Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1994 E. 2024/2117 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Velayeti annede olan çocuğun, annenin bekarlık soyadını kullanmasına izin verilip verilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun üstün yararı gözetilerek annenin bekarlık soyadını kullanmasının çocuğun babasıyla olan bağını zedeleyeceği ve manevi gelişimini olumsuz etkileyebileceği değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2166 E., 2023/2012 K.

DAVA TARİHİ : 24.12.2021

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Manisa 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2023/443 E., 2023/751 K.

Taraflar arasındaki çocuğun velâyet sahibi annesinin soyadını kullanmaya izin davasından dolayı Bölge Adliye Mahkemesinin gönderme kararından sonra yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, tarafların Manisa 1. Aile Mahkemesinde boşandıklarını, ortak çocuk ... Adagülü nün velâyetinin davacı anneye verildiğini, çocuğun soyadının anneden farklı olması nedeniyle arkadaş ve sosyal ortamında yadırganmaya başladığını, müşterek çocuğun, kendi isteği ile annesinin soyadını almak istemekte olduğunu, okulda ve resmi kurumlarda ortaya çıkan bürokratik sorunlar ve çocuğun üstün yararı gözetilmek suretiyle müşterek çocuğun ''... olan soyadının annesinin kızlık soyadı olan ''Karan'' olarak değiştirilmesine ve bu şekilde nüfusa tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacının boşandıklarından beri her çocuğuyla görüşme zamanında davalıyı icraya başvurmaya zorlayarak velâyet hakkını kötüye kullanmakta olduğunu, daha 10 yaşına gelmemiş çocuğun davacıdan etkilenip de soyadını değiştirmek istemesi doğruysa bile kendi iradesinin esas alınamayacağını beyan ederek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin 22.06.2022 tarih ve 2021/911 Esas, 2022/518 Karar sayılı kararı ile; çocuk ile annenin soyadının farklı olmasının resmi kurumların sorun çıkarmasının, bürokraside sorun olmasının beklenen bir durum olmadığı, çocuğun annesinden farklı soyadı taşıdığı için akran zorbalığı gördüğü iddiasının da somut dava yönünden ele alındığında; ...'in 10 yaşında olduğu, o yaş grubundaki çocukların ...'in annesinin soyadını merak etmeyecekleri, soyadını bilse bile anne ile çocuk arasındaki soyadı farkının günümüzde boşanmaların artmış olması nedeni ile sık karşılaşılan bir durum olduğundan anlayabileceklerinin açık olduğu, babanın kanun ve ahlaka aykırı bir eylem ya da suç kaydı ile çocuğun baba soyadını taşıması halinde toplum içinde utanca sürüklenerek, psikolojik gelişiminin zarar göreceğine dair bir kaydın da dosyaya yansıtılmadığı, bu hali ile küçük ...'in baba soyadının kaldırılarak anne soyadını almasında hukuki, psikolojik, pratik bir üstün yararının olmadığı gerekçesi ile açılan davanın reddine karar verilmiştir.

