Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1229 E. 2024/8468 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Terk ve evlilik birliğinin temelden sarsılması sebebiyle açılan boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, maddi ve manevi tazminatın miktarı ve davalı kadın lehine hükmedilen vekalet ücretine istinaf yoluna başvurulmaması sebebiyle temyiz hakkının olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadın lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile hakkaniyet kuralları gözetilerek belirlenmesi gerektiği, bu yönler gözetilmeden hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, davalı kadın lehine hükmedilen vekalet ücretine istinaf yoluna başvurulmaması nedeniyle bu hususta temyiz incelemesi yapılamayacağı gerekçeleriyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminat miktarı yönünden bozulmasına, vekalet ücreti yönünden temyiz talebinin reddine, kararın diğer bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2388 E., 2023/3166 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Zile Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2022/398 E., 2023/350 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince yeniden esas hakkında hüküm tesisine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davacı-davalı erkek vekili kadının reddedilen davası bakımından lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden istinaf yoluna başvurmamıştır. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı vekâlet ücreti yönünden istinaf yoluna başvurmayan davacı-davalı erkeğin bu konuda Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacı-davalı erkek vekilinin "vekâlet ücreti" yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı-davalı erkek vekilinin diğer yönlerden temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının 13.08.2021 tarihinde Zile'de kiraladığı eve taşındığını, 6 ayı aşkın süredir müşterek ikametgaha dönüş yapmadığını, yakınlarının araya girmesinin de bir sonuç vermediğinden terk nedeniyle boşanma davası açabilmesi için 14.03.2022 tarihinde Zile Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2022/43 D. İş Esas sayılı dosyası üzerinden terk ihtarı gönderilmiş olmasına rağmen kadının 2 ayı aşkın süredir müşterek ikametgaha dönmediğini iddia ederek davanın kabulüne terk nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin oğlunun müşterek konutta yaşamaya başladığını ve alkollü şekilde eve geldiğini, erkeğin kadına hakaret ve küfür ettiğini, ekonomik şiddet uyguladığını, kadını doktora götürmediğini, ilaç masraflarını karşılamadığını iddia ederek asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne, pek kötü ve onur kırıcı davranış nedeniyle aksi takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl TÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 300.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; diğer eşi ortak konutu terke zorlayan veya ortak konuta dönmesini engelleyen eş terk eden eş olduğundan boşanma davası açma hakkı bulunmadığı, erkeğin kadına ekonomik ve sözel şiddeti nedeniyle kadının ortak konuta dönmediği ve ihtarın samimi olmadığı, erkeğin kadını ortak konutu terke zorlayan terk eden eş olduğu ve terke dayalı boşanma davası açma hakkı bulunmadığı, yaşanan olayların pek kötü ve onur kırıcı davranış olmadığı, erkeğin eve dön ihtarı göndermesinin ihtardan önce yaşanan olayları affettiği anlamına geldiği, tarafların bir müddet erkeğin oğlu ile yaşadıkları, erkeğin oğlunun alkol alışkanlığı olduğu, erkeğin kadına ve çocuklarına hakaret ettiği, erkeğin kadının masraflarını karşılamadığı gerekçesi ile asıl davanın reddine, pek kötü ve onur kırıcı davranış nedeniyle açılan karşı davanın reddine, karşı davanın kabulüne, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, mevcut ve beklenen menfaatleri zedelendiği ve kişilik hakları ihlal edildiğinden kadın yararına yasal faizi ile birlikte 25.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası ve fer'îleri, asıl davanın reddi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tazminatların ve nafakaların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin kabul ettiği kusurların usul ve yasaya uygun olduğunu, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesi ile kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarı yönünden istinaf talebinin kabulü ile hükmün bu yönlerden kaldırılmasına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tüm, kadının sair istinaf itirazların esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, asıl davanın reddi, kadının davasının kabulü, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi ve miktarları, kadının reddedilen özel sebebe dayalı davası yönünden erkek lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; terk nedenine ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasında; terk şartlarının oluşup oluşmadığı, ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davanın reddi ve kadının evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı davasının kabulünün yerinde olup olmadığı, maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi şartlarının mevcut olup olmadığı; mevcutsa miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 2 inci, 4 üncü, 6 ıncı maddesi, 164 üncü maddesi,166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 inci ve 51 inci maddesi.

3.Değerlendirme

1.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; davacı-davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-davacı kadın lehine takdir edilen maddî ve manevî tazminat çoktur. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı-davalı erkek vekilinin, vekâlet ücretine yönelik temyiz dilekçesinin istinaf edilmeyen yön temyiz edilemeyeceğinden REDDİNE,

2.Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden BOZULMASINA,

3.Davacı-davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.