Logo

2. Hukuk Dairesi2024/179 E. 2024/7245 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan kusurun kimde olduğu, maddi ve manevi tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davalı erkeğin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı gözetilerek, temyiz edilen karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1636 E., 2023/1506 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 12. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/453 E., 2022/358 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2018 yılında evlendiklerini, müvekkilinin hamile olduğunu, davalının müvekkilini bir eş olarak görmediğini, sürekli üzerinde baskı kurduğunu, eziyet ve ağır hakaretler ettiğini, beş yıl önceki telefon kayıtlarını çıkarıp ithamda bulunduğunu, müvekkili babasıyla ev bakmaya gidince mesajlar gönderdiğini, müvekkili fenalaşıp hastaneye gittiğinde ilgilenmediğini, evin temizliği nedeniyle tartıştıklarını, küfür ve darp ettiğini, işkence uyguladığını, aracı ve altınları alarak ortak evi terk ettiğini, bu nedenlerle tarafların boşanmalarına, çocuk olduğunda aylık 500,00 TL, müvekkili için aylık 1.000,00 TL nafaka ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, 2 adet 22 ayar 50 gr bilezik, 1 adet 14 ayar 7 gr bilezik, 1 adet tam, 1 adet yarım, 1 adet çeyrek, 1 adet gram altının aynen müvekkiline iadesine, mümkün olmadığı taktirde dava tarihindeki değerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ve ailesinin sürekli müvekkiline baskı kurduğunu, davacı kadının birlik görevlerini yerine getirmeyerek temizlik, yemek, ütü gibi ev işlerini yapmadığını, müvekkilinin kendi çamaşırlarını yıkayıp ütü yaptığını, sürekli olarak dışarıda yemek yediklerini, davacının annesinin dediklerinden çıkmadığını, psikolojik tedavi gördüğünü, tek başına giderek kiralık ev baktığını, yalan söylediğini, annesinin de hakaret ettiğini, arefe günü evden ayrıldığını, davacının polis merkezinde altınları masa üzerine bıraktığını söylediğini, müvekkilinin polis eşliğinde eve girdiğini, sadece özel eşyalarını aldığını, davacının küçük düşürücü ve hakaret sözler söylediğini, çok kıskanç olduğunu, tarafların takıları bozdurarak araç aldıklarını, geriye 1 adet 14 ayar bilezik, 2 adet 14 ayar bilezik kaldığını, davacının bu üç bileziği de evden ayrılırken yanında götürdüğünü, cep telefonuyla geç saatlere kadar görüşme yaptığını, mesajlar gönderdiğini, tanımadığı birisinin aracına bindiğini, sadakatinden şüpheli davranışlarının olduğunu, bu sebeplerle tarafların boşanmalarına, diğer tüm taleplerin ise reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı erkeğin eşine birçok kez fiziksel şiddet uyguladığı, hakaretler ettiği, iffetsizlikle suçladığı, davacı kadının ise eşine hakaret ettiği, aşağıladığı, aşırı kıskanç tavırlarla eşini kısıtladığı, ortak haneye misafir kabul etmediği, davalı erkeğin davacı kadına oranla daha ağır kusurlu olduğu, ziynetlerinin satılarak davacı kadın adına otomobil alındığı, kadının boşanma davasını açtıktan sonra bu otomobili sattığı, bu haliyle ziynetlerinin davacı kadında olduğu gerekçesiyle; davacının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk yararına hükmolunan tedbir nafakasının oturum tarihi itibariyle (17.05.2022) aylık 500,00 TL'ye çıkarılmasına, kararın kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı kadının yasal koşulları oluşmayan yoksulluk nafakası talebinin reddine, 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı kadının ziynet davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1-Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; 08.09.2022 tarihli dilekçesi ile; davalının zor kullanarak, aracın anahtarı ile müvekkilinin çantasında bulunan altınları icralık borçlarını ödemek üzere aldığını belirttiğini, müvekkilinin ise hediye edilen altınlar ile düğünde takılan bir kısım ziynetlerinin bozdurularak araç aldığını belirttiğini, kararın kaldırılarak dava ve ıslah dilekçesinde belirtilen altınların aynen iadesine, mümkün olmazsa değerinin tahsiline karar verilmesini yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının ağır kusurlu olduğunu, ağır ceza dosyası dışında herhangi bir şiddet olayının olmadığını, kişisel ilişki sürelerinin az olduğunu, karardaki tazminat ve nafakaları kabul etmediklerini, bu sebeplerle boşanma davası ve davacının taleplerinin reddine karar verilmesini

yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi'nin verdiği kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir

.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davaların kabulü ile kadın yararına maddî ve manevî tazminat hükmedilmesinin doğru olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun`un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun 50 ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.