"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1714 E., 2023/2490 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/1113 E., 2022/337 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2009 tarihinde evlendiklerini ve bu evliliklerinden iki ortak çocuklarının bulunduğunu, müvekkilinin evlilik birliği içerisinde uzun zaman hem psikolojik hem de fiziksel şiddete maruz bırakıldığını, hatta çocuklarına ezik bir kadın olarak lanse edildiğini, davalının her fırsatı müvekkilini tehdit etmek ve onu aşağılamak için kullandığını, üzerinde yalnızlaştırma politikası uyguladığını, davalının müvekkiline karşı hiçbir zaman ismiyle hitap etmediğini ve çağırırken hep salak diyerek hor gördüğünü belli ettiğini, çocuklara da annelerine karşı ismiyle hitap etmelerini ve anne dememelerini telkin ettiğini ve bu şekilde çocukların annelerine karşı saygılarını yitirmelerine neden olduğunu, müvekkilinin yaşadığı fiili ve psikolojik şiddete ve baskılara rağmen sabırla evliliğini ve çocuklarını korumak için elinden gelen gayretin fazlasını gösterdiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkil için dava tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocukların ikisinin de eğitim, servis vs masrafları da nazara alınarak 500'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkil lehine 100.000,00 TL maddî tazminat, 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın asılsız ve mesnetsiz iddialarının hiçbiri kabul etmediklerini, davacının iddia ettiği gibi psikolojik ve fiziksel hiçbir şiddet olayın yaşanmadığını, davacının şiddet gördüğüne dair iddialarının asılsız olduğunu, müvekkli hiçbir zaman davacının ailesiyle bağlarını koparmaya çalışmadığını, kadının ortak çocuklara şiddet uyguladığı, müvekkilinin ailesine hakaret ettiği bu nedenlerle açılan davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin kadını ailesiyle görüştürmediği, kadının ailesi geldiğinde surat astığı veya eve almadığı, kadının tek başına ailesini ziyarete izin vermediği, çocukların annelerine ismiyle hitap ettiği ve bu hususu davalının istediği, kadına kıyafet dahi almadığı, '...' diye hitap ettiği ve kadına şiddet uyguladığı, kadının kimseyle görüşmesine izin vermediği, kadını evden kovduğu ve babasının evine bıraktığı kadının telefonda ailesiyle görüştürmediği hususunun ispatlanamadığı, davacı kadının ise ortak çocuklara şiddet uyguladığı ve hakaret ettiği, davalıya hakaret ettiği, davalının anne ve babasına hakaret ettiği, her ne kadar çocuğuyla ilgilenmediği ve hastaneye gitmediği iddia edilmiş ise de kadının çocuğun hastalığı sebebiyle her gün okulda çocuğun çıkış saatine kadar beklediği ve orada çocuğuyla ilgilendiği çocuğun halasıyla veya babasıyla hastaneye gitmesinin kadının ilgisizliği olarak kabul edilemeyeceği bu iddianın ispatlanamadığı, her ne kadar dosya içine ses kaydı sunulmuş ise de hukuka uygun olarak nitelendirilmediği ve kusur belirlemesinde dikkate alınmadığı, bu haliyle tarafların evlilik birliğinin temelinden çöktüğü, birliğin temelinden çökmesinde davalı erkeğin davacı kadına göre daha ağır kusurlu olduğu, birliğin devamında ısrar etmekte taraflar açısından ve kamu düzeni yönünden bir yarar kalmadığı kanaatine varılmakla davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, velayetin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına, kadın lehine aylık 350,00 TL tedbir, 650,00 TL yoksulluk nafakası, 18.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur değerlendirmesi, dava dilekçesindeki bir kısım delillerinin toplanmaması, ses kaydının delil olarak değerlendirilmemesi, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden kararı istinaf etmiştir.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur değerlendirmesi, davanın kabulü, kadın lehine nafaka ve tazminata hükmedilmesi yönünden kararı istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile,İlk Derece Mahkemesince davalı erkeğin müşterek çocukların annelerine ismi ile hitap etmesini istediği yönüyle kusurlu bulunduğu, ancak bu konudaki davacı tanık beyanlarının soyut ve üçüncü kişiden duyuma dayalı nitelikli olması sebebiyle kusur olmaktan çıkartılması gerektiği, erkeğe evlilik birliğinde kadına kıyafet dahi almadığı yönüyle verilen kusurun kadın tarafından dilekçeler aşamasında vakıa olarak dayanılmamakla kusur olmaktan çıkartılması gerektiği, erkeğin kadına "..." dediği yönüyle verilen kusurun ispatlanmadığından kusur olmaktan çıkartılması gerektiği, erkeğe verilen diğer kusurların yerinde olduğu, erkeğe verilecek başkaca bir kusur bulunmadığı, kadına verilen kusurların yerinde olduğu, kadına verilecek başkaca bir kusurun bulunmadığı, ses kaydının hukuka aykırı nitelikte bulunduğu anlaşılmakla; kusura yönelik erkeğin istinafının kısmen kabulüne, kadının istinafının ise reddine, gerçekleşen kusur durumuna göre yine de erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu yönündeki mahkemenin kusur dağılımı isabetli bulunarak, davanın kabulüne yönelik erkeğin istinaf talebinin reddine, kadın lehine tedbir nafakası takdirinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın ise günün ekonomik şartlarına tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olduğu anlaşıldığından erkeğin istinaf başvurusunun reddine, ne var ki kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminat miktarları yetersiz olduğundan kadının bu yöndeki istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerektiği gerekçesiyle davacı kadının, kusura, yoksulluk nafakasına ÜFE oranında artış yapılmamasına yönelik, davalı erkeğin ise, kusur dışındaki tüm istinaf taleplerinin esastan reddine, erkeğin kusura yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, davacı kadının, yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 7.bendindeki yoksulluk nafakasına yönelik hükmün kaldırılarak, bu bent yerine 7b bendi olarak yeniden hüküm tesisine, (aynı bentteki tedbir nafakasına yönelik hükmün 7a bendi olarak aynen muhafazasına,) buna göre: hüküm fıkrasına 7b bendi olarak: kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının davacı erkekten alınarak davalı kadına ödenmesine, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında usulüne uygun talep edilmemekle üfe artışı oranında karar verilmesine yer olmadığına, davacı kadının, tazminat miktarlarına yönelik istinaf talebinin kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 8 ve 9.bentlerinin kaldırılarak, bu bentler yerine yeniden hüküm tesisine, buna göre hüküm fıkrasının 8.bendi yerine geçmek üzere: 40.000,00 TL maddi tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına ödenmesine, hüküm fıkrasının 9.bendi yerine geçmek üzere: 40.000,00 TL manevi tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına ödenmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespiti, yoksulluk nafakası ile maddî-manevî tazminat miktarını temyiz etmiştir.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespiti, davanın kabulü, kadın lehine nafaka ve tazminata hükmedilmesini temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci ve 176 ncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden kadın yararına BOZULMASINA,
2.Davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davacıya geri verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.