"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1729 E., 2023/2656 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Karaman 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/207 E., 2022/3 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kusur belirlemesine yönelik kabulüne, sair yönlerden esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kadının erkeği aşağıladığını, telefonuna şifre koyduğunu, birlik görevlerini yerine getirmediğini, sürekli ayrılık mevzusunu dile getirdiğini, evi terk ettiğini, sevmediğini söylediğini belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın davalı kadından alınarak davacı erkeğe verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın süresinde davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının sürekli ailesinin yanına gittiği, bu sebeple müşterek konutta eşiyle birlikte çok zaman geçirmediği, düzenli yemek hazırlamadığı, eşine yeterince vakit ayırmadığı dolayısıyla evlilik birliğinin mutluluğunu sağlama konusundaki özen yükümlülüğüne, eşlerin birlikte yaşama ve birbirlerine yardım etme yükümlülüğüne aykırı davrandığı, tanıklara "babamın zoruyla evlendim, ...'i sevmiyorum", "ben ... ile çocuk için evlendim, çocuk olursa ...'den ayrılırım, ben bunun yanında çocuk büyütmem, sonunda ... den ayrılacam, ben bu adamı istemiyorum" şeklinde söylemlerde bulunmak ve kocasından ayrılacağını dile getirmek suretiyle duygusal şiddete yönelik davranışlarda bulunduğu, evlilik birliğinin devamı için çaba göstermediği, bu davranışları sebebiyle kusurlu olduğu, davalı tarafın ise süresinde cevap dilekçesi vermediği, dolayısıyla davacının iddialarını inkar etmiş sayılacağı, süresinde cevap dilekçesi vermediği için davacı tarafa kusur atfedemeyeceği, sadece inkar noktasında savunma yapabileceği, bu haliyle davacı tarafın kusursuz, davalı tarafın ise tam kusurlu olduğu, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, davalı kadın lehine takdir olunan aylık 300,00 TL, ortak çocuk lehine aylık 250,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, küçük yararına kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 400,00 TL'si iştirak nafakası takdiri ile küçüğün ihtiyaçları için harcanmak üzere davacıdan alınarak velâyet hakkı kendisine verilen davalıya verilmesine, davacı erkek yararına maddî ve manevî tazminat koşulları oluştuğu gerekçesi ile 8.000,00 TL maddî, 8.000,00 TL manevî tazminat takdiri ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili; davanın kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve dava dilekçesinin tebliğinin usulsüz olduğu yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava dilekçesinin 7201 sayılı Tebligat Kanununun (7201 sayılı Kanun) 21 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davalı kadının mernis adresine tebliğ edildiği, davalının mernis adresinin evlilik birliği içerisinde oturulan adres olmadığı, yani davacı erkeğin adresinin farklı olduğu, dava dilekçesinin tebliğinin usulüne uygun olarak yapıldığı, davalı kadın vekilinin dava dilekçesinin davalıya tebliğinin usulsüz olduğuna, cevap dilekçesinin dikkate alınmamasına ve tanıkların dinlenmemesine yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, tanık ...'nin bu husustaki beyanının duyuma dayalı olması nedeniyle kadına yüklenen ''Evlilik birliğinin devamı için çaba göstermediği'' yönündeki kusurun kusur olmaktan çıkarılması gerektiği, kadına verilen diğer kusurların sabit olduğu, davalı kadının süresinde cevap dilekçesi sunmaması nedeniyle erkeğe kusur yüklenmemesinin doğru olduğu olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda davalı kadının tam kusurlu olmasına göre erkeğin davasının kabulünün isabetli olduğu, yapılan yargılama sonucunda kusurunun bulunmadığı tespit edilen, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, kişilik hakları saldırıya uğrayan davacı erkek lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin doğru olduğu gerekçesi ile davalı kadının kusura yönelik istinafı dışındaki tüm istinaf taleplerinin esastan reddine, davalı kadının kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili; davanın kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve dava dilekçesinin tebliğinin usulsüz olduğu yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü ile davacı erkek yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, dava dilekçesinin davalı kadına usule uygun tebliğ edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesi
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.