Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1853 E. 2024/8841 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının azlığı nedeniyle yapılan temyiz başvurusunun değerlendirilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur oranları, paranın alım gücü ve ihlal edilen menfaatler gözetilerek, hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının az olduğu ve hakkaniyet ilkesine uygun daha yüksek bir tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminat miktarı yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1713 E., 2023/2213 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Turgutlu Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/117 E., 2021/447 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekilinin dava dilekçesinde özetle; tarafların arasında daha önca Karşıyaka 1. Aile Mahkemesinin 2013/240 Esas ve 2013/264 Karar sayılı ilamı ile boşanma davası görüldüğü işbu davanın feragat ile sonuçlandığı, tarafların dava tarihinden sonra bir araya gelmediklerini bu sebeple tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin son fıkrası gereğince boşanmalarını talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ailesini terk ettiğini başka bir kadınla birlikte yaşadığını davacının davasının reddine karar verilmesi gerektiğini eğer mahkeme boşanmaya karar verecek olursa 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminat, kendisi için 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, 500,00'er TL tedbir ve iştirak nafakası istediğini, nafakaların sonraki yıllarda TÜFE oranında artırılarak davacıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı erkeğin 02.04.2013 tarihinde açtığı boşanma davasının feragat nedeniyle reddine ilişkin Karşıyaka 1. Aile Mahkemesinin 25.04.2013 tarih ve 2013/240 Esas, 2013/264 Karar sayılı kararının kesinleştiği 30.05.2013 tarihinden sonra tarafların bir araya gelmedikleri, evlilik birliğinin yeniden kurulamadığı, davalı kadının cevap dilekçesi ekinde sunduğu fotoğraflara ve tanık anlatımlarına göre davacı erkeğin davalıyı aldatması, başka bir kadın ile sadakat yükümlülüğünü ihlal ihlal eder yakınlıkta davranışlar gerçekleştirmesi nedeniyle tam kusurlu olduğu, davalı kadının ise kusursuz olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası gereğince

boşanmalarına, ortak çocuk 09.09.2003 doğumlu ...'nın velayetinin davalı anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında yatısız olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına, 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminatın boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davalı için dava tarihi olan 13.02.2020 tarihinden itibaren aylık 250,00 TL tedbir nafakası ile karar kesinleştikten sonra aylık 350,00 TL yoksulluk nafakasının (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ortak çocuk ... için dava tarihi olan 13.02.2020 tarihinden itibaren aylık 200,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleştikten sonra aylık 250,00 TL iştirak nafakası (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) olarak devamı ile davacıdan alınarak davalıya verilmesine, iştirak nafakasının her yıl TÜFE oranında kendiliğinden artırılmasına, ortak çocuklar Nursel Biratlı ve İrem Biratlı dava tarihi itibariyle reşit olduklarından ve davalı tarafından harcı yatırılarak açılmış bir nafaka davası da bulunmadığından, davacının reşit olan bu çocuklar lehine nafaka talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkemece, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiş ise de, takdir edilen tazminat miktarları, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alındığında tazminatların ve tedbir nafakasının az olduğu, davacı erkeğin Kara Kuvvetleri Komutanlığına bağlı uzman çavuş olarak görev yapmakta iken emekli olduğu, dava tarihi itibariyle net 2.465,00 TL emekli aylığı aldığı, Turgutlu'da yaşadığı, 1.000,00 TL kira ödediği, davalı kadının ve ortak çocukların ise davacı tarafından dava tarihinden yaklaşık 10 yıl önce İstanbul'da yaşadıkları sırada ekonomik nedenlerle Malatya'da bulunan davacının anne babasının evine gönderildiği, kayın pederinin vefat ettiği, davalı kadının halen 3 çocuğu ve kayın validesi ile birlikte Malatya'da kayın validesine ait evde kaldığı, özel bir şirkette haftanın belirli günlerinde lokum imalathanesinde çalıştığı, aylık gelirinin 1.500,00 TL olduğu, çocuklarının lise ve üniversite öğrenimlerine devam ettikleri, bu haliyle boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan davalı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarı; tarafların evli kaldıkları süre, davalı erkeğin belirlenen ekonomik ve sosyal durumu ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında az olduğu inceleme tarihi itibariyle ortak çocuk ... ergin olduğundan, tedbir nafakası ergin olduğu 09.09.2021 tarihi itibariyle sona ermiş ve ortak çocuk velâyet, kişisel ilişki ve iştirak nafakasına konu olmaktan çıktığı, bu nedenle ortak çocuk ... lehine iştirak nafakası takdiri mümkün olmadığı gerekçesi ile davalı kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının, davalı kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat ile ortak çocuk ... lehine verilen velâyet, tedbir ve iştirak nafakası ile kişisel ilişki düzenlenmesine ilişkin hükümlerinin kaldırılmasına, dava tarihi olan 13.02.2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere takdir olunan aylık 250,00 TL tedbir nafakasının (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) ilk derece mahkemesinin karar tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL'ye yükseltilerek hükmün kesinleşme tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, 80.000,00 TL maddî, 80.000,00 TL manevî tazminatın davacı erkekten alınarak davalı kadına verilmesine, ortak çocuk ...'nın 09.09.2021 tarihinde ergin olması nedeniyle hakkında velâyet, kişisel ilişki ve iştirak nafakası taleplerinin konusu kalmadığından bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk ... lehine dava tarihi olan 13.02.2020 tarihinden itibaren aylık 200,00 TL tedbir nafakasının (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) ergin olduğu 09.09.2021 tarihine kadar devamı ile davacıdan alınarak davalı kadına verilmesine, davalı kadının sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili; hükmün tamamının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrasında düzenlenen hukuki sebeple açılan boşanma davasının kabulü kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin son fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücü ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminatlar azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen tazminatların miktarı yönünden BOZULMASINA,

2.Davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.