Logo

2. Hukuk Dairesi2023/986 E. 2023/3948 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1765 E., 2022/2776 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/580 E., 2021/56 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların birlikte umreye gittiklerini, karşı tarafın hiçbir sebep yokken 10.01.2015 tarihinde müşterek haneyi terkedip gittiğini ve boşanma davası açtığını ancak davanın reddedildiğini, tarafların beş yıldır ayrı olduklarını, barışma için aracılar gönderdiğini ancak karşı tarafın geçinmeyeceğini ve barışmayacağını bildirdiğini, evliliğin devamında iki taraf içinde bir yarar olmadığını, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olup tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; karşı tarafın evlenmeden önce kadını hacca götürme vaadinde bulunduğunu ancak götürmediğini, annesinden kalan miras ile umreye gidildiğini, karşı tarafın evlenmeden önce verdiği sözlerin hiçbirini yerine getirmediğini, hizmetçi-bakıcı gibi davrandığını, kadına şiddet uygulayıp doktora gitmesini ve rapor almasını da engellediğini, okuma yazma bilmediğini, karşı tarafın şeker hapı yerine uyku hapı verdiğini, baskıcı ve ilgisiz davrandığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek asıl davanın reddine karşı davanın kabulü ile, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın için 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile eldeki davadan önce kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca şiddetli geçimsizliğe dayalı açılan 17.02.2015 tarihli davada yapılan yargılama sonucunda ... Aile Mahkemesinin 2015/71E., 2016/245 K. sayılı 08.11.2019 tarihli kararında tanıkların erkeğin kusuru ile evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini ispata yarayan belli bir olaydan söz etmediklerini, bilakis erkeğin kadının sağlık sorunlarıyla ilgilendiğini, kadını tedavi ettirdiğini, torunlarının sünnetlerini yaptırdığını, kadını umreye götürdüğünü kadına değer verdiğini, kadının sağlık sorunları olması ve alzheimer başlangıcının da bulunması sebebiyle alıngan bir yapıda olup, ilk evliliğinden olan çocuklarının da dolduruşuyla eşine karşı haksız ithamlarda bulunduğunu belirterek erkeğe atfedilebilecek maddî bir olayda bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddedildiğini kararın 03.07.2018 tarihinde Yargıtayca onananarak boşanma yönünden kesinleştiğini, bu tarihten sonra da tarafların bir araya gelmediği ve müşterek yaşamın yeniden tesis edilmediği hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığını, taraflar arasında yeni bir olay da yaşanmadığını, gelinen aşamada kadının reddedilen boşanma davasını açarak ve haklı bir sebep olmaksızın ayrı yaşamasına rağmen davacı- karşı davalı erkeğin birlikte yaşamak için aracı göndermesi şeklindeki girişimlerini de karşılıksız bırakarak evlilik birliğinden doğan birlikte yaşama yükümlülüğüne aykırı davrandığını, kadının karşı davası yönünden ise kadının reddedilen davası ile eldeki davanın tarafları, konusu ve dava sebebinin aynı olduğunu, yeni vakıaların ileri sürülmediğini bu durumda, kesin hüküm koşullarının oluştuğunu, kadının davasının usulden reddi gerektiğini belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda reddedilen önceki davayı açarak haklı bir sebep olmaksızın birlikte yaşamaktan kaçınan ve boşanma nedeni yaratan kadının tam kusurlu olduğundan bahisle kadının davasının usülden reddi ile erkeğin davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kusur durumu dikkate alınarak yasal koşulları oluşmadığından kadının maddî ve manevî tazminat talepleri ile yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı- karşı davacı kadın vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, asıl avanın kabulü ile karşı davanın reddi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince davalı-karşı davacı kadının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- karşı davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, tarafların 1998 yılından beri 22 yıldır evli olduğunu, erkeğin evlilik öncesinde vermiş olduğu sözleri yerine getirmediğini, evlilik öncesinde göstermiş olduğu ilgi ve alakayı evlilik sonrasında göstermediğini, hayal kırıklığına uğrattığını, emekli olduğuna inandığını ancak evlendikten sonra 18 sene boyunca istemediği halde tarlada çalıştırdığını, pazarcılık yaptırdığını, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, şeker ilaçları yerine uyku ilaçları aldığını, karşı tarafın birlikte yaşama isteğinin evliliğini kurtarmak için olmadığını, tanık beyanları ile erkeğin kusurunun ispatlandığını belirterek asıl davanın kabulü ve karşı davanın reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü ve kadının reddedilen dava ve talepleri yönünden kabul şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.