Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9957 E. 2024/6399 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ortak hayatın yeniden kurulamaması nedeniyle açılan boşanma davasında, kusurun belirlenmesi, tazminatın yasal koşullarının oluşup oluşmadığı ve hükmedilen tazminat miktarının uygunluğudur.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1106 E., 2023/1939 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Ortaca 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2018/238 E., 2019/514 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalıya karşı açmış olduğu Devrek 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/10 esas sayılı dosyasında boşanma davasının reddedildiğini ve 14.01.2013 tarihinde kesinleştiğini, tarafların bu boşanma davasından sonra bir daha bir araya gelmediklerini,5 yıldan fazla süre geçtiğini ortak hayatın yeniden kurulamadığını iddia ederek, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince ortak hayatın yeniden kurulamaması sebebi ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde özetle; boşanma davasının haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı ile 7-8 yıldır ayrı yaşadıklarını, evliliğin sona ermesinde davacının kusurlu olması nedeni ile 50.000,00 TL manevî ve 20.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesini, aylık 500,00 TL nafakanın 1.000,00 TL yoksulluk nafakası olarak hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanma davasının reddine dair verilen kararın kesinleşmesinden itibaren 3 yıllık süre içerisinde tarafların evlilik birliğini yeniden tesis etmek üzere bir araya gelmedikleri, ilk davanın reddi nedeniyle davaların açılmasından önceki olaylara dayalı olarak kadına kusur yüklenmediği, ilk davanın açılmasından sonra tarafların bir araya geldikleri iddia edilmediği gibi fiili ayrılık döneminde kadından kaynaklanan ve ona kusur yüklenebilecek bir davranışın da ispatlanmış olmadığı, kesinleşen ilk boşanma davasında davacı erkeğin kusurlu, davalı kadının ise kusursuz olduğunun tespit edildiği, davacının, davalı kadını bırakıp Ortaca'ya yerleşmesi ve başka bir kadınla aile hayatı yaşaması kusurlu davranış olup maddî ve manevî tazminat gerektirdiği, yoksulluk nafakasının artırılmasına ilişkin dava bağımsız bir dava olup harca tabi olduğu ve her zaman açılabileceği gerekçesi ile ortak hayatın yeniden kurulamaması sebebi ile tarafların boşanmalarına, kadın için 15.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; tüm kusurun erkeğe yüklenerek aleyhine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirterek, kusur belirlemesi, kadın yararına kabul edilen tazminatlar ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, kadın yararına kabul edilen tazminatlar ve miktarları yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; ortak hayatın yeniden kurulmaması sebebi ile açılan boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadın yararına maddî ve manevî tazminatın yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası, 174 üncü maddesinin 1 inci ve 2 nci fıkrası; 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 55 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.