Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1280 E. 2024/1920 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat miktarlarının azlığı nedeniyle yapılan temyiz başvurusunun incelenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı dikkate alınarak hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddi-manevi tazminat miktarlarının az olduğu ve hakkaniyet ilkesine uygun olmadığı gerekçesiyle, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4. ve 174. maddeleri ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50. ve 51. maddeleri uyarınca daha uygun miktarlarda nafakaya ve tazminata hükmedilmesi gerektiği gözetilerek, temyiz edilen karar kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat miktarları yönünden bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1274 E., 2023/1565 K.

DAVA TARİHİ : 11.05.2015

KARAR : Kısmen kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2015/424 E., 2018/597 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminatların ve yoksulluk nafakasının miktarı yönlerinden bozulmasına, diğer yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın için maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin son yıllarda tavırlarının değiştiğini, agrasif davranışlarda bulunduğunu, müvekkiline gerçek dışı isnatlarda bulunduğunu, eşi ve çocukları ile ilgilenmediğini, birden fazla kadınla ilişkisi olduğunu, çocuklara da şiddet içeren davranışlar sergilediğini, ayrı yatmaya başladığını, evlilik dışı ilişkisinin ortaya çıktığını, evin giderlerini karşılamadığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi uyarınca boşanmalarına olmadığı takdirde 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesini, ortak çocuklardan Tuğba için aylık 3.000,00 TL tedbir ve iştirak, Mustafa Yiğit için 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini, müvekkili yararına aylık 10.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 2.000.000,00 TL maddî ve 1.000.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının müvekkiline bağırdığını, küçük sebeplerden tartışma çıkardığını, müvekkilinin ticari hayatındaki olumsuz gelişmeler neticesinde evini satarak daha küçük bir ev almayı, kalan parayı ticarette kullanmaya karar verdiğini, asıl boşanma sebebinin bu olduğunu, kadının müvekkilinin annesini evden kovduğunu, kadının ve ailesinin müvekkilini tehdit ettiğini, hakaretlerde bulunduğunu, kadının eşinin mal varlığına sahip olmak için boşanma davası açtığını, kadının müvekkilini özel günlerde yalnız bıraktığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk Mustafa Yiğit'in velâyetinin müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 29.06.2018 tarihli ve 2015/424 Esas, 2018/597 Karar sayılı kararıyla; zina eyleminin gerçekleştiği ispat edilemediği, davalı karşı davacı erkeğin başka bir kadın ile tüp bebek tedavisi görmesi, ailesinin haberi olmadığı taşınmazda başka bir kadın ile görüşmesi ve bu görüşmelerin iş amaçlı olduğunun ispat edilememesi, tanıkların davalıyı başka kadın ile samimi bir şekilde görmesi nedeniyle davalının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, davalının tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere dışarıya çıkmasına izin vermeyip, yine davalının kendi sosyal ve iş ortamına davacıyı sokamaması eylemeleri ile davacıya psikolojik şiddet uyguladığı, davalının davacıya fiziksel şiddet uyguladığı, davalının davacıya hakaret ettiği ve davacıyı aşağıladığı ve tam kusurlu olduğu gerekçesi ile erkeğin davasının reddine, kadının zina sebebine dayalı davasının reddine, kadının davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 250.000,00 TL maddî ve 180.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı kadın vekili tarafından reddedilen zina sebebine dayalı davası, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı ile vekâlet ücreti yönünden, davalı karşı davacı erkek vekili tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 23.06.2021 tarihli ve 2020/789 Esas, 2021/894 Karar sayılı kararıyla; davacı karşı davalı kadın yararına belirlenen maddî ve manevî tazminatın miktarı tarafların ekonomik ve sosyal durumları göz önüne alındığında fazla olduğu, bu itibarla erkeğin istinaf talebinin tazminatların miktarı yönünden kısmen kabulüne, davalı karşı davacı erkek tarafından açılan davanın reddedilmesi nedeniyle kendisini vekille temsil ettiren davacı davalı kadın lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile kadının vekâlet ücretine yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yerine kadın yararına erkeğin reddedilen davacı için 2.180,00 TL maktu vekâlet ücretine, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 120.