"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2468 E., 2023/3237 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Fatsa Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/17 E., 2023/401 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve kadının başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek ve davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili asıl dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının sorumluluklarının yerine getiremediğini, evi terk ettiğini, aşırı kıskanç olduğunu, ruhi bunalımlar yaşadığını, psikolojisinin iyi olmadığını, müvekkilini aşağıladığını, küçük düşürdüğünü, hakaretler ettiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın vekili asıl davaya cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacının iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, erkeğin şiddet uyguladığını, evi terk ettiğini, Arabistanda 4 yıl çalıştığını, izne geldiğinde müvekkiline sürekli şiddet ve kötü muamele uyguladığını iddia ederek haksız ve hukuka aykırı davanın reddi istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyası alacağına yönelik olarak 3.000,00 TL bedelin ödenmesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili 25.03.2022 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; yargılama süresinde yapılan bilirkişi incelemesi ile 109.407,00 TL ziynet eşyası alacağının tespit edildiğini, ziynet eşyası alacağımıza yönelik talebimizi 106.407,00 TL daha artırıyor ve taleplerini 109.407,00 TL'ye çıkarttıklarını belirterek,109.407,00 TL'nin dava tarihinden itinbaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının eşine karşı sürekli küfürler ettiğini, ortak çocuğu darp ettiği erkek eşin ise; yabancı kadınlarla uygunsuz görüntüler vermek ve cinsel içerikli konuşmalar yapmak suretiyle güven sarsıcı eylemlerde bulunduğu, hakaret edip tehdit ettiği, çıplak fotoğraflarını zorla istediği, eşini darp ettiği, yurt dışından yabancı uyruklu kadın getirip banyo suyunu eşine hazırlatacağını söylediği, ortak çocuğa vurduğu kusurlarının sabit olduğu, her ne kadar erkek eşin tanıkları kadının kıskanç olduğu yönünde beyanda bulunmuşlarsa da kadının kıskançlığı eşinin güven sarsıcı hareketlerinden kaynaklandığından kadına kusur olarak yüklenmediği, kadının hastalığını sakladığı maddî vakıasının ise hastahane kayıtları ile doğrulanmadığı, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin ağır kadının ise hafif kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadın hakkında boşanmakla yoksulluk nafakası şartlarının oluşmadığı, sosyal inceleme raporları, çocukların yüksek menfaati, yaşı, ihtiyaçları, kendi tercih ve taleplerı tanık beyanları tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesinin üstün yararlarına olacağı, anne ve çocuklar arasında çocuğun velâyet hakkı kendisinde olan ebeveyni ile de hafta sonu vakit geçirmesine imkan sağlayacak şekilde iki haftada bir olacak şekilde yatılı kişisel ilişki tesisine, ziynet eşyası alacağına yönelik olarak ise; kadın eşin isticvap için hazır olduğu duruşmada; "Düğünde bana 5 dal 22 ayar gramını hatırlamadığım bilezik, 22 ayar gramını hatırlayamadığım altın set takımı, 24 ayar gramını hatırlayamadığım altın kolye takılmıştı, kayınpederim ve kayınvalidem o altınları istemişti, geri vereceklerini söylemişlerdi, altınları verdiğimden eşimin de haberi vardı, sen ver ben sana geri alırım demişti.", şeklinde beyanda bulunduğu, takıların kayınpederi ve kayınvalidesi tarafından istendiğini ve onlara verdiğini beyan ettiği fakat onlara yönelik açılmış bir dava da bulunmadığı erkek eşin altınların verilmesine rıza göstermesi sebebiyle kendisine davalı sıfatı yüklenemeyeceği, bir kısım tanıkların takıların davacı erkek eş tarafından alındığını iddia etmişlerse de, dosya kapsamı ve davalı kadın eşin beyanları ile uyuşmadığı, tanık beyanlarının duyuma dayalı olduğundan itibar edilmeyerek, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen davacı iddia ettiği olayı kanıtlayamadığı gerekçesi ile her iki tarafın davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuklar'ın velâyetinin babaya verilmesine, çocuklar ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, kadın yararına 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata, davalı davacı kadının yoksulluk ve iştirak nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine, kadın lehine takdir olunan tedbir nafakasının boşanmaya ilişkin hükmün kesinleşmesine kadar devamına, kadının ziynet eşyası alacağı talebinin usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadının davası ve ekleri yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatların miktarı, velâyet, reddedilen ziynet eşyası alacağı talebi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkemece erkek eşe yüklenen kusurlar dışında, kadının vakıa olarak dayandığı ve tanık beyanlarıyla ispatlanan, erkeğin kadını tehdit etmesi ve darp etmesi kusurlarının davalı davacı erkek eşe yüklenmesi gerektiğini, belirlenen ve gerçekleşene göre evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin yine de ağır kadının az kusurlu olduğu, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri ile tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü,n yaşları, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, günün ekonomik koşulları ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu, ziynet eşyası alacağına ilişkin olarak davalı davacı kadının talebi, kayın pederi ve kayın validesine verdiğinden bahisle usulden reddedilmiş ise de; kadın dava dilekçesinde talep ettiği altınların erkek eş tarafından geri verilmek üzere alıp satıldığını ileri sürmüş bir kısım tanıklar da bu yönde beyanda bulunmuşlar ve ayrıca kadın 05.07.2022 tarihli duruşmadaki beyanında altınları kayın pederi ve kayın validesine verdiğini söylemişse de eşinin haberi olduğunu ve altınları kendisine geri vereceğini söylediğini de ifade ettiği, kadına takılan altınların erkek eşin bilgisi ve dahilinde kadından alındığı ve geri verilmediği, istinafa konu sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; kadının istinaf başvurusunun tazminatlar ile reddedilen ziynet eşyaları alacağı yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadın yararına yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata kadın dava dilekçesinde talep ettiği altınlardan delil olarak sunduğu fotoğraflara göre belirlenen; 2 adet 22 ayar 50'şer gr bilezik (44.400,00) TL, 5 adet 22 ayar 20'şer gr bilezik (44.400,00 TL), 1 adet 22 ayar 25 gr set kolyesi (11.100,00 TL), 1 adet 22 ayar 18 gr kolye (7.992,00 TL) aynen iadesine mümkün olmaması halinde ziynet eşyası bedeli olan 107.892,00 TL'sinin dava tarihi, kalanı 104.892,00 TL'sinin ise bedel artırım tarihi olan 25.03.2022 tarihinden itibaren yasal faizi ile ödenmesine, karar verilmiş ve kadının sair, erkeğin ise tüm istinaf talepleri esastan reddedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek ve davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu olduğunu belirterek; kabul edilen kadının boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasını talep etmiş asıl davanın kabulü, karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; ortak çocuğun velâyeti yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadının açtığı boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve velâyet noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 182 nci maddeleri, 327 ve 328 inci maddelerinin birinci fıkraları ve 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.