2.Davalı vekili 24.06.2022 tarihli dilekçesiyle, reddine karar verilen davada, davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden vekâlet ücretine ilişkin kararın tavzihen düzeltilmesini talep etmiş olmakla, İlk Derece Mahkemesi 24.06.2022 tarihli ek karar ile tavzih talebinin kabulü ile, Mahkemenin 22.06.2022 tarih ve 2021/911 Esas -2022/518 Karar sayılı kararının hüküm kısmına 5 nolu bent olarak; "Davalılardan ... kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.100,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine" kısmının eklenmesine,hükmün bu şekilde tavzihine karar vermiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına ve ek kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından davanın reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 22.05.2023 tarih ve 2022/2559 Esas, 2023/871 Karar sayılı kararı ile davaya konu talebin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığının belirlenebilmesi için tarafların gösterdikleri tüm delillerin toplanması, uzman ya da uzmanlardan isteğin, çocuğun sosyal, kültürel, fiziksel ve psikolojik gelişimi üzerindeki olumlu ya da olumsuz etkileri ile idrak çağında bulunan çocuğun konuya ilişkin görüşünü de içeren rapor alınmasının gerekeceği, tüm deliller toplanmadan, toplanan deliller birlikte değerlendirilmeden hüküm kurulması eksik araştırmaya dayalı olacağından haklı nedenin varlığının ve kararın çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığının tespitinin mümkün olmadığı, hal bu olmasına rağmen Mahkemece ön inceleme duruşmasını takiben tahkikat ve sözlü yargılama duruşmaları yapılarak, tarafların dilekçelerinde tanık deliline dayanılmış olmasına rağmen kendilerine tanık listelerini ibraz olanağı tanınmadan, konuya ilişkin uzman ya da uzmanlardan görüş alınmadan yazılı şekilde karar verilmiş olmasının doğru görülmediği, o halde, Mahkemece yapılacak işin; taraflarca üzerinde anlaşılmayan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar için usulüne uygun şekilde delil gösterildiği takdirde tahkikat aşamasına geçilerek gösterilen deliller toplanıp, birlikte değerlendirilerek bir sonuca ulaşmaktan ibaret olduğu, açıklanan bu hususlara riayet edilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisinin hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olup, kararın tek başına kaldırılma sebebi olduğu, kararın tümden kaldırılması sebebiyle, davacı tarafın tavzihe ilişkin ek karara yönelik istinaf itirazları konusuz hale geldiğinden, bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının ayrıca incelenmesine gerek görülmediği gerekçesi ile davacı kadının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, gerekçede belirtilen eksikliklerin tamamlanıp sonucu uyarınca karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çocuk ile annenin soyadının farklı olmasının resmi kurumların sorun çıkarmasının, bürokraside sorun olmasının beklenen bir durum olmadığı, çocuğun annesinden farklı soyadı taşıdığı için akran zorbalığı gördüğü iddiasının da somut dava yönünden ele alındığında; ...'in 10 yaşında olduğu, o yaş grubundaki çocukların ...'in annesinin soyadını merak etmeyecekleri, soyadını bilse bile anne ile çocuk arasındaki soyadı farkının günümüzde boşanmaların artmış olması nedeni ile sık karşılaşılan bir durum olduğundan anlayabileceklerinin açık olduğu, çocuğun babadan ilgi görmediği, anne akrabaları, dede ve dayı ile zaman geçiriyor olup onların soyadından farklı soyadı olduğu için üzüldüğü hususu, soyut bir beyan olup çocuğun şu anda anlamasa bile ileride anlayıp, öyle olduğu için mutlu olacağı bir durum olduğu, zira çocuğun baba soyadından da soyutlanmasının, çocuğun baba ile bağının sembolü niteliğindeki addan uzaklaşmasının, babanın manevî varlığını da kayıp etmesi anlamına geleceğini ki bunun çocuğun manevî bütünlüğü için olumsuz etki yaratacağı, annenin babaya kızgın olup çocuğun soyadını değiştirmesinin, çocuğun ileride babaya manevî ihtiyaç duyması halinde babasına ulaşmasında arada manevî bir kırgınlık yaratabileceği, bu dönem baba çocukla ilgilenmiyorsa ileride ilgilenmeyeceği, ileride çocuğun babası ile olmak istemeyeceği anlamına gelmemekte olduğu, çocuğun olumlu manevî gelişimi için soyadının değiştirilmemesi gerektiği vicdani kanaati oluştuğu, babanın kanun ve ahlaka aykırı bir eylem ya da suç kaydı ile çocuğun baba soyadını taşıması halinde toplum içinde utanca sürüklenerek, psikolojik gelişiminin zarar göreceğine dair bir kaydın da dosyaya yansıtılmadığı, bu hali ile küçük ...'in baba soyadının kaldırılarak anne soyadını almasında hukuki, psikolojik, pratik bir üstün yararının olmadığı gerekçesi ile açılan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; müşterek çocuğun soyadının annesinin soyadı ile değiştirilmesinin uygun olacağının uzman tarafından, taraflarla yapılan görüşme sonucunda mütalaa edildiğini, dinlenen tanık beyanları ile çocuğun soyadının annesinden ve sürekli birlikte yaşadığı yakınlarından farklı olmasını sürekli olarak sorguladığının ve bu durumdan rahatsız olduğunun ortaya konulduğunu, ruhsal gelişimi yönünden soyadının değiştirilmesinin küçüğün üstün menfaatine olduğunu, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek açılan davanın reddi kararı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle; davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, davanın reddi kararı yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; annenin velâyeti altında bulunan ortak çocuğun, annenin bekarlık soyadını kullanmasına izin verilmesi için gerekli şartların mevcut olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 10 uncu maddesi, 20 nci maddesi, 41 inci maddesi ile 90 ıncı maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 11 Nolu Protokol ile Değişik İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmeye Ek 7 Nolu Protokol 5 inci maddesi, Anayasa Mahkemesi'nin 8.12.2011 tarihli ve 2010/119 esas, 2011/165 karar sayılı iptal kararı.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.