"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1493 E., 2023/1874 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : KDZ.Ereğli Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/504 E., 2022/599 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2000 yılında evlendiklerini, bu evliliklerinden ortak iki çocuklarının bulunduğunu, müvekkilinin Migros marketinde çalıştığını, tarafların uzun zamandan beri anlaşamamakta olup bu nedenle iş bu davayı açmak zorunda kaldıklarını, müvekkili ile davalı arasında evliliklerinin ilk zamanlarından bu yana başlayan fikir ayrılıkları ve anlaşmalıkların gün geçtikçe arttığını ve hala devam ettiğini, davalının evlilik içerisinde yaşanan her türlü tartışmadan sonra evi terk ettiğini, yine 2015 yılında davalının müvekkiline danışmadan ve bilgi vermeden ortak çocukları da yanına alarak Çorum' a ablasının yanına gittiğini, davalı tarafın eşlerin birlikte yaşama ve birbirlerine yardımcı olma yükümlülüğüne aykırı davrandığını, tarafların 2015 yılından beri ayrı yaşadıklarını, davalı evden ayrıldıktan sonra müvekkiline bu büyük evde tek başına yaşamayacağından ve çalışması sebebiyle tek başına başka bir eve taşındığını, davalı tarafın daha önce mahkememizin 2015/478 esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine boşanma davası açtığını ve davanın reddine karar verildiğini, kararın 01.02.2018 tarihinde kesinleştiğini, boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde her ne sebep olursa olsun ortak hayatın kurulamaması nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılacağı ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilebileceğini, bu nedenle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın cevap dilekçesinde özetle; davacı ile 01.10.2000 tarihinde evlendiklerini, bu evliliklerinden ortak iki çocuklarının bulunduğunu, evlilikten sonra 4 yıl davacının anne ve babası ile birlikte yaşadıklarını, davacının babasının küfür ve muamelelerine dayanamadıkları için kiraya çıktıklarını, kiraya çıkınca davacının sorumluluklarını yerine getirmemeye başladığını, ne evin ne de ortak çocukların ihtiyaçları ile ilgilenmediğini, eve hiçbir maddî katkıda bulunmadığını, kaymakamlık, belediye ve diğer kurumların yardımı ile 2 çocukla hayat mücadelesi verdiğini, düğünde takılan altınların davacı tarafından alındığını ve rızası olmadan davacının abisine verildiğini, her ne kadar davacının dava dilekçesinde kendisinin evi terk ettiğini beyan ettiğini, evi terk etmesine davacının kendisine uyguladığı fiziksel şiddet olduğunu, bu nedenle ortak çocukları da alıp ablasının yanına gittiğini, ayrı kaldıkları dönemde davacının ortak çocuklar ve kendisi ile ilgilenmediğini, tüm bu nedenlerle ortak çocuklar lehine ayrı ayrı 750,00' şer TL iştirak nafakasına hükmedilmesini, 100.000,00 TL maddî - 100.000,00 TL manevî tazminatın davacıdan alınarak kendisine verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'unun 166/4 ncü maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuk Miraç'ın velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 600,00 TL tedbir - iştirak nafakası, davalı için 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminat takdirine, davalının ziynet talebiyle ilgili usulüne uygun açılmış dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk Yunus için dava tarihinden çocuğun ergin olduğu 01.11.2021 tarihine kadar geçerli olmak üzere aylık 600,00 TL tedbir nafakası takdirine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tazminat tutarları yeterli olmadığı gibi, ortak çocuk için takdir edilen nafaka miktarlarının da yetersiz olduğunu, tedbir nafakası talebi hakkında olumlu olumsuz karar verilmemesinin hatalı olduğunu yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "...mahkemece verilen karar boşanma hükmü yönünden taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. Dosyanın incelenmesinde davacı tarafın dava dilekçesinde ortak çocuklar için tedbir - iştirak nafakası talebinde bulunduğu, kendisi için nafaka talebinde bulunmadığı, davacı vekilinin 20.06.2022 tarihli dilekçesi ile davacı lehine de tedbir nafakası takdir edilmesi için talepte bulunduğu, ancak 23.06.2022 tarihli celsede "her ne kadar 20.06.2022 havale tarihli beyan dilekçemizde nafaka hususunda beyanda bulunmuş isek de; davalının cevap dilekçesi talep ettiği nafakaların dikkate alınmasını talep ederiz." şeklindeki beyanı dikkate alındığında, davalı tarafın tedbir nafakasına ilişkin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Davalı vekilinin diğer istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; davalı kadın tarafından Karadeniz Ereğli Aile Mahkemesinde 22.07.2015 tarihinde açılan boşanma talepli davanın reddine karar verildiği, redde ilişkin kararın 30.01.2018 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın da 08.07.2021 tarihinde açıldığı, dayanak davanın reddine dair gerekçesi dikkate alındığında eldeki davada tazminat takdirine karar verilmesi doğru görülmemiş ise de istinaf edenin sıfatı dikkate alındığında yanlışlığa değinilmekle yetinilmesi gerektiği, ortak çocuklar için takdir edilen tedbir - iştirak nafakası miktarlarının da makul bulunduğu..." anlaşılmakla davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle tazminat tutarları yeterli olmadığı gibi, ortak çocuk için takdir edilen nafaka miktarlarının da yetersiz olduğunu, tedbir nafakası talebi hakkında olumlu olumsuz karar verilmemesinin hatalı olduğu yönünden kararın bozulması için temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kadının açtığı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasında; geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, nafakalar ile kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 2 inci, 4 üncü, 169 uncu, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci ve 330 uncu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 inci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.