"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1815 E., 2023/2137 K.
DAVA TARİHİ : 07.01.2020
KARAR : Bozma ilamına uyularak hüküm kurulmasına
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece tazminatların miktarı yönünden kararın kısmen bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; maddî ve manevî tazminatlara karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek dava ve cevaba cevap dilekçesinde; kadının çocuklar büyüyünce kendisinin evliliğin ilk yıllarında yapmış olduğu hataları devamlı önüne sürdüğünü, bunları çocuklara da aşıladığını, çocuklar huzursuz olmasın diye evi terk ettiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; asıl davanın reddini istemiş, erkeğin evliliğin ilk yıllarından beri müvekkiline şiddet uyguladığını, tüfekle dahi şiddet uyguladığını, erkeğin sorumsuzluğu yüzünden ortak çocukların küçük yaşlarda çalışmaya başladıklarını, erkeğin ortak çocuklara da şiddet uyguladığını, ortak çocuk Resul'ü köpek kulübesine bağladığını, 2017 yılında erkeğin cezaevine girdiğini, vergi ve diğer icra borçlarını ortak çocukların ödediğini, 2018 yılında cezaevinden çıktıktan sonra müvekkiline şiddet uygulamaya devam ettiğini ileri sürerek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 06.04.2021 tarihli 2020/10 Esas, 2021/257 Karar sayılı kararı ile erkeğin, tarafların ortak kızları Betül'ün Kastamonu'da üniversiteyi kazandığı için polis evinden yer ayırtıldığı zaman 'sen benim nikahımda iken hiç bir yerde kalamazsın, beni boşa, polisle mi gideceksin öğretmenle mi gideceksin o zaman defol git', 'sen karışma , sen kimsin, a...koyduğumun karısı' dediği, evi terk ederken yüklü miktarda vergi ve kredi borcu bıraktığı, alkol ve kumar bağımlılığı olduğu, ortak çocukları küçüklüklerinde köpek kulübesine bağlayıp, şiddet uyguladığı, bıçak çektiği, darp ettiği kadını da kemerle defalarca dövüldüğü, kadına hakaret ve küfürler ettiği, evlilik birliğinin bir daha kurulamayacak şekilde temelinden sarsıldığı, davacı-karşı davalı erkeğin 06.02.2020 tarihinde açtığı davadan feragat ettiği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tamamen kusurlu olduğu, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylara tazminat isteyen davacı-karşı davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davacı-karşı davalı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, boşanmakla yoksulluğa düşen kadın yararına yoksulluk nafakası koşulları oluştuğu, boşanma davası açılınca hakimin davanın devamı süresince, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ilişkin geçici önlemleri re'sen alması gerektiği, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin koşulları oluştuğu gerekçesi ile asıl davanın feragat nedeniyle reddine, karşı davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir-yoksulluk nafakalarına, 10.000,00 TL maddî-10.000,00 Tl manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı erkek vekili iki dava yönünden davalı-karşı davacı kadın vekili, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin: 28.11.2022 tarihli, 2021/814 Esas, 2022/2291 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince davaların esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu itibarla; tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda kusur durumlarına ilişkin yapılan değerlendirmede, tarafların gerçekleşen bu kusurlu davranışlarına göre, davalı-karşı davacı kadın yönünden evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı sabit olup, davalı-karşı davacı kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde, davacı-karşı davalı erkek tarafından dosyaya sunulan ve kimlik tespiti yapılan 06.02.2020 tarihli dilekçesi ile kayıtsız ve şartsız olarak açtığı boşanma davasından feragat ettiği ve yargılama süresince "Davalı-karşı davacı kadının da kendi davasından feragat ederek barışacakları," şeklindeki sözleri sebebiyle davalı-karşı davacının hilesi sonucu iradesinin fesada uğratıldığına ilişkin bir delil de bildirmediği anlaşılmakla, davacı-karşı davalının boşanma davasının feragat sebebiyle reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmediği, boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkimin, davanın devamı süresince gerekli olan özellikle eşlerin barınmasına, geçimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden almak zorunda olduğu, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin isabetli olduğu ancak tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, takdir edilen nafakanın miktarının az olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı gerçekleşen, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan davalı-karşı davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminat takdir edilmesinin isabetli olduğu ancak tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, takdir edilen tazminat miktarlarının az olduğu, davalı-karşı davacı kadının, maddî ve manevî tazminat isteklerine yasal faiz uygulanmasını talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerektiği, kendisini yoksulluktan kurtaracak miktarda düzenli bir geliri ve malvarlığı bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan davalı-karşı davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi isabetli olduğu ancak tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının zorunlu ihtiyaçları, tarafların yaşları, evliliğin süresi ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen nafaka miktarının az olduğu, sonuç olarak, davalı-karşı davacının bu yönlere değinen istinaf isteklerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlerden kaldırılmasına, yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek davalı-karşı davacı kadın yararına aşağıda yer verilen miktarlarda tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile kadının yararına hükmolunan tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatın miktarlarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına aylık 650,00 TL tedbir, 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, 60.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata, davalı-karşı davacının diğer yönlere ilişkin, davacı-karşı davalının ise tüm istinaf isteklerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-karşı davacı kadın vekili tazminatların ve nafakaların miktarı yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 28.09.2023 tarihli kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı-karşı davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat az olduğundan bahisle hükmün bozulmasına, sair yönlerden hükmün onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı-karşı davacı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin kısmen kabulüne, 100.000,00 TL maddî, 80.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı-karşı davalı erkekten alınarak davalı-karşı davacı kadına ödenmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili;manevî tazminatın ve nafakaların miktarı ile vekâlet ücretinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen tazminat ile nafaka miktarlarının, vekâlet ücretinin dosya kapsamına, hakkaniyete, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı- karşı davacı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.