"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1729 E., 2023/2655 K.
KARAR : Başvurunun kabulüyle yeniden kısmen esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/723 E., 2023/305 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; Almanya'daki ev ve dükkanı satıp Türkiye'ye yerleşme konusunda anlaşmalarına rağmen kadının eşinin yanına Türkiye'ye dönmediğini, ev ve dükkanın satışından elde edilen parayı da eşine hiç vermediğini, evi terk ettiğini, seni boşayacağım, yanına dönmeyeceğim, ne halin varsa gör diye haber gönderdiğini, sürekli hakaret ettiğini, aşağıladığını, erkeğin ailesinin müşterek haneye gelip gitmesine karşı çıktığını, kavga çıkardığını, onları eve almadığını, çocukları dolduruşa getirdiğini, çocuklara agresif davrandığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin bağımsız konut sağlamadığını, evlendikten sonra 6 sene okuması nedeniyle hiçbir işte çalışmadığını, eve katkı sağlamadığını, sürekli hakaret ettiğini, sürekli şiddet uyguladığını, bekarken Alman kadınla yaşayıp çocuk sahibi olmasını gizlediğini, Türkiye'deki tüm taşınmazlar ve aracı oğluna devrettiğini, sadakat yükümlülüğüne uymadığını ileri sürerek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata faiziyle birlikte karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin şişko, domuz gibi sözlerle ve eşinin fiziği ile ilgili eşine hakaret ettiği, taşınmazlar ve aracını çocuğuna devrederek mal kaçırma amacı ile hareket ettiği, kadının ise Almanya'da satılan evlerin parasını tamamen kendisinin aldığı, eşine para göndermediği, erkeğin ailesinin ortak eve gelip gitmelerini istemediği, kendisi istediğinde gelip gitmelerine izin verdiği, zaman zaman aile bireylerine küstürdüğü, ailesi nedeniyle problemler çıkardığı, 2018 yılında tarafların Türkiye'ye yerleşmek amacıyla geldikleri, sonrasında kadının Türkiye'ye geri dönmediği, çocuklara erkeği kötülediği ve "karaktersiz, orospu çocuğu, adam olmaz" vb. sözlerle erkeğe hakaret ettiği, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kadının ağır, erkeğin ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, kadının yoksulluk nafakası davasının reddine, erkek yararına yasal koşulları oluştuğu gerekçesiyle 10.000,00 TL maddî, 7.500,00 TL manevî tazminat ödenmesine, kadının maddi ve manevî tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ile maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tedbir nafakasının miktarı, reddedilen maddî ve manevî tazminatlar ile yoksulluk nafakası talepleri, aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğe taşınmaz ve aracını çocuğuna devrederek mal kaçırmak amacı ile hareket etmesi kusuru yüklenmişse de, erkeğin Almanya'da vergi borçlarının olduğu, bu vergi borçlarından kurtulmak amacıyla tarafların her ikisinin de üzerindeki malları çocukları İsrafil'e devrettikleri, erkeğin, kadından mal kaçırma kastının bulunmadığı, bu nedenle bu hususta erkeğe kusur verilmesinin hatalı olduğu, erkek yararına hükmedilen tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle erkeğin kusur belirlemesi ve hükmedilen tazminatların miktarına yönelik istinaf itirazlarının kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlere ilişkin hüküm fıkralarının kaldırılmasına, mevcut kusurlara göre yine de kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğunun tespitine, erkek yararına 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, kadının tüm, erkeğin sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının erkeğin hastalığıyla ilgilendiğini, erkeğin öğrenci olduğu zamanlarda evin geçimiyle ilgilendiğini, erkeğin kadına hakaret ettiğini, şiddet uyguladığını, sadakatsiz davrandığını, erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi şartlarının oluşmadığını, nafaka miktarının düşük olduğunu, erkeğin mallarını oğluna devrederek kusurlu olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, kendi tazminat taleplerinin reddi ile tedbir nafakasının miktarı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte kadından kaynaklı bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, erkek yararına tazminata hükmedilmesine ve kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmesine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı ile tedbir nafakası miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi,166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.