailesinden vazgeçtiğini, kadını mutlu etmek için müvekkilinin elinden geleni yaptığını, kadının lüks istekleri için müvekkilinin kredi çektiğini, ve kredileri ödemekte müvekkilinin zorlandığını, icra takibine maruz kaldığını, kadının müvekkiline ''zaten ailen mi vardı, yanımızda olmadılar, bana altın mı taktılar, ne gördüm onlardan, bak seni de yalnız bıraktılar'' şeklinde sözler söylediğini, müvekkilinin aile şirketinden kadın ile evlenebilmek için ayrıldığını, bunun üzerine bir süre işsiz kaldığını, müvekkilinin işe girdiğini, daha sonra kendi işini kurduğunu, kadının müvekkiline ''senin yaptığın da iş mi, kendini bir iş mi yapıyor zannediyorsun'' şeklinde sözler söylediğini, aşağıladığını, tarafların her tartışmasında kadının müvekkiline ''ruh hastası'' olarak söylediğini, müvekkilinin arkadaşları ile görüşmesine kadının engellediğini, müvekkilinin arkadaşlarını arayarak ''... sizinle mi'' diye sorduğunu, kadın, müvekkili olan eşini abisi gibi olmasını istediğini, sürekli abisi ile kıyasladığını, tarafların evliliklerine kadının ailesinin müdahale ettiğini, mahrem konuları kadının başkalarına anlattığını, kadının kişisel bakımına özen göstermediğini, kadının müvekkiline ''ruh hastası, dengesiz, sen kendini ne sanıyorsun, ben daha iyilerine layığım'' şeklinde sözler söylediğini, müvekkilini evden kovduğunu, müvekkilinin kilosu ile dalga geçtiğini, ortak çocuk ile kadının ilgilenmediğini küçüğün bütün ihtiyaçlarını müvekkilinin sağladığını, kadının kusurlu davranışları nedeni ile evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini beyan ederek tarafların boşanmalarına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarını kabul etmediklerini, erkeğin sürekli araba değiştirdiğini, pahalı hobilerinin olduğunu, erkeğin müvekkiline sürekli rencide edici sözler söylediğini, hakaret ettiğini, ''çirkinsin, sana mı kaldım, seni istemiyorum'' şeklinde sözler söylediğini, erkeğin cinsel ilişkiden kaçındığını, sürekli arkadaşlarıyla vakit geçirdiğini, telefonla ilgilendiğini, müvekkilinin erkeğin telefonunda eskort numaraları bulduğunu, müvekkilinin erkeğe soruduğunda erkeğin ''evet bir kadınla görüşüyorum'' şeklinde cevap verdiğini, erkeğin evi terk ettiğini, ortak çocuğun erkeğin telefonunda ''aşkım'' diye kayıtlı birinden mesaj geldiğini gördüğünü, müvekkilinin annesinden erkeğin borç aldığını, bu borcu ödemediğini, evlilik birliğinin davacı- davalı erkeğin kusurlu davranışları sebebiyle temelinden sarsıldığını beyan ederek tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, kadın yararına aylık 3.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuk için aylık 2.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkil lehine 150.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, erkek üzerine kayıtlı menkul ve gayrimenkuller üzerine tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; tarafların iddia ve savunmaları, tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; tarafların 17.09.2010 tarihinde evlendikleri, evliliklerinden ortak bir çocuklarının bulunduğu, davalı- davacı kadının, eşinin arkadaşları ile görüştüğü zamanlarda arkadaşlarını sürekli arayarak ...'ın yanlarında olup olmadığını kontrol ettiği, arkadaşları yanında küçük düşürdüğü, başkalarının yanında erkeğin kilosuyla ilgili konuştuğu ve eleştirdiği ,aile mahremiyetini başkalarıyla paylaştığı; davacı- davalı erkeğin de, evlilik birliği devam ederken sürekli telefonuyla ilgilendiği, eşi ve çocuğuna karşı ilgisiz davrandığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte geçimsizliğin bulunduğu, boşanmaya neden olan olaylarda davacı- davalı erkeğin daha az, davalı- davacı kadının daha ağır kusurlu olduğu anlaşılmış, tarafların yeniden bir araya gelmeyecekleri konusunda Mahkememizde kanaat hasıl olduğundan davanın ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, tarafların ortak çocuğunun velâyetinin anneye verilmesine, velâyeti anneye verilen ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, velâyeti anneye verilen ortak çocuk lehine dava tarihinden itibaren hükmedilen aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren 1.500,00'ye çıkarılmasına, karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, davalı- davacının lehine hükmedilen aylık 1.200,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, yoksulluk nafakası talebinin reddine, davalı- davacının maddî tazminat ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur değerlendirmesi, karşı davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kadının gayrimenkul satış müdürü olarak çalıştığını, lehine tedbir nafakası koşullarının oluşmadığını, erkeğin gelirinde ciddi azalma olduğunu, bu nedenle ortak çocuk lehine takdir edilen tedbir-iştirak nafakasının da kaldırılmasına karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur değerlendirmesi, sadakatsizlik iddiasının ispatlandığını, hükmedilen nafaka miktarlarının yetersiz olduğunu, kadın lehine yoksulluk nafakası ile maddî-manevî tazminat koşullarının oluştuğunu, erkeğin davasının reddi gerektiğini beyanla, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve talepleri uyarınca hüküm kurulması istemiyle istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, eksik inceleme, tedbir ve yoksulluk nafakası, erkeğin boşanma davasının kabulü ve maddî ve manevî tazminatın reddinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin boşanma davasının kabulünün ve kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı ile nafakaların miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ıncı, 166 ıncı, 174 üncü, 175 inci, 182 nci ve 330 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.