"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1189 E., 2023/1521 K.
DAVA TÜRÜ : Boşanma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Araklı Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2022/136 E., 2022/250 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine, 13.10.2020 tarihli duruşmada da karşı davanın bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydına karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın anlaşmalı boşanmaya ilişkin dava dilekçesinde özetle; davalı erkek ile uzun süredir ruhen ve fikren pek çok uyumsuzluk yaşadıklarını, bu nedenle müşterek hayatın çekilmez hale geldiğini, davalı erkeğinde boşanmayı kabul ettiğini ve ekteki protokol doğrultusunda boşanma talebinin kabul edilmesine ve protokolün aynen hüküm altına alınmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı erkek duruşmadaki beyanında; boşanmaktan vazgeçtiğini, anlaşmalı şekilde de çekişmeli şekilde de boşanmak istemediğini beyan etmiştir.
2.Davalı erkek vekili tefrik edilen karşı dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğini çekilmez hale getiren olayların kadından kaynaklandığını, kadının eşi ve çocukları ile ilgilenmediğini, ortak çocukların temizlik, yemek, giyinme gibi ihtiyaçlarını dahi karşılamaktan imtina ettiğini, kadının asabi, ilgisiz ve geçimsiz tutumunun geçimsizliği ve psikolojik şiddete dönüştüğünü, kadının birçok defa aile birliğinin saçma bir kavram olduğunu ve aile birliğine inancının olmadığını dile getirdiğini, erkeği eşi olarak görmediğini söylediğini, kadının annesinden etkilenerek sürekli sorun ve sıkıntılar çıkardığını, kadının sürekli ve aşırı boyuta varacak düzeyde ruh hali değişikliklerinin olduğunu, kadının psikolojik rahatsızlığı olduğu ve daha öncede psikiyatri servisinde yattığını, yaşanan tartışma ve kavgaların ortak çocukların psikolojisini de olumsuz etkilediğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, erkek lehine faizi ile 20.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava her ne kadar anlaşmalı boşanma davası olsada davalı erkeğin davayı kabul etmemesi üzerine davacı kadından çekişmeli boşanma dava dilekçesi sunulmasının istenildiği, fakat davacı kadının herhangi bir dilekçe sunmadığı gerekçesi ile asıl dava yönünden şartları oluşmayan anlaşmalı boşanma davasının reddine, 13.10.2020 tarihli duruşmada da karşı davanın bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı kadın tarafından anlaşmalı boşanma davası açıldığını, ilk celse çekişmeli hale geldiğini, boşanma gerekçelerini ihtiva eden dava dilekçesi sunulmuş olduğu halde çekişmeli boşanma dilekçesi verilmediğinden bahisle davanın usulden reddine karar verildiğini, karşı davanın da tefrik edildiğini, çekişmeli boşanma dilekçesini sunmak üzere belirli ve kesin süre verilmediğini, herhangi bir hususta ihtarat yapılmadığını, kesin süre olduğu belirtilmeyen sürenin, geçirildiğinin belirtilmiş olmasına karşın, davacı tarafça ikinci kez süre istenilebileceği halde Mahkemece buna imkan tanınmaksızın ve değerlendirme dahi yapılmaksızın, davacı kadının hak kaybına neden olacak şekilde eksik ve hatalı bir değerlendirme yapıldığını, anlaşmalı olarak açılan boşanma davasının çekişmeli boşanma davasına dönüşmesi durumunda Mahkemece taraflara iddia ve savunmalarını sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip, ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanmak suretiyle gerçekleşecek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken usule aykırı olarak dilekçeler aşaması tamamlanmaksızın, yargılamaya devam edildiğini, davalı erkekçe verilen cevap karşı dava dilekçesinin davacı kadına tebliğ edilmediğini, her iki tarafın da mazeretleri kabul edilmesine rağmen mazeretler reddedilmişçesine kanundan doğan usuli zorunluluklar yerine getirilmeden tahkikatın sona erdiği taraflara bildirilmeksizin, sözlü yargılama aşamasına geçilmeksizin ve taraflara son sözleri sorulmaksızın hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek kanuna aykırı şekilde karar verildiğini, verilen dava dilekçesinde davacı kadının talebinin boşanmak olduğunu, boşanma nedenlerinin ve gerekçelerinin neler olduğu açık bir şekilde belirtildiğini, kaldı ki, davalı erkeğin cevaplarını sunduğunu ve karşı davasını ikametettiğini buna rağmen mahkemece dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın reddine ve açılan karşı davanın tefrik edilmesine karar verildiğini, gerek usul gerekse de esas yönünden bir çok hukuki eksikliğin olduğunu, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyanla istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; eldeki ilk açılan asıl davada birleştirilmesi