Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1123 E. 2024/8216 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan kusurun kimde olduğu, maddi ve manevi tazminat taleplerinin olup olmadığı ve yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği hususları uyuşmazlık konusu olmuştur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine göre, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1378 E., 2023/1660 K.

DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Amasra Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/357 E., 2021/424 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraflarca yapılan istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili ve katılma yoluyla davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. istinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup, bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davalı-karşı davacı erkek vekili vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş ise de davacı-karşı davalı kadının boşanma talebinin kabulüne ilişkin karar istinaf konusu yapılmayarak kesinleşmiştir. Bu nedenle davalı-karşı davacı erkek vekilinin, istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı-karşı davacı erkek vekilinin diğer yönlerden, davacı-karşı davalı kadın vekilinin tüm yönlerden temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve karşı davaya ikinci cevap dilekçesinde özetle; davalı-karşı davacı erkeğin covid-19 salgını nedeniyle düğün yapamayacağını, sade bir nikah yapacaklarını, sonrasında dillere destan bir düğün yapacaklarını vaat ederek kadını ikna ettiğini, gelinlik istemesine bile karşı çıktığını, gelinlik almadığını, davalı-karşı davacı erkeğin bir oto galerinin ortağı olduğunu ve kadının çalışmasını istemediğini söylediğini, öğretmen olan kadının işinden ayrıldığını, ancak sonradan kadının, erkeğin hiçbir yerde çalışmadığını öğrendiğini, hiçbir ev eşyası alınmadığını, kadının bekarken aldığı eşyaların kullanıldığını ve yeni alınan eşyaları da kadının aldığını, kadını aldığı kıdem tazminatını evi geçindirmek ve borçları ödemek için kullandığını, alyansları bile kadının aldığını, kadının şiddete, hakarete ve tehditte maruz kaldığını, son olayda erkeğin sebepsiz bir şekilde tartışma çıkararak kadını boğmaya çalıştığını, kadının annesini aradığını, annesinin kadını kendi evine götürdüğünü ve o tarihten sonra kadının annesinin evinde yaşadığını, erkeğin takılan takıları kadından aldığını, erkeğin evin bakım yükümlülüğünü yerine getirmediğini, her ortamda kadını rencide ettiğini iddia ederek tarafların boşanmalarına, kadın için 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, aile kontunun kadına tahsisine, ziynet eşyalarının aynen tahsisine, mümkün değilse faizi ile bedelinin ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

