Logo

2. Hukuk Dairesi2024/158 E. 2024/7675 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında yoksulluk nafakasının irat yerine toptan ödenip ödenmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yoksulluk nafakasının toptan veya irat biçiminde ödenmesine karar verilebilmesi için tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile ödeme gücünün de gözetilmesi gerektiği, bu hususların eksik incelenmesi nedeniyle yoksulluk nafakasına ilişkin hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1432 E., 2023/2800 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/73 E., 2022/60 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve nafaka davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl nafaka davasının kabulüne, karşı ve birleşen boşanma davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı kadın asıl dava dilekçesinde; tarafların 10 aydır ayrı yaşadıklarını, erkeğin ötü davrandığını, hakaret ve küfür ettiğini, evden kovduğunu, 10 aydır kadının ihtiyaçlarını karşılamadığın belirterek ayık 1.000,00TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-davalı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; erkeğin evlenmeden önce borçlarını ödeyeceğini söyleyerek söz verdiğini ancak sözünü yerine getirmediğini, evliliğin ilk haftasında borçları nedeniyle icralık olduğunu, eve haciz gelebileceğini belirterek boşanmayı teklif ettiğini, kadının bunu kabul etmemesi üzerine 02.02.2016 tarihinde mal ayrılığı sözleşmesi yaptıklarını, erkeğin maaşı üzerine haciz konulması nedeniyle evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, kadının evin ihtiyaçlarını karşıladığını, kadına ekonomik ve psikolojik baskı uyguladığını, kadını aşağıladığını, evde başka bir kadına ait parfüm ve epilasyon aleti bulduğunu, bunun üzerine çıkan tartışmada kadını evden kovduğunu belirterek birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000.00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili asıl davaya cevap ve karşı dava dilekçesinde; kadının 2018 yılında ortak konutu terk ettiğini, kadının psikolojik tedavi gördüğünü, sürekli sorunlar çıkardığını, temizlik ve yemek yapmadığını, sürekli lüks taleplerde bulunduğunu, eve misafir kabul etmediğini, erkeğe ve ailesine tehdit ve hakaret içeren sözler söylediğini, kadının tehditleri nedeniyle ceza davası açıldığını ve derdest olduğunu, kadın 2018 yılı başında annesinin evine gidip uzun bir süre gelmeyince eve gelmek için ziynet eşyası alınmasını şart koştuğunu, 2018 yılı Nisan ayında ise annesi ile birlikte geri döndüğünü, bu süreçte erkeğin evde bulunmadığını, kadının ev eşyalarını kamyona yüklediğini gördüğünü, kadının annesinin kadının cinnet geçirerek eşyalara zarar verdiğini ve bu nedenle eşyaları götürdüklerini, zararı karşılayacağını söylediğini, evde kalan diğer eşyaların ise kullanılamaz hale geldiğini, kadının bu olaydan sonra ortak konuta dönmediğini belirterek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, tarafların en son erkeğin borçları nedeniyle tefeciden para alması nedeniyle tartıştıkları, erkeğin kadının üzerine yürüdüğü, bunun üzerine kadının müşterek evden ayrılmak durumunda kaldığı, erkeğin eşine karşı güven sarsıcı şekilde davrandığı; kadının ise erkeğin ailesinin ve arkadaşlarının eve gelmesini istemediği, eşine yönelik tehdit ve hakaret içeren sözler sarf ettiği, bu hususun kesinleşen ceza mahkemesi kararı ile de belirlendiği, ayrıca müşterek evdeki eşyalara zarar verdiği ve ev işlerini de yeterince yapmadığı; tarafların eşit kusurlu olduğu, asıl dava yönünden kadın tarafından ayrı yaşamada haklılık olgusunun sabit olduğu anlaşılmakla kadının nafaka davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile kadın yararına karşı boşanma davasının açıldığı tarihe kadar aylık 500,00TL tedbir nafakasına, karşı ve birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, karşı boşanma dava tarihinden itibaren kadın yararına aylık 750,00TL tedbir nafakasına, nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar, vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl ve birleşen davaların kabulü, kusur belirlemesi,hükmedilen nafaka ve reddedilen tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin tam kusurlu olduğunu, kadının kusurunun bulunmadığını, hükmedilen vekâlet ücretinin kaldırılması gerektiğini, lehe tazminata hükmedilmesi gerektiğini, esastan ret kararının yerinde olmadığını belirterek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar, vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmesi gerektiği, erkeğin kusurunun bulunmadığını, kadının tam kusurlu olduğu, hükmedilen nafakaların kaldırılması gerektiğini, lehe tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek asıl ve karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen nafakalar ile reddedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl, karşı ve birleşen davaların kabulü, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri....

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-davalı kadının tüm, davalı-davacı erkeğin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (4721 sayılı Kanun m. 175). Aynı Kanunun 176 ncı maddesinin birinci fıkrasında, yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebileceği öngörülmüştür. Yoksulluk nafakasının toptan ya da irat biçiminde ödenebilmesine karar verilebilmesi için, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile ödeme gücünün göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır. Yoksulluk nafakasının kadın yararına irat şeklinde ödenmesine hükmedilmesi, tarafların ekonomik sosyal durumu ile evlilik süresi dikkate alındığında Kanunun amacına uygun değildir. O halde 4721 sayılı Kanunun 176 ncı maddesinin birinci fıkrası nazara alınarak, hakimin takdir yetkisi çerçevesinde tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına uygun olarak yoksulluk nafakası yönünden bir defaya mahsus olmak üzere "toptan ödeme" kararı verilmesi hususu da tartışılıp değerlendirilerek buna göre yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

3.İlk Derece Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden erkek yararına BOZULMASINA,

3.Davacı-davalı kadın vekilinin tüm, davalı-davacı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene Huriye'ye yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene Mehmet'e iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.