Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1564 E. 2024/2611 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ziynet alacağı davasının reddine ilişkin hükmün kesinleşmesinden sonra, davalı erkek tarafından, aleyhine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin hükmün tamamlanması kararına karşı yapılan temyiz başvurusunun incelenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin, ziynet alacağı davasının reddine ilişkin hükmü temyiz etmeyip kesinleşmesine rağmen, sadece aleyhine hükmedilen vekalet ücretine itiraz etmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1820 E., 2023/2404 K.

KARAR : Kısmen esastan ret, kısmen bozma ilamına uyularak hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Besni 2. AsliyE Hukuk (Aile) Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kısmen bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; istinaf başvurusunun ek karar yönünden esastan reddine, kadın ve ortak çocuklar yararına kesinleşmeden itibaren yoksulluk ve iştirak nafakalarına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin sürekli fiziksel şiddet uyguladığını, küfür ve hakaret ettiğini, eve maddî olarak bakmadığını, evi terk ettikten sonra ihtiyaçlarla ilgilenmediğini, fiili ayrılıkta ortak hesaptaki 30.000,00 TL kira gelirini çektiğini, mesajlarında kadını aldattığını söylediğini ve kadının ziynet eşyalarının erkek tarafından alındığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 300.000,00 TL manevî tazminata ve dilekçede sayılan ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bedellerinin ödenmesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde; kadının agresif olduğunu, 2016 yılında kayınvalidesine tabak fırlattığını, tutarsız davranışları olduğunu ve erkeğin ortak hesaptaki parayı ev nedeniyle kardeşine olan borcunu ödemekte kullandığını iddia ederek; ortak çocukların velâyetinin mahkemece uygun görülecek tarafa verilmesine, kadının tazminat talebinin reddine ve kadının babasına borç olarak verilen ziynet eşyalarının bedelinin ödenmesine hükmedilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; kadının agresif olduğunu, 2016 yılında kayınvalidesine tabak fırlattığını, erkeğe ve ailesine hakaret ettiğini, tutarsız davranışları olduğunu, erkeğin kayınpederine 2009 ve 2010 yıllarında 200.000,00 TL değerinde altın verdiğini ancak bu borcun kendisine ödenmediğini, erkek borcu istedininde kadının altınların kendi mehiri olduğunu söylediğini iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin mahkemece uygun görülecek tarafa verilmesine, erkek yararına 200.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, 200.000,00 TL ziynet eşyası bedelinin erkeğe iadesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 15.04.2021 tarihli, 2018/202 Esas, 2021/137 Karar sayılı kararıyla; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşine ağır hakaretler ederek fiziksel şiddet uygulayan erkeğin ağır, eşine hakaret eden kadının az kusurlu olduğu, erkeğin ağır kusurlu olması nedeniyle boşanma davasının reddinin gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düştüğü, boşanma sebebiyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın ve erkek eş yararına manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği ve tarafların ziynet alacağı davalarını ispatlayamadıkları gerekçesi ile; kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun)166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, erkeğin boşanma davasının reddine, ortak çocuklar ... ve ...'in velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocukların her biri yararına karar tarihinden itibaren aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına karar tarihinden itibaren aylık 750,00 TL yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL manevî tazminata, erkek yararına 3.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî tazminat talebinin reddine, tarafların ziynet alacağı davalarının reddine ve asıl dava ve birleşen dava davacıları yararına 4.080,00'er TL maktu vekâlet ücretine karar verilmiştir.

2.Davacı-davalı kadın vekili erkeğin reddedilen maddî tazminat talebi yönünden kadın yararına vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden, davalı-davacı erkek vekili ise kadının reddedilen ziynet alacağı davası yönünden erkek yararına vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden hükmün tamamlanması talebinde bulunmuştur.

3.İlk Derece Mahkemesinin 09.06.2021 tarihli ek kararı ile, erkeğin boşanmanın fer'î niteliğindeki maddî tazminat talebinin reddedilmesi üzerine kadın lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin usul ve kanuna uygun olduğu ancak kadının reddedilen ziynet alacağı davası için erkek yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken kararda yer almadığı gerekçesi ile; kadının talebinin reddine, erkeğin talebinin ise kabulü ile kadının reddedilen ziynet alacağı davası yönünden erkek yararına 9.300,00 TL nispi vekâlet ücreti ödenmesine karar verilmiştir.

4.Davacı-davalı kadın vekili 15.06.2021 tarihli dilekçesi ile, erkeğin reddedilen ziynet alacağı davası yönünden kadın yararına vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden hükmün tamamlanması talebinde bulunmuştur.