gereken boşanma davalarının kesinleşen karşı dava hakkındaki yetkisizlik kararı ile başka mahale gönderilen dava dosyasına birleştirilmesi yönünde karar verilemeyeceğinden, verilmesi halinde yetkisiz olduğu kesinleşen davanın yetkisiz mahaline işbu davanın geri dönmesi durumunun yargılama açısından kaos oluşturacağı ve davacı kadın tarafından yetkisizlik kararı verilen karşı dava görülürken her zaman çekişmeli boşanma davası açabileceğinden ve ayrıca bu dosyanın derdest hale gelmesinin davacı açısından hukuki yarar sağlamayacağı gerekçesi ile davacı kadının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrarla ve tefrik kararı ile karşı davanın ayrıldığını ve yetkisizlikle gönderilen karşı davanın şu aşamada ikinci dava olduğunu ve birleştirme kararı verebileceğini, her iki davanın da tek bir yargılamada birleşerek ilerleyeceğini, gerekli görülmesi halinde tek bir dosya halinde yetkisizlik kararı verilebileceğini, taraflar arasında mal rejiminden kaynaklanan dava açılarak katılma alacağı ve katkı alacağı talep edildiğini, asıl davanın usulden reddine şeklinde verilen kararın kesinleşmesi neticesinde; bu sefer karşı davanın açılış tarihinden itibaren katılma ve katkı payı alacakları olasılığının gündeme geleceğini ve davacı kadının hak kayıplarına uğrayacağını, asıl dosyanın derdest hale gelmesinde davacı kadının hukuki yarar sağlayacağının açık ve kuşkusuz olduğunu beyanla kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, çekişmeli boşanma davasına dönüşen anlaşmalı boşanmada davasının usulden reddine ilişkin kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 115 inci maddesinin ikinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun'un) 166 ıncı maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkrası.
3.Değerlendirme
1.Dava, 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin üçüncü fıkrasına dayalı olarak açılmış, ön inceleme duruşmasında davalı erkek anlaşmalı boşanmadan vazgeçtiğini beyan etmiştir. Anlaşmalı boşanma yönünden oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici bir hüküm bulunmamaktadır. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.) olarak görülmesi gerekir. Açıklanan sebeple Mahkemece taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip, ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra, usulüne uygun şekilde deliller toplanarak, gerçekleşen sonucu uyarınca karar verilmesi gerekir. 6100 sayılı Kanun'un 94 üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki "Hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Bu takdirde hâkim, tayin ettiği kesin süreye konu olan işlemi hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklar ve süreye uyulmamasının hukuki sonuçlarını açıkça tutanağa geçirerek ihtar eder." şeklindeki düzenlemeye aykırı olarak usulüne uygun şekilde süre verilmeden ve dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlanmadan yargılamaya devamla asıl davanın reddine karar verilmesi, tarafların savunma ve ispat haklarını etkileyen önemli bir usul hatası olup hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2.Evlilik birliği sona erinceye kadar, herhangi bir sebeple açılmış boşanma davalarında taraflara yüklenmiş tüm kusurlar, birlikte değerlendirilip, tarafların kusur oranlarının bir kez belirlenmesi ve belirlenen bu orana göre maddi-manevi tazminatlar ile yoksulluk nafakası konularında her bir taraf yönünden bir kez hüküm kurulması gerekir. Tarafların kusurları bölünerek, her bir dava için ayrı kusur belirlemesi yapılıp, fer'i konularda da her bir dava için ayrı hüküm kurmak, Türk Medeni Kanunu' ndaki düzenlemelere (4721 sayılı Kanun md.4,174/1-2, 175) aykırı düşer. Boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan maddî ve manevî tazminat, yoksulluk nafakası gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi, bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikle değerlendirilmesiyle mümkündür. Somut olayda, davalı erkeğin 12.08.2022 tarihinde karşı dava dilekçesi verdiği, ancak karşı dava dilekçesi karşı tarafa tebliğ edilmeden Mahkemece 13.10.2022 tarihli celsede karşı davanın bu dosyadan ayrılmasına ve ayrı esasa kaydına karar verildiği görülmüştür. Mahkemece karşılıklı açılan boşanma davalarının birlikte görülerek her iki dava yönünden tüm kusurlar birlikte değerlendirilip, her iki boşanma davası hakkında karar verilmesi gerekirken erkeğin karşı davası yönünden tefrik kararı verilmesi de hatalı olup hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple,
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine karardan bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.11.2024 tarihinde karar verildi.