"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1491 E., 2023/2140 K.
KARAR : Kısmen kabul ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ortaca 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2018/296 E., 2021/188 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle;kadının sürekli üst üste maddî taleplerde bulunduğunu, haklı sebep olmaksızın evden ayrıldığını, fazla alkol alarak arkadaşlarının yanında küçük düşürdüğünü, rencide ettiğini, derin siyası farklılıklarının ortaya çıktığını, PKK ve TİKKO'yu öven söylemlerde bulunduğunu, bunu herkesin içinde de çekinmeden tekrarladığını, evi terk ettikten sonra müvekkilinin arkadaşlarını arayarak müvekkiline hakaret ettiğini, olumsuz ifadeler kullandığını, kardeşlerinin gelip döveceğini söyleyerek tehdit ettiğini, kolon kanseri olan müvekkilinin beslenmesine özen göstermediğini, müvekkilinin hastalığı ve hassasiyetine rağmen İstanbul'dan getirdiği kediyi evde beslediğini, ilk evliliğinden olan oğluyla ilgili yalan söylediğini belirterek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, erkek yararına faiziyle 60.000,00 TL maddî, 60.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; yeterince ilgi ve özveri göstermediğini, küçük düşürücü söylemlerde bulunduğunu, argo ifadeler kullandığını, erken evlendiklerini söylemesi üzerine eşyalarını toplayıp evden ayrılan müvekkiline ses çıkarmadığını, çok az harçlık verdiğini, tehditkar ifadeler kullandığını, müvekkilinin annesini evden göndermesini istediğini, soğuk ve mesafeli davrandığını, aynı ortamdayken kızından gelen telefonu açmadığını, elinin sıkı olduğunu, küçük şeylerden sorun çıkarmaya başladığını, eve gece yarılarında gelmeye başladığını, evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, müvekkiline hizmetçi gibi davrandığını, kendini soyutladığını, ağır hakaretlerde bulunduğunu, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, aşağıladığını, önceki eşiyle karşılaştırma yaptığını, yemeklerini beğenmediğini inciterek ve aşağılayarak söylediğini, her gece dışarda yemek yiyip alkollü geldiğini belirterek, esas davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 10.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin "erken evlendik" diyerek kadını incitici davranışlarda bulunduğu, bu sebeple kadının evden ayrılmak zorunda kaldığı, erkeğin evden giden kadına sessiz kaldığı, "seni prensesler gibi yaşatacağım" sözünü tutmadığı, kadının evlilik nedeniyle mutsuz olduğu ve ağladığı, gece vakti kadını bırakıp eve gittiği; kadının ise alkol aldığında kendini kaybederek erkeği çevresine mahcup ettiği, sosyal ortamlarda fazla alkol aldığı ve davranışlarını kontrol edemediği, bu sebeple erkeği zor duruma düşürdüğü belirtilerek, evlilik birliğini sona erdiren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki tarafın da davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadının yoksulluk nafakası talebi ile tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar:
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri:
1.Davacı-davalı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka taleplerinin reddi yönünden kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç:
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına yönelik - "seni prensesler gibi yaşatacağım demesine rağmen sözünü tutmadığı", kadının evlilik nedeni ile çok mutsuz olduğu, ağladığı ve gece vakti bırakıp eve gittiği kusurlarına yönelik bir kısım tanık beyanlarının duyuma dayalı olduğu, dayanılmadığı veya tanıkların yorumları olarak değerlendirildiği gerekçesiyle çıkarılmış; kadına ise, alkol alarak erkeği mahcup etme ve kontrolünü kaybetme eylemlerine ek olarak "kardeşime dövdüreceğim" diyerek tehdit ettiği, PKK ve TİKKO'yu övücü konuşmalar yaptığı, terörist sempatizanı söylemleri ve evden ayrılırken erkeğin teklif ettiği parayı almayıp erkeği arkadaşlarının yanında küçük düşürdüğü vakıaları kusur olarak eklenmiş; belirlenen ve gerçekleşen vakıalara göre evlilik birliğini sona erdiren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu, tarafların ekonomik sosyal durumları, kusur durumu ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak erkek yararına tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının ise tedbir nafakası talebi ile ilgili hüküm kurulmadığı belirtilerek tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir nafakasına, erkek yararına 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar:
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri:
1.Davacı-davalı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların miktarı ve tedbir nafakası yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka taleplerinin reddi, tedbir nafakasının miktarı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin ve kadının davasının kabulü, tazminat ve nafakalar ile miktarlarının doğru belirlenip belirlenmediği, kadının tazminat ve yoksulluk nafakası talebinin reddinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası,169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.