"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2022/205 E., 2023/489 K.
KARAR : Bozma sonrası başvurunun kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulması
Taraflar arasındaki kusur tespiti davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; ...’un babası olan aynı isimde ...’a Hekimhan Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/99 E 2012/156 K sayılı ilamı ile vasi olarak atandığını, ...’un demans tanısı koyulduğunu ve akli dengesinin akıllıca yaşam sürmesi için yeterli olmadığını, davalı ile evlendiğinde 77 yaşında olduğunu, davalının davacının hastalığını fırsat bilerek oğulları ile birlikte davacının parasını çektiklerini, bununla ilgili dolandırıcılık suçundan dolayı savcılık tarafından soruşturma yürütüldüğünü, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, kısıtlı adına Adana ilinde olan taşınmaza tedbir konulduğunu, söz konusu tedbirin kaldırılmasından itibaren davalı tarafça söz konusu taşınmazın satıldığını, bu hususla ilgili Yargıtay 18. Hukuk Dairesi’nin 2014/3 Esas sayılı dosyası üzerinden görüldüğünü sonuçlanmadığını, bu süreç devam ederken davalının oğlu olan...’nın vasi olan ...’a yönelik hakaret suçlarından dolayı Adana 6. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2012/2213 E ve Adana 20. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/469 e 2014/227 K sayılı ilamları ile adli para cezasına çarptırıldığını, davalı tarafından kısıtlı ile ilgilenilmediğini, yeterli ilgi olmadığından dolayı kısıtlınınn düştüğünü kalkça kemiğini kırdığını, bu kırıklar düzelmeden davalının Adana’daki ikametine eşyalarını toplayarak davacı ile döndüğünü, davalının kısıtlıyı Adanayken...Derneğine bırakıp not düşmek suretiyle oğullarının Almanyadan alacağını belirttiğini, davalının evlilik birliğinden dolayı yükümlülüklerini yerine getirmediğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; yetki itirazında bulunduğunu, davacının ilk eşinden olma çocuklarının babalarının malvarlığını kaybetmemek adına açıldığını, söz konusu davanın yegane amacının davalının yasal mirasçı olmasını engellemek olduğunu belirterek davanın reddi ile kadın lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 14.04.2016 tarihli kararı ile kadının tam kusurlu olduğundan bahisle tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğinc boşanmalarına, karşı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde hüküm davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemiz 06.06.2018 tarihli ilamında, gerekçe ve hüküm arasında çelişki bulunduğundan bahisle hükmün bozulmasına karar vermiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Mahkemece verilen 14.02.2019 tarihli kararı ile kadının tam kusurlu olduğundan bahisle tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğinc boşanmalarına, karşı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
2.Karara karşı, süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
3.Dairemiz 10.09.2009 tarihli ilamında, gerekçenin kusur belirlemesi yönünden yetersiz olduğundan bahisle hükmün bozulmasına karar vermiştir.
C. Üçüncü Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Mahkemece verilen 16.01.2020 tarihli kararı ile kadının tam kusurlu olduğundan bahisle tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
2.Karara karşı, süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
3.Dairemiz 15.09.2020 tarihli ilamında, kısa karar ve gerekçeli karar arasında çelişki bulunduğundan bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
D. Dördüncü Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Mahkemece verilen 14.01.2021 tarihli kararı ile kadının tam kusurlu olduğundan bahisle tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğinc boşanmalarına, feriler yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
2.Karara karşı, süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
3.Dairemiz 22.09.2021 tarihli ilamında, davacının 03.02.2021 tarihinde boşanma kararı kesinleşmeden vefat ettiğinden boşanma davası konusuz kalmış olup bu hususta karar verilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
E. Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Mahkemece verilen 10.03.2022 kadının tam kusurlu olduğundan bahisle evlilik ölümle son bulduğundan dava konusuz kalmış olup karar verilmesine yer olmadığına, ölen davacı eşin mirasçıları davaya devam ettiğinden davalının kusurlu olduğunun tespitine, davalı tarafından usulünce açılmış bir karşı dava bulunmadığından tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
2.Karara karşı, süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
3.Dairemiz 25.05.2022 tarihli ilamında, dava dilekçesinin davalı kadına tebliğinin usulsüz olduğundan kadının cevap dilekçesinin süresinde olduğu, kadının delillerinin de toplanarak karar verilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
F. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, evlilik ölümle son bulduğundan konusuz kalan boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ölen davacı eşin mirasçıları davaya devam ettiğinden 4721 sayılı kanun'un 181 inci maddesinin ikinci maddesi gereğince davalının kusurlu olduğunun tespitine, davalı ... tarafından açılan boşanmanın fer'î niteliğindeki tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı kadının evlilik birliğinin sona ermesine neden olacak derecede kusurlu olup olmadığının tespiti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun 166 ncı ve 181 inci maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
02.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
... ... ... ... ...