"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2017 E., 2023/3060 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/864 E., 2022/684 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, asabi bir yapısının olduğunu, en ufak tartışmayı büyüttüğünü, bu sebeple davacının ayrılık kararı aldığını fakat aile büyüklerinin araya girmesiyle tekrar bir araya geldiklerini, son olarak müşterek konuttan eşyalarını almaya gittiğinde de izinsiz görüntülerinin alındığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 4.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 4.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 400.000,00 TL maddî, 400.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının iddialarının doğru olmadığını, kadının sık sık evi terk ettiğini, agresif yapısının olduğunu, devamlı olarak kavga çıkardığını, şiddet yanlısı olduğunu ve çıkan tartışmalarda evdeki eşyaları sağa sola attığını, müvekkilinin üzerine saldırıp, müvekkilini tırnakları ile yaraladığını, bıçak çektiğini ve ölümle tehdit ettiğini, müvekkiline ve ailesine hakaret ettiğini, görüşmelerini istemediğini, saygısız davranışlarda bulunduğunu, müvekkiline karşı ilgisiz ve alakasız olduğunu, her fırsatta istemediğini, sevmediğini, hatta nefret ettiğini dile getirdiğini, lüks taleplerde bulunduğunu, davalı erkeğe ve ailesine "bana bakacaksınız, buna mecbursunuz" dediğini, ailesinin ortak çocuğu görmesine engel olduğunu, davacı-davalı kadının aile fertlerinin de bu evliliğe karşı olduğunu, son ayrılıkta kadının evi terk ettiğini iddia ederek kadının davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine ve erkek yararına 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 300.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadın eşin, kıskanç olduğu, eşine karşı son olayda şiddet uyguladığı, erkeğin ailesiyle görüşmesini istemediği ve erkek eşi tehdit ettiği, erkek eşin kadını darp ettiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadının ağır kusurlu, erkek eşin ise az kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan erkek eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, ağır kusurlu kadının tazminata hak kazanamayacağı ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu, erkek eş lehine yoksulluk nafakası şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, erkek yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata ve erkeğin yoksulluk nafakası talebi ile kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların kabulü, reddedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakası, ortak çocuk lehine hükmedilen nafakaların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, lehe hükmedilen tazminatların miktarı kadının kabul edilen tedbir nafakasını, ortak çocuk lehine hükmedilen nafakaları, reddedilen yoksulluk nafakası, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince kadına ve erkeğe verilen kusurların sabit olduğu, ancak kadın eşin tanıkları ... ve ...'in beyanları ile erkeğin, kadına uyguladığı şiddetin birden fazla kez olduğunun anlaşıldığı , tanıklar ..., ... ve ...'nın beyanlarından anlaşıldığı üzere kadın eşin ''Erkeğe hakaret ettiği'', tanıklar ... ve ...'nın beyanlarından anlaşıldığı üzere ''Erkeğin ailesine surat astığı, 'Sizi istemiyorum, sizi sevmiyorum" dediği, Mahkemece belirlenen ve gerçekleşen kusur durumuna göre, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları, eşit kusurlu olan tarafların birbirlerinden maddî ve manevî tazminat alamayacağı ve boşanma ile birlikte yoksulluğa düşen kadın lehine yoksulluk nafakası şartlarının oluştuğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusurları, kişilik haklarına yapılan saldırı ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında ortak çocuk yararına takdir edilen tedbir ve iştirak nafakası miktarının az olduğu ve istinafa konu sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; tarafların kusura yönelik kadının ise çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarına, erkek yararına hükmedilen tazminatlara, reddedilen yoksulluk nafakasına yönelik; istinaf başvurusunun kabulü ile kusur gerekçesinin düzeltilmesine ve tarafların eşit kusurlu olduklarının tespitine, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; kadın yararına boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren aylık 2.500,00 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocuk yararına dava tarihi olan 09.09.2020 tarihinden itibaren takdir edilen aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının daire karar tarihi olan 31.12.2023 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere çocuk lehine aylık 2.000,00 TL ye yükseltilmesine, çocuk yararına boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren aylık 2.000,00 TL iştirak nafakasına, tarafların eşit kusurlu olması nedeniyle tazminat taleplerinin reddine, karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar, kabul edilen tedbir ve iştirak nafakasının miktarı, velâyet, yoksulluk nafakasının kabulü yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velâyet noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 182 nci maddeleri, 327 inci ve 328 inci maddelerinin birinci fıkraları, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.