5.İlk Derece Mahkemesinin 14.07.2021 tarihli ek kararı ile, kadının talebinin kabulü ile erkeğin reddedilen ziynet alacağı davası yönünden kadın yararına 22.450,00 TL nispi vekâlet ücretine hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı kadın vekili kusur belirlemesi, lehine hükmedilen manevî tazminat ile yoksulluk ve iştirak nafakasının miktarı, aleyhe hükmedilen manevî tazminat ve reddedilen ziynet alacağı davası yönlerinden, davalı-davacı erkek vekili kusur belirlemesi, reddedilen maddî tazminat, aleyhe hükmedilen manevî tazminat, lehe hükmedilen manevî tazminatın miktarı, yoksulluk ve iştirak nafakası ile 14.07.2021 tarihli ek karar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 17.11.2022 tarihli ve 2022/1162 Esas, 2022/2766 Karar sayılı kararıyla; tarafların İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gereçekleştiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, erkeğin ağır kusurlu olması sebebiyle manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı, kadın lehine hükmedilen manevî tazminatın miktarının az olduğu, erkeğin boşanmanın fer'î niteliğinde olmayan maddî tazminat talebinin tefrikinin gerektiği ve istinafa konu sair hususlar yönünden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; erkeğin maddî tazminat istemli davasının tefrikine, kadının, lehine hükmedilen manevî tazminatın miktarına ve aleyhine hükmedilen manevî tazminata yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, 75.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra işleyecek yasal faiz ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine, kadının sair ve erkeğin tüm istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, 14.07.2021 tarihli ek karara yönelik erkeğin istinaf başvurusunun esası incelenmemiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı erkek vekili kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen manevî tazminat, yoksulluk ve iştirak nafakası, reddedilen kendi manevî tazminat talebi ile İlk Derece Mahkemesince verilen 14.07.2021 tarihli ek karar yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 21.09.2023 tarihli kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararında kadın eş yararına karar tarihinden itibaren aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına ve velâyeti anneye bırakılan ortak çocukların her biri yararına karar tarihinden itibaren ayrı ayrı aylık 750,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakalarının boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren muaccel hale geleceği, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakalarına kesinleşme tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekirken, karar tarihinden itibaren hükmedilmesinin doğru olmadığı, ayrıca Bölge Adliye Mahkemesi kararının "İstinaf Sebepleri" başlıklı bölümünde, davalı-davacı erkek vekilinin kusur belirlemesi, nafakalar, aleyhe hükmedilen manevî tazminat ve reddedilen maddî tazminat talebi yönünden istinaf kanun yoluna başvurduğu belirtilerek erkeğin talebine aykırı istinaf sınırlaması yapıldığı; erkeğin İlk Derece Mahkemesince verilen 14.07.2021 tarihli "hükmün tamamlanması" kararına ilişkin istinaf başvurusunun incelenmediği ve bu yönden hüküm kurulmadığı, davalı-davacı erkek vekili tarafından hükmün tamamlanmasına ilişkin ek karar yönünden de istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmasına karşın, Bölge Adliye Mahkemesince sadece boşanmanın diğer fer'îlerine ilişkin istinaf başvurusunun incelenerek erkeğin hükmün tamamlanması ek kararına yönelik başvurusunun incelenmemiş olmasının doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına, hükmün bozmanın kapsamı dışında kalan sair yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların ortak çocukları ... ve ... için boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren aylık 750,00'şer TL iştirak nafakasının davalı-davacıdan alınarak, davacı-davalıya verilmesine, davacı-davalı yararına boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasının davalı-davacıdan alınarak, davacı-davalıya verilmesine, davalı-davacının hükmün tamamlanmasına ilişkin 14.07.2021 tarihli ek karara yönelik istinaf başvurusunun ise ek karar usul ve kanuna uygun olduğundan esastan reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili; hükmün tamamlanmasına ilişkin İlk Derece Mahkemesinin 14.07.2021 tarihli ek kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; ek kararla ziynet alacağı davasında aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, İlk Derece Mahkemesince verilen 14.07.2021 tarihli vekalet ücreti yönünden hükmün tamamlanmasına ilişkin ek kararın ve bu ek karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olup olmadığı, kadının ziynet alacağı davasında erkek aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru olup olmadığı, doğru ise miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 2 nci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 305/A maddesi, 323 üncü ve 326 ncı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle; davalı-davacı erkek tarafından açılan ziynet alacağı davasında, Mahkemece davalı-davacı erkek haksız bulunarak davanın esası hakkında ret kararı verildiğinin ve bu ret kararının istinaf edilmeyerek kesinleştiğinin, ziynet alacağı davası yönünden davanın esası hakkında istinaf yoluna başvurmayan davalı-davacı erkeğin bu davada vekâlet ücreti yönünden temyiz talebinde bulunmasının 4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi gereğince hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup, davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.