"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 56. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/287 E., 2023/488 K.
KARAR : Kısmen kabul ile yeniden esas hakkında hüküm verilmesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 12. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/706 E., 2021/837 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının müvekkilinin ilk evliliğinden olan çocuğunu tanımak istemediğini, eve sokmadığını, onunla ilgili eşya ve fotoğrafları attığını, müvekkiline ve çocuklarına fiziksel şiddet uyguladığını, müvekkilinin eşyalarını çöp poşetleriyle apartmanın dışına bıraktığını, müvekkiline hakaret ettiğini, Ankara'da gerçekleşen bir olayda çocuğun balkondan düşerek hayatını kaybettiğini, kadının ihmalinin olduğunu, müvekkiline sürekli uzaklaştırma kararı aldırarak evlilik birliğini temelinden sarstığını ileri sürerek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, müşterek konut üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, 500.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin evliliğin başından beri kendisine ve ailesine karşı olumsuz bir tutum sergilediğini, kadına ve babasına fiziksel şiddet uyguladığını, erkeğin ilgisizlik ve sevgisizlikle evlilik birliğini temelinden sarstığını, ortak çocuk ...'ın cenaze işlemlerini tek başına yaptığını, ortak çocuğun tüm masraflarını karşıladığını, müvekkilinin tüm maaşını eve harcadığını, davacının şirket sahibi olduğunu ve gelirinin iyi olduğunu, müşterek konutun kadına ait olduğunu ileri sürerek, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin kadına verilmesine, kadın lehine dava tarihinden itibaren aylık 2.000,00 TL tedbir ve devamında yoksulluk nafakasına, ortak çocuk için aylık 3.000,00 TL iştirak nafakasına, 10.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi'nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-davalı erkeğin kadını ve ortak çocuk ...'ı ihmal ettiği, çocuğun sağlığıyla ilgilenmediği, ortak çocuk ...'ın cenaze sürecinde ilgisiz kaldığı; davalı-davacı kadının ise erkeği akrabaları ve ilk evliliğinden olan çocuğu ... ile görüştürmediği ve erkeği evden kovduğu belirtilerek, evlilik birliğini sona erdiren olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle her iki davanın da kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile yatılı kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 1.000,00 TL, karar tarihinden itibaren aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası ve karar kesinleştikten sonra aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesine, tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi'nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı-davacı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, yoksulluk nafakası hakkında hüküm kurulmaması ve iştirak nafakasının miktarına ilişkin hükmün kaldırılmasını talep etmiştir.
2.Davacı-davalı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek, iştirak nafakasının miktarına ilişkin kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi'nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği, iştirak nafaka miktarlarının da az olduğu belirtilerek kadının iştirak nafakasının artırılması talebinin kabulüyle iştirak nafakasının karar kesinleştikten sonra aylık 2.500,00 TL olarak belirlenmesine, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi'nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz yoluna başvurmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek, kusur belirlemesi, tazminatların reddi ve nafaka miktarlarının yetersizliği yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında açılan karşılıklı boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusurun kimden kaynaklandığı, nafakalar ve tazminatlar hususlarında toplanmaktadır.
2.İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu, 331 inci maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50, 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası artışına ilişkin davanın her zaman açılabileceğinin anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.