Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1668 E. 2024/2222 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, bozma ilamına uyularak hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma kararına uygun olarak, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri değerlendirilerek hükmedilen tazminat miktarında bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1454 E., 2023/1563 K.

DAVA TARİHİ : 06.07.2018

KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının, kadın lehine hükmedilen tazminatların az olduğu gerekçesiyle, bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın lehine hükmedilen tazminatların miktarı artırılarak karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava ve karşı davaya dilekçesinde özetle; erkeğin son 10 yıldır kötü muamelesinin çekilmez hal aldığını, iftira attığını, fiziksel, psikolojik şiddet uyguladığını, aşırı kıskanç olup aşağıladığını, kadının istemediği zamanlarda bile cinsel ilişkiye, ters ilişkiye zorladığını, çocukların yanında hakaret ve tehdit ettiğini, sol omzuna yumrukla vurduğunu ve ceza aldığını, çocuk Berivan'ın bu kavgayı ayırmak isterken darbe aldığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, çocuk Berfin'in velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının sinirlenip eline geçeni fırlattığını, son 5 yıldır iyi davranmadığını, hakaret ettiğini, ters ilişkiye zorlama iddiası doğru olmadığını, kaldı ki 2017'de olduğu iddia edilmekle evlilik 1 yıl daha devam ettiğinden boşanma nedeni olarak dayanılmayacağını, evliliğin son 1 yılında cep telefonunda 4-5 saatini geçirdiğini, ailesini ihmal etmeye başladığını, telefonuna şifre koyduğunu, erkeğin ütülerini yapmadığını, terapiye gitmeyi önerdiğinde manyak adam, ben deli miyim diye tepki gösterdiğini, bıçakla parmağından yaraladığını, haftalık ders programını gizlediğini, evden her gün rahatlıkla çıkmak için bu şekilde güvenini sarstığını, yakınlarının, arkadaşlarının yanında şerefsiz, alçak, ayrılmak istiyorum gibi sözler söylediğini, hakaret ettiğini, şiddet olmadığı halde darp raporu aldığını, uzaklaştırma kararı aldırdığını, ben özgür bir kadınım bana kimse karışamaz dediğini iddia ederek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, ortak çocuk Berfin'in velâyetinin babaya verilmesine, çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, erkek yararına 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminatın karar tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin baskıcı ve kıskanç bir yapısının olduğu, öğretmen olarak çalışan eşini kadın arkadaşlarının yanında dahi kontrol ettiği, ders programını sorgulayıp, evden dışarı çıkma sebebini denetlediği, eşine güvensiz davrandığı, her ne kadar o konuda rapor bulunmasa da davacı kadının eşi tarafından ters ilişkiye zorlandığını ortak kız çocuklarının yanında dahi tahammül edemeyerek söylemiş olduğu 2018 yılı Haziran ayındaki son olayda kadının kolundan, omzundan yaralanmış olduğunun ceza yargılamasıyla sabit olduğu, ayrıca boşanıp başkasının altına mı yatacaksın gibi sözlerle hakaret ettiğinin anlaşıldığı, kadının giydiği kıyafetlere karıştığı, yaptığı işleri beğenmediği, kadının ise telefonuyla fazla ilgilendiği, eşine başkalarının yanında ruh hastası, şerefsiz, alçak gibi sözlerle hakaret ettiği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyeti anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakası, kadın yararına yasal koşulları oluşmakla 15.000 TL maddî, 13.000 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin kusur tespitinin doğru olmadığını, çocuk Berivan'ın baskı ile beyanda bulunduğunu, şiddet ve ters ilişkinin olmadığını, iddia edilen tarihten itibaren bir yıl birlikte yaşanıldığını, tanık beyanlarının aleyhe değerlendirildiğini, bu sebeplerle erkeğin davasının reddini, çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddini, nafaka miktarlarının da indirilmesini ileri sürerek karar kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davacı-davalı kadın vekili vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulünü ve kusur tespitini kabul etmediklerini, müvekkilinin kusurunun olmadığını, nafaka ve tazminat miktarlarının az olduğunu, bu sebeplerle kararın kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, asıl ve karşı davada verilen boşanma kararında ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı; çocuğun idrak çağında olduğu, anne yanında kaldığı, sosyal inceleme raporunun alındığı, çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin uygun olacağının belirtildiği, çocuk Berfin'in anne yanında kalmasının fikri, ahlaki gelişmelerine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı delillerin bulunmadığı, meydana gelebilecek tehlikelerin varlığı da ispat edilemediği, Mahkemenin velâyet ve kişisel ilişkiye yönelik kararının doğru olduğu; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı ile erkeğin mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları kadının kişilik haklarına saldırı niteliği, hakkaniyet ilkesi ile 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ( 6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci madde hükmü dikkate alındığında, kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarı az olduğu; ağır kusurlu erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olduğu; çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası takdiri ile miktarının uygun olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince davalı- davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına 40.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata; erkek vekilinin tüm, istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

1.Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı taraflarca temyiz isteminde bulunulmuştur.

2.Dairenin 27.09.2023 tarihli, 2023/1259 Esas, 2023/4261 Karar sayılı ilamı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen tazminatların az olduğu gerekçesi ile maddî ve manevî tazminat yönlerinden bozulmasına, sair yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

3.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta yazılı tarih ve sayılı kararıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının incelenmesinde; davacı kadının öğretmen olup aylık 4.473,00 TL (2019 yılı) ücret aldığı, Ankara'da üç adet dairesi, Yozgat'da arazisi ve bir adet arabasının olduğu, karşı davacı erkeğin öğretmen olup aylık 4.130,00 TL (2019 yılı) ücret aldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararındaki tazminat hükmünün kaldırılarak 80.000,00 TL maddî, 70.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle, hükmedilen tazminat miktarlarının az olduğunu ileri sürerek, tazminatların miktarı yönünden temyize başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle, tazminatların ve nafakaların miktarının fahiş olduğunu, belirterek; hakkaniyet ilkesi uyarınca tazminatların miktarının indirilmesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesi için temyize başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, sair hususlar kesinleşmiş olmakla, bozma kararına uyulmasına karar veren Bölge Adliye Mahkemesinin bozmanın amacına uygun olarak karar verip vermediği ve kadın lehine hükmedilen tazminatların miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 174 üncü maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.