"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1595 E., 2023/1784 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Düzce 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/402 E., 2022/425 K.
Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı banka vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının eşi olan davalı ...'in, diğer davalı ...'nın sağlamış olduğu krediye teminat teşkil etmesi amacıyla, müvekkilinin ve diğer aile bireylerinin 20 yıldır birlikte yaşamış oldukları aile konutu niteliğinde bulunan taşınmaz üzerine, müvekkilinin bilgisi, rızası ve muvafakati dışında davalı ... lehine ipotek tesis edildiğini, davalı tarafından, geçerlilik şartlarını haiz olmayan ipotek nedeniyle Düzce İcra Müdürlüğü'nün 2019/22295 Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını iddia ederek taşınmaz üzerine tesis edilen ipoteğin kaldırılmasına ve taşınmaza aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davaya konu taşınmazın aile konutu olduğu, davaya konu taşınmazın tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmasa da taşınmazın tapu kaydında betonarme bina olduğunun açıkça yazılı olduğu, davalı bankanın tacir olması dolayısıyla basiretli davranarak taşınmazın aile konutu olup olmadığını araştırarak davacı eşin ipotek konusunda muvafakatını alması gerektiği, ancak bu özen yükümünü yerine getirmediği, bankanın tapuya güven ilkesi gereğince iyi niyet iddiasında bulunamayacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına, taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı banka vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğu, dava konusu taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiği tarihte taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunmadığı, bankanın iyiniyetinin korunması gerektiği, muvafakat belgesinin kredi dosyası içerisinde mevcut olduğunu, süresinde cevap dilekçesi verilmemiş olsa dahi mahkemenin bunu göz önüne alması gerektiği, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin hatalı olduğu belirtilere istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu edilen taşınmazın aile konutu olduğu, 29.05.2017 tarihli ipotek belgesi ile davalı banka lehine dava konusu taşınmaz üzerinde ipotek tesis edildiği, ipotek bedeline binaen Düzce İcra Müdürlüğü'nün 2019/22295 sayılı icra takip dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığı, davacı kadının iş bu davayı açarak aile konutu üzerine konulan ipoteğe rızasının bulunmadığını belirterek poteğin kaldırılmasını talep ettiği, dava dilekçesinin davalı bankaya usulüne uygun tebligat yapıldığı halde ,banka tarafından cevap dilekçesi verilmediği,yapılan yargılama sonucu mahkemece aile konutu olduğu anlaşılan taşınmaza ipotek konulurken kadının rızasının alınmadığı gerekçesi ile ipoteğin kaldırılmasına karar verildiği, iş bu karara karşı davalı bankanın, süresi içerisinde yapmış olduğu istinaf başvurusunda davalı kadının rızasının alındığını buna ilişkin ipotek verilmesine rızayı içerir muvafakatnamenin dilekçeye eklendiğini, bankanın iyi niyetli olduğunun kabulü ile davanın reddi gerektiği bildirilmiş ise de, süresinde cevap dilekçesi vermeyen bankanın istinaf aşamasında sürmüş olduğu delile dayanamayacağı ,basiretli bir tacir gibi davranması gereken bankanın iyi niyet iddiasında bulunamayacağı gerekçesiyle davanın kabulünde herhangi bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre davalı bankanın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı banka vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme
Dava; ipoteğin kaldırılması istemine ilişkin olup uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın aile konutu vasfında olup olmadığı, davalı bankanın dava konusu taşınmazın aile konutu olup olmadığı konusunda basiretli bir tacir gibi davranarak gereken araştırmayı yapıp yapmadığı, davacı kadının açık rızasının alınıp alınmadığı, işbu davanın açılmasının dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil edip etmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci maddesi, 6 ncı maddesi, 194 üncü maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı banka vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.