Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1203 E. 2024/8085 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma, velayet, nafaka, maddi-manevi tazminat ve ziynet alacağı taleplerinden kaynaklanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun bulunan bölge adliye mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2579 E., 2023/3280 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorum 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/207 E., 2023/229 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davaları ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer'îlerine ve ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, kadının istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının, eşine sevgi, saygı ve ilgi göstermediğini, evlilik birliği yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkilinin ailesi görüşmesini istemediğini, ihtiyaçları olduğunda para göndermesine izin vermediğini, kadının fuzuli harcamalarından dolayı borç yükü altında olduğunu, müvekkiline psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, ortak çocuğa kötü davrandığını, ziynet eşyalarının, ortaken edindikleri borçların ödenmesi için kadının kendi rızasıyla 13 adet bileziği müvekkiline vererek bağışladığını, bunların bozdurularak ortak borçların ödendiğini, bilezikler haricinde bulunan diğer ziynet eşyalarının ise kadın eşin, ablasına verdiğini iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, müvekkili yararına 50.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata, müvekkilinin aldığı ve kadının ailesinin evinde bulunan eşyaların müvekkiline aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde bedelinin yasal faiziyle ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ailesinin davacıya borç para verdiğini, davacının aldığı parayı bile geri ödeyemediğini, davacı erkek eşin ne kadar gelir elde ettiğini, ne kadar parası ya da malı olduğunu müvekkilinin bilmediğini, davacı erkek eşin asker olduğunu, Şırnak'a tayini çıkınca müvekkilini babasının yanına gönderdiğini, müvekkilinin hamilelik ve doğum sürecini ailesi yanında geçirdiğini, bu süreçte davacı eşin yardım etmediğini, çocuk ve eşi ilgilenmediğini, ihtiyaçlarının müvekkilinin ailesi tarafından karşılandığını, eşinin tayini Elazığ'a çıkınca yanına gittiğini ve eşinin "borcum var, çok masraf oluyor" diyerek kendisini apar topar Çorum'a gönderdiğini, erkek eşin müvekkiline fiziki, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, müvekkilini ve ailesini küçümsediğini ve saygısız davrandığını, ziynet eşyalarının tamamını davacı erkek eşin, sattığını iddia ederek erkek eşin boşanma davasının reddini istemiş, birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına karar verilmesini, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesini, çocuk için aylık 3.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına kadın yararına aylık 4.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesine aksi takdirde bedelinin yasal faizi ile 1.000,00 TL ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili 16.07.2021 tarihli ıslah dilekçesinde; bilirkişi raporu doğrultusunda 1.000,00 TL talepli ziynet eşyalarına ilişkin taleplerini 95.951,50 TL arttırılarak toplam taleplerini 96.951,50 TL olarak kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

3.Davalı-davacı kadın vekili 28.03.2022 tarihli ıslah dilekçesinde; bilirkişi raporu doğrultusunda 1.000,00 TL talepli ziynet eşyalarına ilişkin taleplerini 95.040.00 TL olarak belirlediklerini dava açılırken ödenen 1.000.00 TL miktarın mahsubu ile 94.040.00 TL üzerinden eksik harcı ikmal ettiklerini, ziynet alacağı taleplerinin yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının, erkek eşin ailesiyle görüşmesine engel olduğu ve kendisinin de görüşmediği erkek eşin ise; evlilik birliğinin başından itibaren sürekli borçlandığı, borcun kaynağını ve miktarını eşine söylemediği, bu konuda herhangi bir açıklama yapmadığı, ekonomik sebepleri gerekçe göstererek kadını ailesi yanına bıraktığı, bu süreçte kadının ve çocuğun geçimi için yeterince para göndermediği, telefona düşkün olduğu, sürekli telefonla ilgilenerek güven sarsıcı davranışta bulunduğu, borçları olduğunu söylemesine rağmen sanal bahis oyunları ve şans oyunu oynadığı, başkaları yanında da olacak şekilde kadını "sen de kadın mısın" diye aşağıladığı, başka kadınlarla kıyasladığı ve boyu ile dalga geçerek küçümseyici davrandığı taraflar arasındaki evlilik birliğinin, uzun süredir fiilen ayrı yaşıyor oldukları da dikkate alınarak, devamı eşlerden beklenilemeyecek derecede temelinden sarsıldığı ve bu duruma davacı erkek eşin ağır kusurlu davranışlarıyla sebebiyet verdiği, kadının ise gerçekleşen olaylarda hafif kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanma ile yoksulluğa düşeceğinden hakkında yoksulluk nafakası şartlarının oluştuğu, ağır kusurlu erkek eşin maddî ve manevî tazminata hak kazanamayacağı, ayrı yaşanılan zaman içerisinde ortak çocuğun annesi yanında kaldığı, bakımı, gözetimi ve sağlığı açısından annenin bir ihmaline yahut velâyeti üstlenmesine engel bir duruma ilişkin herhangi bir delil bulunmadığı, çocuğun yaşı ve cinsiyeti itibariyle