2.Davacı-karşı davalı kadın vekili asıl davaya cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrar ile kadının iş sözleşmesi yenilenmemiş ise de kurulu bir düzeni olup iyi koşullarda iş bulma imkanı varken erkeğin yanına gittiğini, burada bulduğu işten ise erkeğin istememesi üzerine ayrıldığını, erkeğin maddî ve manevî hiçbir yönden yardımda bulunmadığını, ocak olmadığından üç hafta piknik tüpünde yemek yaptığını, kadın evden ayrıltıktan sonra da erkeğin faturaları ödemediğini, kadın kıdem tazminatından sadece bir kısmı ile annesine söz verdiği için annesine hediye aldığını, bu sebeple erkeğin, kadını azarladığını ve ağlattığını, erkeğin sürekli bağırıp çağırdığı, hakaret edip kadını hırpaladığını, ilk tartışmadan sonra erkeğin evi terk ettiğini, gece eve gelmediğini, sonraki tartışmada kadına saldırıp kıyafetlerini parçaladığını, tehdit ettiğini, yine evi terk edip eve gelmediğini, yaşananlar nedeniyle kadının rahatsızlandığını, erkeğin ilgilenmediğini, sürekli hakaret ettiğini, nikahtan sonra ev düzensiz olduğu için kadını ailesinin evine erkeğin bıraktığını, erkeğin ziynetleri güvenli yere koyacağını söyleyerek kadından aldığını beyan ederek karşı davanın reddine, asıl davanın kabulü ile kadın yarına 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili karşı dava, cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; davacı-davalı kadının manen veya eş olarak herhangi bir yakınlık göstermediğini, eş olmanın yükümlüklerini yerine getirmediğini, psikolojik şiddet uyguladığını, sebepsiz yere kavga çıkardığını, sürekli maddîyattan bahsettiğini, istedikleri olmayınca sinir krizi geçirip kendisine ve eşyalara zarar verdiğini, aşağılayıp hakaret ettiğini, kadının defalarca evi terk ettiğini, son olay günü kadının sudan sebeplerle kavga çıkardığını, kadının olay alkollü olduğunu, hakaret ettiğini, bu yüzden erkeğin suç duyurusunda bulunduğunu, kadının bir gün bile kahvaltı hazırlamadığını, evi temizlemediğini, tüm hafta sonu gündüzleri gezip akşamları alkollü mekanlara gittiğini, evli değilmiş gibi davrandığını, kadının yaşanan olaylarda tamamen kusurlu olduğunu, kadının iddialarının gerçek dışı olduğunu, gelinliği kendi isteği ile giymediğini, pandemi nedeniyle isteseler de düğün yapamadıklarını, çalışmasını istememe gibi bir durum olmadığını, Gazi Üniversitesi Vakfı'nın evlilikten önce kadının sözleşmesini yenilemediğini, kadının kıdem tazminatı ile kendi annesine hediye aldığını, erkeğin evin ihtiyaçlarını karşıladığını, herhangi bir şiddet olayı olmadığını, ziynet eşyalarının kadında olduğunu, nikahtan sonra ilk gün kadının ailesinin evinde kaldığını ve kadının evi terk ettiğini iddia ederek davacının dava ve taleplerinin reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, erkek lehine 25.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların pandemi sürecinde evlendikleri, yaz aylarında düğün yapmak konusunda anlaştıkları, ancak davalı-karşı davacı erkek tarafından düğün yapılmasından vazgeçildiği, taraflar arasında anlaşmazlıkların yaşandığı, bu durumun çevresi tarafından anlaşılabilir nitelikte olduğu, davalı-karşı davacı erkeğin pandemi nedeniyle Amasra'ya döndüğü ve evlilik süresince çalışmadığı, davalı-karşı davacı erkeğin nikah gecesinde davalıyı yalnız bıraktığı, davacı-karşı davalı kadının evlilik sürecinde birkaç defa müşterek konutu terk ettiği ve davalı- karşı davacı erkeğin annesine hakaret ettiğinden bahisle özür dilediği, bu haliyle taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarılmış olduğu, davalı-karşı davacı erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında daha fazla kusurlu olduğu, davacı-karşı davalı kadının daha az kusurlu olduğu ve taraflar arasındaki ortak hayatın sürdürülmesinin taraflardan beklenilemeyeceği gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın lehine 5.000,00 TL maddî 5.000,00 TL manevî tazminata, davalı-karşı davacı erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak davacı-karşı davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacı-karşı davalı kadının ziynet eşyası talebi yönünden usulüne uygun açılmış bir davası bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekilince; erkeğin ileri sürmediği bir vakıanın kusur olarak nitelendirilemeyeceğini, iddiaların gerçek dışı olduğunu ve iddialara ilişkin somut delilin olmadığını, kadının erkeğin fiziksel ve psikolojik şiddetine maruz kaldığını beyanla erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat miktarları ve yoksulluk nafakası talebinin reddi yönünden kararın bozulması istemi ile istinaf edilmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekilince; kadının evlilik süresinde üzerine düşen sorumluluklardan kaçındığını, sürekli olarak ortak konutu terk ettiğini ve evlilikten kopuk yaşamaya devam ettiğini beyanla kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulması istemi ile istinaf edilmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin delil değerlendirmesi ile asıl ve karşı davanın kabulüne dair gerekçesinin doğru olduğu, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-karşı davacı erkek vekili ve katılma yoluyla davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı-karşı davacı erkek vekili; kadının boşanma isteminin ve maddî manevî tazminat taleplerinin reddi gerektiğini beyanla kadının boşanma talebinin kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davacı-karşı davalı kadın vekili katılma yoluyla; istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrarla erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat miktarları ve yoksulluk nafakası talebinin reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü, kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ile miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, erkeğin tazminat taleplerinin reddi kararının doğru olup olmadığı, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi kararının doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı-karşı davacı erkek vekilinin, davalı-davacı kadının boşanma talebinin kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin istinaf edilmeyen yön temyiz edilemeyeceğinden REDDİNE,

2.Davacı-davalı kadın vekilinin tüm, davalı-davacı erkek vekilinin diğer hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.