Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1018 E. 2024/8440 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin, davacı kadına karşı fiziksel şiddet, hakaret ve tehdit içeren davranışlarda bulunduğunun ceza mahkemesi kararı ve diğer delillerle sabit olması, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin tam kusurlu olduğunun kabulü ve diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1622 E., 2023/1718 K.

KARAR : Kararın kısmen kaldırılarak yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : KDZ.Ereğli Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/698 E., 2022/473 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.

Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; kadının iddialarını kabul etmediğini kadının kusurlu olduğunu boşanmayı gerektirecek kusurunun bulunmadığını, çocuk için nafaka ödeyebileceğini beyan ederek kadının davasının reddini istemiş, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, kadının nafaka ve tazminat taleplerinin reddine hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; davacının verilen kesin süreye rağmen tanıklarını bildirmediği, dinlenen davalı tanıkları davacının 2017 yılında davalıyı aldattığını, bu durumu davacının telefon kayıtlarındaki arama sıklığı sebebiyle öğrendiklerini, yine bu olaydan sonra davalının davacıyı affettiğini ve birlikte yaşamaya tekrar başladıklarını beyan ettikleri davalı tanıklarının beyanları taraflardan duyuma dayalı olup bizzat tarafların barışmasından sonra yaşanan olaylara şahitlikleri bulunmadığı, bu sebeple davalı tanıklarının beyanlarına itibar edilmediği, her ne kadar davalı davacının kendisini aldattığını, davalı tanıkları da bu durumdan haberdar olduklarını beyan etmişseler de davalının ve tanıkların beyanları ile davalının davacıyı affettiği ve birlikte yaşamaya devam ettikleri anlaşılmakla bu husus af kapsamında değerlendirilerek davacıya kusur olarak yükletilmediği, davacının davalıya yönelik fiziksel şiddet, hakaret ve tehdit isnatları yönünden; Karasu 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2020/381 Esas 2021/235 Karar sayılı 22.09.2021 tarihli kararı ile davalı yönünden eşe karşı basit yaralama, sesli, yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret ve tehdit suçlarından dolayı ceza aldığı ve bu cezaların açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, yine dosya içerisinde bulunan 28.04.2020 tarihli Kocaeli Devlet hastanesi tarafından davacı da darp bulgularına dair düzenlenen rapor birlikte değerlendirildiğinde davalının davacıya şiddet uyguladığı kanaatine varıldığı, aynı zamanda davacı tarafından dosyaya sunulan 21.05.2020 tarihine ait mesaj kayıtlarından da davalının davacıya karşı "senin ta amına koyayım, ben seni tehdit etmiyorum yapacağımı söylüyorum, orospu, fahişe " şeklinde hakaret, küfür ve tehdit ettiğinin sabit olduğu, bu sebeple yukarıda bahsedilen Kocaeli 3. Asliye Ceza mahkemesince de cezalandırıldığı, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; kadın erkeğe atfettiği fiziksel şiddet uygulama, hakaret, tehdit ve küfür etme kusurlarını ispatlandığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalının tam kusurlu olduğu kanaatine varıldığı, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve kadın yararına 18.000,00 TL maddî, 18.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın istinaf dilekçesinde özetle; maddî ve manevî tazminat ile nafaka miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur tespiti, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile nafakanın esası ve miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı kadın tarafından dava dilekçesinde sadece 150.000,00 TL manevî tazminat talebinde bulunulduğu, maddî tazminata ilişkin bir talebinin bulunmadığı, ön inceleme duruşmasında da uyuşmazlık konusu olarak manevî tazminat talebinin belirlendiği dikkate alındığında, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 26 ıncı maddesindeki taleple bağlılık ilkesi uyarınca maddî tazminat konusunda bir karar verilemeyeceği, mahkemece talep olmadan bu konuda hüküm kurulduğunun anlaşıldığı davalı erkeğin kadın lehine hükmedilen maddî tazminat yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile, yerel mahkeme kararının bu konudaki hüküm fıkrasının kaldırılmasına, talep olmadığından maddî tazminat konusunda karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması gerektiği bu kapsamda, davacı kadının maddî tazminat miktarına yönelik istinaf başvurusu konusuz kaldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği, kadın lehine hükmedilen manevî tazminat, tedbir, yoksulluk nafakası ile ortak çocuk için tedbir, iştirak nafakası miktarlarının az olduğu, kadının bu yönlere ilişkin istinaf talebinin kabulü ile davacı kadın lehine 50.000,00 TL manevî tazminata, aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuk için aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına davalı erkeğin, kadın lehine hükmedilen maddî tazminat dışında kalan diğer tüm yönlerden istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespiti ve hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulünün dosya kapsamına uygun olup olmadığı, kadın yararına nafaka ve tazminat takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ıncı, 166 ıncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ıncı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.