"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2045 E., 2023/2988 K.
KARAR : Kısmen kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/332 E., 2022/816 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının kadına ve ortak çocuğa devamlılık arz eden fiziksel şiddetine, hakaretine, tehdidine, sadakatsizliğine, birlik görevlerini yerine getirmemesine, covid testi pozitif çıkan davalının hastalığı aile fertlerine yaymaya çalışmasına vakıa olarak dayanıp tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 300.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; isnat edilen kusurları kabul etmediklerini, müvekkilinin imamlık yaptığını boşanmak istemediğini, yuvasını kurtarmak için her türlü fedakarlığa hazır olduğunu, erkeğin covid testi pozitif çıkınca kadının erkekten uzaklaştığını erkek bahçeye çıktığında kadının eve girdiğini, erkeğin 14 günlük izolasyon süresini 21 gün olarak tamamlamasına rağmen kadının erkekten uzak durduğunu, halini hatrını dahi sormadığını, kadının ayrılığı kafasına koyduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına hakaret ettiği, kadına ve çocuklara fiziksel şiddet uyguladığı, güven sarsıcı davranışta bulunduğu, erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, davacı için karar tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası takdirine, bu nafakanın kararın kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere aylık 250,00 TL artırılarak aylık 1.250,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, bu nafakanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 50.000,00 TL maddî tazminatın davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 45.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusuru, lehe hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminat miktarlarını, nafakaların yıllık ÜFE oranında artırılmamasını istinaf etmiştir.
2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusuru, hukuka aykırı delilin hükme esas alınmasını, olayların af kapsamında kalmasının nazara alınmamasını ve davanın kabulünü istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğe yüklenen kusurlardan güven sarsıcı davranışta bulunma kusurunun sadakatsizlik boyutuna ulaştığı, zira tanık Huzeyfe'nin beyanından anlaşılacağı üzere erkeğin başka bir kadına mute nikahı kıydığını söylediği, erkeğin diğer kusurlarının sabit olduğu, erkeğin başka kadınlarla telefonda görüşmesinin HTS kaydı ile sabit olduğu, görüşme tarihi nazara alındığında af olgusundan bahsedilemeyeceği, zira erkeğin dava açıldıktan sonra dahi ... T. isimli kadına ait telefonla görüştüğünün HTS kaydından anlaşıldığı, erkeğin telefonunun hukuka aykırı biçimde ele geçirildiğine dair dosyaya yansıyan delil olmadığı gibi HTS kayıtları nazara alındığında bu hususun sonuca da etkili olmadığı, erkeğin gerçekleşen kusurlarının yanında birlik görevlerini yapmama (tanıklar Mustafa ve Şaziye'nin beyanları) kadını tehdit etme (Melis'in beyanı) kusurlarını da işlediği, erkeğin cevap dilekçesinde boşanmak istemediğini ailesini ve yuvasını kurtarmak için her türlü fedakarlığa ve her istediklerini vermeye hazır olduğunu belirttiği, benzer ifadeye istinafında da yer verdiği, bu durumda kadın aleyhine ileri sürdüğü vakıaların erkek açısından evlilik birliğini temelinden sarstığının kabulüne imkan bulunmadığı gerekçesi ile hükmün kusur gerekçesinin bu yönde düzeltilmesine, davacı kadın vekilinin, kadın için verilen tedbir ve yoksulluk nafakası miktarı ile maddî manevî tazminat miktarına yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile davacı kadın için dava tarihi olan 03.07.2020 tarihinden, 28.12.2023 tarihine kadar aylık 1.000,00 TL, 28.12.2023 tarihinden itibaren ise aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasının davalı erkekten alınıp davacı kadına ödenmesine, bu nafakanın (aylık 2.000,00 TL) boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren yoksulluk nafakası olarak devamı ile 60.000,00 TL maddî, 60.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınıp davacı kadına ödenmesine, erkeğin tüm, kadının sair temyiz itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; nafakalar ve tazminatların düşük belirlendiği gerekçesiyle kararının bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen nedenleri tekrar ederek kararın tüm yönlerden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekce
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşanma, nafaka ve tazminatları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin tüm; davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatlar azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı kadın yararına maddî ve manevî tazminat miktarı yönünden BOZULMASINA,
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı erkek vekilinin tüm; davacı kadın vekilinin sair temyiz tirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davacıya geri verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.