Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1454 E. 2024/2494 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Anlaşmalı boşanma protokolü ile belirlenen kişisel ilişki düzeninin, çocuğun üstün yararı gerekçesiyle azaltılmasının mümkün olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller, çocuğun üstün yararı ve yasal düzenlemeler gözetilerek, kişisel ilişki düzeninin azaltılmasına ilişkin yerel mahkeme kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, istinaf mahkemesinin esastan ret kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1064 E., 2023/1660 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 8. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/738 E., 2023/378 K.

Taraflar arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılması olmadığı takdirde kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi ve iştirak nafakasının arttırılması davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kişisel ilişkinin azaltılarak yeniden düzenlenmesine ve iştirak nafakasının arttırılmasına karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından kişisel ilişki süresi yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların boşandıklarını, 2017 doğumlu ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye verildiğini, baba ile kişisel ilişki tesis edildiğini, davalının kişisel ilişki günlerinde gözetim ve bakım yükümlülüğünü ihmal ettiğini, çocuğun fiziksel, psikolojik ve sosyal gereksinimlerini karşılayamadığını, her kişisel ilişki sonrası çocuğun pişik olmuş halde eve geldiğini, bir erkek arkadaşı ile kızı da olduğu halde aynı otel odasında kaldığını, 1-31 Temmuz tarihleri arasında kurulan kişisel ilişki sırasında davalının, ortak çocuk annesi ile görüşmek istemesine rağmen buna engel olduğunu, telefonla dahi görüştürmediğini, kurulan kişisel ilişkinin uzun olduğunu, takdir edilen nafakanın yetersiz olduğunu belirterek davalı baba ile çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılmasına, aksi kanaat halinde her yıl 1-7 Temmuz ve dini bayramlardan yalnızca ramazan bayramında olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına, iştirak nafakasının artırılmasını talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; söz konusu kişisel ilişkinin anlaşmalı boşanma protokolü ile tarafların ortak iradesi ile düzenlendiğini, müvekkilinin çocuğu ile geçirdiği her anı değerlendirdiğini, dava dilekçesindeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, kişisel ilişki tesisi zamanlarında çocuğu ile fazlası ile ilgilendiğini, iştirak nafakası artış talebinin müvekkilinin ekonomik durumunun çok üstünde olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tüm dosya kapsamı, tanık beyanları, uzman raporları, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3. ve 6. Maddeleri, yargılama sırasında meydana gelen olaylar, çocuğun uzmana verdiği beyan ve çocuğun yüksek menfaati, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (7421 sayılı Kanun) 323 ve 324 üncü maddeleri nazara alınarak davalı babanın 4721 sayılı Kanun'un 324 üncü maddesinde sayılan kişisel ilişkinin kaldırılması şartlarına sebep olacak bir davranışının bulunmadığı anlaşılmakla davacının baba ile çocuk arasındaki kişisel ilişki tesisinin kaldırılması talebinin reddine karar vermek gerektiği, tüm dosya kapsamı, tanık beyanları, uzman raporları, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3. ve 6. Maddeleri, yargılama sırasında meydana gelen olaylar, çocuğun uzmana verdiği beyan ve çocuğun yüksek menfaati nazara alınarak ortak çocukla baba arasında Ankara 30. Aile Mahkemesi'nin 2021/763 esas 2021/200 sayılı kararı ile hükmedilen kişisel ilişki tesisinin kaldırılarak her ayın 1. ve 3. Cumartesi günü saat 10.00 dan Pazar günü saat 17.00'ye kadar, 01 Temmuz günü saat 10.00 dan 15 Temmuz günü saat 17.00'ye kadar, sömestri tatilinin ilk haftası ilk günü saat 10.00'dan son günü saat 17.00'ye kadar, çiftli yıllarda kurban bayramının 1. Günü saat 10.00 dan 4. günü saat 17.00'ye kadar, tekli yıllarda ramazan bayramının 1. günü saat 10.00 dan 3. günü saat 17.00'ye kadar, her yıl babalar gününde saat 10.00 dan saat 17.00'ye kadar, ortak çocuğun tekli yıllardaki doğum gününde saat 10.00 dan 17.00'ye, her yıl nisan ve kasım ara tatillerinin pazartesi günü saat 10.00 ile çarşamba günü saat 17.00'ye kadar baba yanında kalması suretiyle kişisel ilişki tesisine, davacının ortak çocuk için iştirak nafakası artırım talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; iştirak nafakasının miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; dosyadaki mevcut delil durumu itibariyle çocuk ile baba arasında kişisel ilişkinin azaltılmasına sebep olacak hiçbir vakıa bulunmadığı, gerekçeli kararda da kişisel ilişkinin azaltılması talebinin kabulünün gerekçesi belirtilmediği gerekçesiyle davacının hukuki dayanaktan yoksun ve haksız davasının tümüyle reddine karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu itibarla; davalı baba ile ortak çocuk arasında boşanma ilamı ile kurulan kişisel ilişkinin azaltılmasında ve ortak çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakası miktarında her hangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla kişisel ilişki süresinin azaltılması yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ortak çocuk ve davalı arasından anlaşmalı boşanma ile düzenlenen kişisel ilişkinin azaltılmasını gerektirir yasanın aradığı koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 182, 323, 330, 336 ncı maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası, 3 üncü maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 12 nci maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi üçüncü maddesi, dördüncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,17.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.