Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1284 E. 2024/8724 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur durumu, velayet, nafaka, tazminat, yargılama gideri ve vekâlet ücretine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1967 E., 2023/2708 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Dazkırı Asliye Hukuk(Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2023/8 E., 2023/151 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı kaldırma kararından sonra yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının asıl davasınınkabulüne, erkeğin birleşen davasının 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine, erkeğin 164 üncü ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın dava dilekçesinde; kadın tarafından 2017yılında açılan boşanma davası hakkında açılmamış sayılmasına karar verildiğini, erkeğin uzun zamandan beri kadına ve çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını, 2015 yılında kadının kolunun kırıldığını, 2016 yılında kulak zarında hasar oluştuğunu, şikayet üzerine soruşturma açıldığını, son bir yıldır da erkeğin aynı işyerindeki H.isimli bir kadınla ilişki yaşadığını, bu kadından gelen mesajlar ve aramalar nedeniyle çıkan tartışmada kadını 2016 yılı Haziran ayında darp ettiğini, kadının evden ayrılarak ayrı bir eve çıktığını, kadının açtığı ve açılmamış sayılmasına karar verilen boşanma davası devam ederken erkeğin bu sefer A.isimli kadın ile aynı evde yaşamaya başladığını, kadına aşağılayıcı mesajlar gönderdiğini belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuklar ... ve ...'nın velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına aylık 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 60.000,00 TL maddî, 60.000.00TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, kadının takip etmediği davadan sonra birlikte yaşamın devam ettiğini, kadının 2016 yılında ortak konutu terk ettiğini, başka bir erkek ile karı koca hayatı yaşadığını, kadın tarafından gönderilen mesajlarda da bu durumun açık olduğunu belirterek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 161 inci, 164 üncü ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuklar ... ve ...'nın velâyetinin babaya verilmesine, 20.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin20.09.2021 tarihli, 2019/154 Esas, 2021/194 Karar sayılı kararı ile erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığının ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığının sabit olduğu, kadının ise zina yaptığının ispatlanamadığı, kadının davranışının güven sarsıcı boyutta kaldığı, bu nedenle erkeğin zinaya dayalı birleşen davasının reddi gerektiği, erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle birleşen davanın reddine, asıl davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'nın velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, ortak çocuk ... yargılama sırasında ergin olduğundan velâyet hususunda karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına aylık 400,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 10.000,00 TL maddî ve 8.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı-davalı kadın vekili hükmedilen tazminatların miktarı, kadın ve ortak çocuk yararına hükmedilen nafaka miktarı, ortak çocuk ... yararına nafakaya hükmedilmemesi yönünden; davalı-davacı erkek vekili ortak çocukların erkeğin yanında olduğunu belirterek birleşen davanın reddi, asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, ortak çocuk ...'nın velâyeti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesinin 28.12.2022 tarihli, 2021/2724 Esas, 2022/2511 Karar sayılı kararı ile ortak çocuk ...'nın baba yanında yaşamaya başladığının anlaşıldığı, alınan uzman raporunun yetersiz olduğu, kabule göre de erkeğin birleşen davasının 4721 sayılı Kanun'un 161 inci, 164 üncü ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı olarak açıldığı halde 164 üncü ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası hakkında hüküm kurulmadığı, gerekçesiyle kararın kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, kadına birden fazla kez şiddet uyguladığı; kadının zina yaptığı, tarafların eşit kusurlu oldukları, gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca ve birleşen davanın kabulü ile 161 inci maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 164 üncü maddesine dayalı davasının şartları oluşmadığı anlaşılmakla karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı davasının ise özel sebebe dayalı olarak boşanma talebinin kabul edilmesi nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk ...'nın velâyetinin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına, kadının ortak çocuk ... yönünden iştirak nafakası talebinin reddine, ortak çocuk ...'ın yargılama sırasında ergin olması nedeniyle velâyet ve iştirak nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yoksulluğa düşecek olan kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar, tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı, ortak çocuk ...'nın anne yanında kaldığı döneme yönelik tedbir ve iştirak nafakalarının miktarı, ortak çocuk ...'ın ergin olduğu tarihe kadar nafakaya hükmedilmemesi, erkeğin birleşen davada 4721 sayılı Kanun'un 164 üncü ve 166 ıncı maddesinin birinci fıkrasına yönelik taleplerinin reddedilmemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; birleşen davanın kabulü gerektiğini belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası, reddedilen tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının zina yaptığ ve başka bir erkekle yaşadığı, bu nedenle kadın lehine tedbir nafakası takdirinin hatalı olduğu ve yoksulluk nafakasının da reddi gerektiği birleşen erkeğin açtığı dava tarihinden itibaren kaldırılmasının gerektiği, çocuk ...'nın 25.10.2021 tarihinden itibaren babayla birlikte yaşadığı, velâyetinin de babaya verildiği gözetilerek tedbir nafakasının 25.10.2021 tarihinden itibaren kaldırılmasının gerektiği,çocuk ... yönüyle tedbir nafakasına hükmedilmediği gözetilerek dava tarihinden reşit olduğu tarihe kadar aylık 300,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesi gerektiği, erkeğin birleşen davada 4721 sayılı Kanun'un 164 üncü maddesine yönelik davasının reddi gerektiği, birleşen davanın 161 inci ve 166 ncı maddenin birinci fıkrası uyarınca kabulü gerektiği gerekçesiyle kadının ortak çocukların tedbir nafakasına, erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 164 üncü maddesine dayalı davasının reddedilmemesine; erkeğin kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakasına, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı davanın kabul edilmemesine yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, erkeğin birleşen davasında 4721 sayılı Kanun'un 164 üncü maddesine dayalı davasının reddine, birleşen davanın 161 inci ve 166 ncı maddenin birinci fıkrası uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ... yararına asıl dava tarihinden baba yanında kalmaya başladığı tarihe kadar aylık 250,00TL tedbir nafakasına, ortak çocuk ... yararına asıl dava tarihinden ergin olduğu tarihe kadar aylık 300,00TL tedbir nafakasına, kadın yararına asıl dava tarihinden itibaren hükmedilen aylık 400,00TL tedbir nafakasının birleşen dava tarihi itibariyle kaldırılmasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının kusurunun bulunmadığını, erkeğin tam kusurlu olduğunu, zinanın varlığının ispatlanamadığını, bu nedenle erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 161 inci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı birleşen davasının reddi gerektiğini, lehe tazminata hükmedilmesi gerektiğini, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının birleşen dava tarihinden itibaren kaldırılmasının haksız olduğunu, ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakalarının miktarının az olduğunu belirterek birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılması, ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakasının miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın bir kısmının değiştirilmesine rağmen kadın yararına hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama giderine ilişkin kısmın iptal edilmediğini, erkek yararına tazminata hükmedilmediğini, kadının kusurlu olduğunu belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar, vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl ve birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, tedbir nafakaları, tazminatlar, yargılama gideri ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.