"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2023/256 E., 2023/472 K.
DAVA TARİHİ : 05.12.2018
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, kadın lehine maddî ve manevî tazminata karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin çalışmasını istemediği için işini bırakmak zorunda kaldığını, evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları taşımayan erkeğin ileri derecede alkol almaya başladığını, iş aramak yerine bütün gün evde oturduğunu, bulunan işlerin hiçbirini beğenmediğini, eşya taksitlerinin birikmesi ve ekonomik durumlarının kötüye gitmesi üzerine evlerine haciz gelmesine engel olmak isteyen müvekkilinin bankadan kredi çektiğini, borcu borçla ödediğini,geriye kalan para ile internet kafe açan karşı tarafın sorumsuz davranışları neticesinde yeni borçlar yaparak iş yerini kapattığını, müvekkilinin evin geçimini ve borçları üstlenip çalışmaya başladığını, birliğin bozulmasında karşı tarafın tam kusurlu olduğunu belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, aylık 1.500,00 TL nafakaya, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, düzenli bir çalışması olduğunu, borçlar nediyle İngiltere'ye gitme kararını birlikte verdiklerini, müvekkili yurtdışındayken bir anda boşanmak istediğini söylediğini, karşı tarafın çalıştığını, nafaka talebini kabul etmenin mümkün olmadığını, müvekkilinin yurtdışına gitse de bu olaylar üzerine dönmek zorunda kaldığını, şu an çalışmadığını, kadının evinde yemek yapmadığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile düzenli bir işte çalışmayan, girdiği işlerde sebat etmeyen, evin ve ailesinin giderlerine katkısı olmayan, eşini borçlandıran ve borçların ödenmesine katkısı olmayan, evliliğin kendisine yüklediği görevleri yerine getirmeyen, eşinin evde olmadığı sırada evin kilidini anne babasına değiştirterek ortak konuta eşinin girmesini engelleyen erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda eşine psikolojik ve ekonomik şiddet uygulamak sureti ile tam kusurlu olduğu, kadına atfedilen kusurların ise ispat edilemediği kusuru bulunmayan kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşullarının gerçekleştiği ancak kadının yargılanmanın devamı sırasında çalıştığı işinden kendi isteği ile ayrıldığı, çalışmasına engel durumun bulunmadığı, bu nedenle lehine tedbir ve yoksulluk nafakası koşullarının oluşmadığı, gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanunu'nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın lehine 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, tam kusurlu erkeğin karşı davasının ve maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilin çalıştığı işten kendi isteği ile istifa ederek ayrıldığından bahisle müvekkili lehine tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, lehine hükmedilen tazminatların oldukça yetersiz olduğunu belirterek kararı kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakasının reddi ile tazminatların miktarı yönünden katılma yoluyla istinaf etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kadının beklentileri karşılanmadığı için ve müvekkilinin çalışmak için İngiltere'de olduğu dönemde evi terk ederek müvekkilinden ayrılma kararı aldığını, tek başına ayrılık kararı alan karşı tarafın evlilik birliğinin sarsılmasında asli ve tek kusurlu taraf olduğunu fakat yerel mahkemenin bu hususa da dikkat dahi etmediğini, karşı taraf tanıklarının, tanıkların evliliğin gerçekte neden bittiğini dahi bilmemelerine rağmen kadını korumak adına verdikleri çelişkili ve müvekkiline kusur atfeden beyanları dikkate dahi alınmaması gerekirken mahkemece tüm bu hususlar dikkate alınarak karar verildiğini belirterek kararı kadının davasının kabulü, karşı davasının reddi, kusur belirlemesi ve kadın lehine hükmedilen tazminatlar yönünden istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tespit edilen boşanmaya ilişkin vakıalar ile kusur belirlemesinin doğru tespit edildiği, ağır ya da eşit kusurlu olmayan davacı kadın lehine tazminata hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı gibi, kadın lehine takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının yerinde olduğu, kadının yargılama sırasında çalıştığı, daha sonra kendi isteği ile işinden ayrıldığı gerekçesiyle tarafların tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı kadın vekili katılma yolu ile temyiz başvuru dilekçesinde; kararı kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakasının reddi ile tazminatların miktarı, davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde; kadının davasının kabulü, karşı davasının reddi, kusur belirlemesi ve kadın lehine hükmedilen tazminatlar yönünden kararı temyiz etmiştir.
2. Dairemiz 08.03.2023 tarihli ilamı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat az olduğundan bahisle hükmün bozulmasına, davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin sair temyizi tirazlarının reddi ile bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin onanmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadın yararına 30.000 TL maddî 30.000 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek maddî ve manevî tazminatın miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 174 üncü maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı-davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
05.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.