Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1310 E. 2024/8579 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları değerlendirilerek, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1839 E., 2023/2712 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Emirdağ 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/142 E., 2022/171 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2008 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu, erkeğin, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, kadını ailesinin evine gönderdiğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, kadını istemediğini söylediğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 800,00 TL tedbir nafakası, 800,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 1.200,00 TL tedbir nafakası, 1.200,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap, karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, erkeği ve erkeğin ailesini küçük gördüğünü, ailesi ile görüşmesini istemediğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, baskıcı olduğunu, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, ortak çocuğa karşı psikolojik şiddet uyguladığını iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 100.000,00 TL maddî tazminat, 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, kadına aşağılayıcı sözler söylediği, kadını ortak konuttan gönderdiği, her ne kadar erkek tarafından dava dışı Kadriye ile olan telefon görüşmelerini kardeşi ile dava dışı Kadriye'nin arasını düzeltmek için yaptığını iddia etmişse de bir yıl boyunca gece vakti de dahil olmak üzere yapılan görüşmelerin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, yine erkeğin kendi kullanımında olan telefonu kardeşine verdiği iddiasının da hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve erkek tarafından bu vakıaya dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında dayanılmadığı, kadın yüklenecek kusurlu bir davranışın ispatlanamadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın reddine, alınan sosyal inceleme raporu, ortak çocuğun fiilen anne yanında yaşıyor olduğu ve ortak çocuğun anne yanında yaşamak istediğine dair beyanı bir arada değerlendirildiğinde velâyetin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, ortak çocuğun ihtiyaçları dikkate alındığında ortak çocuk yararına karar tarihine kadar aylık 450,00 TL tedbir nafakası, karar tarihi itibariyle 550,00 TL tedbir nafakası, karar kesinleştikten sonra aylık 550,00 TL iştirak nafakası, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, günün ekonomik şartları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına karar tarihine kadar aylık 800,00 TL tedbir nafakası, karar tarihi itibariyle aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, karar kesinleştikten sonra aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına 24.000,00 TL maddî tazminat, 15.000,00 TL manevî tazminat, erkeğin yasal şartları oluşmayan tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, dava dilekçesinde dayanılan tüm vakıaların ispatlandığı ve erkeğe kusur olarak yüklenmesi gerektiği, tazminat ve nafaka miktarlarının çok az olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, asıl davanın kabulü ile karşı davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, kadının tazminat ve nafaka taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği, velâyet düzenlemesinin hatalı olduğu, ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların çok olduğu belirtilerek; her iki dava ve fer'îleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; her ne kadar İlk Derece Mahkemesi tarafından erkeğe sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği vakıası kusur olarak yüklenmişse de erkeğin davranışlarının güven sarsıcı boyutta kaldığı, erkeğe yüklenen kadını ortak konuttan gönderdiği ve aşağıladığı vakıalarının ise ispatlanamadığı ve erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, ancak dinlenen tanık beyanlarından erkeğin sürekli olarak kadını ailesinin evine bırakarak Antalya iline tatile gittiği, kadının ise erkeğin ailesi ile görüşmesini kısıtladığı ve ailesine soğuk davrandığı vakıalarının ispatlandığı ve bu vakıaların kadına kusur olarak yüklenmesi gerektiği, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu ve erkeğin davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, dosya kapsamından velâyet düzenlemesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, kadın ve ortak çocuk yararına tedbir nafakası takdir edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak takdir edilen tedbir nafakası miktarlarının, tarafların ekonomik ve sosyal durumları günün ekonomik koşulları dikkate alınarak az olduğu, velâyeti kendisine verilmeyen ortak çocuk yararına iştirak nafakası takdirinin isabetli olduğu, ancak tarafların ekonomik ve sosyal durumları, günün ekonomik koşulları, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında iştirak nafakası miktarının az olduğu, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği ve kadın yararına yoksulluk nafakası takdir edilmesinin isabetli olduğu, ancak tarafların ekonomik ve sosyal durumları, günün ekonomik koşulları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi koşullarının oluştuğu ancak tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, hakkaniyet ilkesi, paranın alım gücü, mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında tazminat miktarlarının az olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu erkek yararına tazminata hükmedilme koşullarının ise gerçekleşmediği gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf itirazlarının ayrı ayrı kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm tesisine, İlk Derece Mahkemesinin kusura ilişkin karar gerekçesinin yukarıda belirtildiği şekilde düzeltilmesine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetini anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, ortak çocuk yararına Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle aylık 800,00 TL tedbir nafakası, boşanma hükmünün kesinleşmesiyle aylık 800,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle aylık 1.200,00 TL tedbir nafakası, boşanma hükmünün kesinleşmesiyle aylık 1.200,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte 80.000,00 TL maddî tazminat, 80.000,00 TL manevî tazminat, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların miktarları yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velâyet yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların davalarının kabulü ile boşanmalarına karar verilmesi şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise maddî ve manevî tazminat miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, velâyet düzenlemesinin ortak çocuğun üstün yararına ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 335 inci ve devamı maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.