annenin yakın ilgi ve şefkatine ihtiyaç duyan yaş aralığında bulunduğu, uzman tarafından düzenlenen raporda da velâyetin anneye verilmesinin çocuğun üstün yararına olacağı ve ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu, erkek eş tarafından asıl davaya cevaba cevap dilekçesiyle bir kısım eşyanın aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin ödenmesi talebinde bulunulmuş ise de; bu istemin boşanmanın fer'îleri arasında yer almayıp ayrı harca tabi dava konusunu oluşturduğu, cevaba cevap dilekçesiyle dava ikame edilmesinin mümkün olmadığı, usulüne uygun harçlandırılarak açılmış dava olmadığı ve usulünce açılmış bir dava bulunmadığından vazgeçme beyanına itibar edilmediği, ziynet eşyasının ise; ziynetlerin varlığı ve niteliklerinin ispatı hususunda kadın tarafından fotoğraf, flash bellek ve tanık deliline dayanıldığı ve söz konusu deliller ile iddia edilen bileziklerin varlığı ve niteliği ispatlandığı, erkek tarafından söz konusu bileziklerin iade edilmemek üzere bağışlandığını söylemiş ise de bu hususta dinlenen erkek eşin tanıkları düğünde yapılan bilezikleri ortak karar alarak borçlarına vermek için bozdurduklarını beyan ettikleri buna karşılık dinlenen kadın tanıkları ise bileziklerin erkek eş tarafından iade edileceği söylenilerek kadından alındığı, ancak iade edilmediğini beyan etmişlerdir. Davacı erkek eşin tanıklarının anlatımlarının görgüye dayalı olup olmadığının ifadelerinden anlaşılamadığı ve kadının iade edilmemek üzere ziynetlerini verdiğini ispata yeterli olmadığı, buna karşılık kadın tanıklarının anlatımlarıyla ziynetlerin erkek tarafından iade edileceği söylenilerek alınıp iade edilmediği gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 1.000,00 TL'ye yükseltilmesine ve kararın kesinleşmesinden sonra aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 1.250,00 TL'ye yükseltilmesine ve kararın kesinleşmesinden sonra aylık 1.750,00 TL yoksulluk nafakası ile kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, davacı-davalı erkek eşin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davalı-davacı kadının ziynet ziynet eşyasının iadesi davasının kısmen kabulüne, 7 adet 20 gram 22 ayar altın bilezik (57.918,00 TL) ve 6 adet 10 gram 22 ayar altın bilezik (24.822,00 TL)'den oluşan ziynet eşyasının aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde bedeli olan 82.740,00 TL'nin 1.000,00 TL'sinin birleşen dava tarihi olan 27.03.2021 tarihinden, 81.740,00 TL'sinin 16.07.2021 harç tamamlama tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle kadın eşe ödenmesine, 41 gram altın yönünden talep ıslah ile daraltıldığından kısmi feragat nedeniyle reddine, 14 adet çeyrek altın, 1 adet alyans ve 1 adet tektaş yüzük yönünden dilekçelerde dava konusu edilmeyen ziynet eşyasının ıslah ile dava konusu haline getirilmesinin mümkün olmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadının davası ve fer'îleri, ziynet, kendi tazminat taleplerinin reddi yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, erkeğin davası, nafakalar ve tazminatların miktarları, ziynet eşyasının reddedilen kısmı yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri ile tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, tarafların yaşları, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, günün ekonomik koşulları, kadının ve ortak çocukların zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının ve çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakalarının az olduğu ve istinafa konu sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile;kadının istinaf başvurusunun tazminatlar ile yoksulluk ve iştirak nafakasının miktarı yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle ortak çocuk yararına dava tarihinden 09.11.2021 tarihine kadar 300,00 TL, 09.11.2021 tarihinden 14.03.2023 tarihine kadar aylık 500,00 TL, 14.03.2023 tarihinden boşanma hükmü kesinleşinceye kadar aylık 1.000,00TL tedbir nafakası ve aylık 2.000,00TL iştirak nafakasına, kadın yararına dava tarihinden 09.11.2021 tarihine kadar aylık 400,00 TL, 09.11.2021 tarihinden 14.03.2023 tarihine kadar aylık 600,00 TL, 14.03.2023 tarihinden boşanma hükmü kesinleşinceye kadar aylık 1.250,00 TL tedbir nafakası ve hükmün kesinleşmesinden itibaren aylık 3.000,00 TL yoksulluk nafakası ile kadın yararına 150.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş ve kadının sair, erkeğin ise tüm istinaf talepleri esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının birleşen davasının reddi, asıl davanın tüm talepleri ile kabulü istemiyle kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi ve tazminatların ve nafakanın miktarı, yargılama gideri yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı davaların kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, velâyet düzenlemesi ve yargılama giderleri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 323 üncü ve 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı ve 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci, 182 nci maddeleri, 327 ve 328 inci maddelerinin birinci fıkraları ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

31.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.