Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1972 E. 2024/2297 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur durumu, boşanmaya sebep olan olaylar, yoksulluk nafakası miktarı ve maddi-manevi tazminat taleplerinin reddi hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesinin bozmaya uygun kararında ve gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan hususlara ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin mümkün olmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/983 E., 2023/284 K.

DAVA TARİHİ : ...

KARAR : Bozmaya uyularak hüküm kurulması

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kararın bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, bozmaya uyularak hüküm kurulmasına, her iki davanın da kabulü ile boşanma ve ferilerine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; anlaşmalı olarak açtığı boşanma davasını çekişmeli boşanma davasına çevirerek kadının sanal ortamda uygunsuz fotoğraflar göndermek suretiyle kendisini aldattığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi gereğince zina hukuki sebebine dayalı olarak boşanmalarına, 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, erkek yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin evlilikten 4 ay sonra askerden izne geldiğini, ilişkisinin olduğunu söylediğini, ailelerin araya girmesiyle barıştığını, sonra tekrar gittiğini, 12.4.2018 de tekrar gelerek, başka kadınla ilişkisi olduğunu söylediğini, silahını kafasına dayayarak boşanacaksın diye tehdit ettiğini, zorla boşanma protokolü imzalattığını, zorla babasının evin gönderdiğini iddia ederek asıl davanın reddi ile birleşen davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 50.00.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 07.10.2021 tarihli kararı ile erkeğin başka bir kadınla ilişkisi olduğu, bu kadınla evlilik yaptığını ikrar ettiği, kadını evden atarak zorla babasının evine gönderdiği belirtilerek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının zinasının ispatlanamadığı gerekçesi ile kadının davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL maddî ve 17.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin zinaya dayalı davasının ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı; davacı-davalı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; her iki dava yönünden de kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 31.03.2022 tarihli kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince davacı-davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı erkek tarafından her iki dava yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemizin 05.07.2022 tarihli kararı ile erkeğin, eşinin bir başka erkekle kendisini aldattığına yönelik iddiasını dava dilekçesi ekinde sunduğu sosyal medya görüntüleri ve mesajlara dayandırdığını, sosyal medya yazışma ve görüntülerinin içerikleri itibarıyla zinaya muhakkak gözüyle bakılmasını gerektirir nitelikte olduğunu, bu durumun zinanın varlığına delalet ettiğini, zina eyleminin ispatlanmış olduğunu belirterek erkeğin davasının zina hukuki sebebiyle kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına bozma sebebine göre yeniden her iki dava hakkında hüküm kurulması zorunlu hale geldiğinden kabul edilen davalı-davacı kadının birleşen boşanma davası ve fer'îlerine yönelik davacı-davalı erkeğin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin asıl davası yönünden; sosyal medya yazışma ve görüntülerinin içeriklerinin kadının zinasına muhakkak gözle bakılmasını gerektirir nitelikte olduğu, bu durumun zinanın varlığına delalet ettiği, açıklanan durum karşısında kadının zina eyleminin ispatlanmış olduğu gözetilerek erkeğin zina hukuki sebebine dayalı davasının kabulü gerektiği, kadının davası yönünden ise; erkeğin başka bir kadınla ilişkisi olduğu, bu kadınla evlilik yaptığını ikrar ettiği, kadını evden atarak zorla babasının evine gönderdiği anlaşılmakla kadının davasının da kabulü gerektiği belirtilerek; davacı-davalı erkeğin davasının 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesine dayalı olarak, kadının davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrasına dayalı olarak kabulüne(hükümde kadının davası yönünden sehven 166/3 yazıldığı anlaşılmakla), tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle maddî ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi ve nafaka yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek erkeğin zinaya dayalı davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte Mahkemece yapılan kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, asıl ve karşı davanın kabulü, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve miktarı ile kadının reddedilen tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 161 inci ve 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...

...