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiş, tarafların sair istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, kadın tarafından, zinaya dayalı boşanma davasının reddi, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarı yönünden, davalı karşı davacı erkek tarafından, kadının davasının kabulü ve kendi davasının reddi yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 16.02.2022 tarihli ve 2021/10553 Esas, 2022/1423 Karar sayılı kararı ile yapılan yargılama ve toplanan deliller ile dinlenen tanık beyanlarından, Mahkemece davalı karşı davacı erkeğin başka bir kadınla tüp bebek tedavisi görmesi ve ailesinin haberi olmadan edindiği konutta başka bir kadın ile sadakatsizliği şeklinde belirlenen ve gerçekleşen eylemlerini sadakat yükümlülüğüne aykırı davranış olarak nitelendirildiği, bu durumda Mahkemece belirlenen ve gerçekleşen "sadakatsizlik" vakıası gereğince davacı-karşı davalı kadının zinaya dayalı boşanma davasının ispatlandığının kabulü gerekirken, yetersiz gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru olmadığı belirtilerek hükmün bozulmasına, diğer yönlerden temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin 22.09.2022 tarih ve 2022/901 Esas, 2022/1248 Karar sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamı ve tanık beyanları değerlendirildiğinde; erkeğin başka bir kadınla tüp bebek tedavisi gördüğü ve ailesinin haberi olmadan edindiği konutta başka bir kadın ile sadakatsizlik eyleminde bulunduğu, bu suretle zina olgusunun sübuta erdiği, İlk Derece Mahkemesi kararında belirtildiği üzere erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, eşinin dışarı çıkmasına izin vermeyip kendi sosyal ve iş ortamına davacı karşı davalıyı sokmaması eylemleriyle davacı karşı davalıya psikolojik şiddet uyguladığı, yine fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği ve davacı karşı davalıyı aşağıladığı, böylece boşanmaya neden olan olaylarda davacı karşı davalının kusursuz ve davalı karşı davacı kadının tam kusurlu olduğu, ortak çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile manevî tazminatın miktarları tarafların ekonomik ve sosyal durumları göz önüne alındığında az olduğu, bu itibarla kadının istinaf talebinin zina nedenli davası, çocuk için iştirak nafakası ile manevî tazminatın miktarı yönünden kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının bütünüyle kaldırılmasına, kadının zina sebebine dayalı olarak açtığı boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, dava tarihinden itibaren geçerli ve tahsilde tekerrüre neden olmamak üzere 22.09.2022 karar tarihine kadar ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, bu nafakanın 22.09.2022 karar tarihinden itibaren aylık 1.500,00 TL'ye yükseltilmesine, karar kesinleştiğinde iştirak nafakası olarak devamına, kadın için hükmedilen aylık 2.500,00 TL tedbir nafakasının İlk Derece Mahkemesinin 29.06.2018 karar tarihinden itibaren aylık 2.000,00 TL'ye indirilmesine ve karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonrada yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın lehine 250.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminatın kararın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten tahsili ile kadına verilmesine, erkeğin boşanma davasının reddine, erkeğin karşı boşanma davasının reddine karar verildiğinden kendisini vekille temsil ettiren davacı karşı davalı lehine hüküm tarihi itibari ile yürürlükte bulunan tarife uyarınca 9.200,00 TL vekâlet ücretine hükmedilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 10.05.2023 tarihli ve 2023/112 Esas, 2023/2306 Karar sayılı kararı ile; kadın için hükmedilen yoksulluk nafakası ile tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına, sair yönlerden ononmasına karar verilmiştir.

D. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadın için aylık 5.000,00 TL yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 500.000,00 TL maddî ve 400.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı karşı davalı kadın vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde; yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarları yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarları yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın için hükmedilen tazminatların ve yoksulluk nafakasının miktarının dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

2.davacı karşı davalı kadın vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

a.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, davacı karşı davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası az olup bozmanın amacına uygun bulunmamıştır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesinin de dikkate alınarak daha uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

b.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat az olup bozmanın amacına uygun bulunmamıştır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı karşı davacı erkek vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,

2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı karşı davalı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden BOZULMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden Salim'e yükletilmesine,

İstek halinde temyiz peşin harcının yatıran Ayşe'ye geri verilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.