"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/3198 E., 2024/2 K.
KARAR : Bozmaya uyulmasına, kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesin kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın yararına toptan olarak 35.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kesinleşen hususlarda ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların altı ay evli olarak kaldıklarını, sonra kadının evi terk ettiğini, aynı evde kaldıkları süre boyunca kadının kaba ve hırçın davrandığını, sürekli bağırıp çağırdığını, gece geç saatlere kadar telefon ve internet ile ilgilendiğini, erkeğin anne ve babasını aşağıladığını ve eve almadığını, erkek tarafından 2015 yılında boşanma davası açıldığını, reddedilip kesinleştiğini, kadının bu davadan önce ve sonra sadakatsizliğinin devam ettiğini, başka erkeklerle gezip eğlendiğini, buna ilişkin sosyal medyada paylaşımlarda bulunduğunu, evlilik birliğinin yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini belirterek 4721 sayılı Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci maddesi gereğince boşanmalarına, faiziyle 55.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin davayı ailesinin baskısı ile açtığını, tarafların birbirini sevdiğini, erkeğin babasının tek mirasçısı ve babasından kalan dükkanın tek işletmecisi olduğunu, babasının dükkanında çalıştığı için ailesine bağlı yaşamakta olduğunu, kadının altı ay daha ortak konutta kalarak eşini beklediğini, daha önce açılan boşanma davasına rağmen erkeğin gizli şekilde kadının yanına geldiğini, ailesi öğrenince erkeğin babasının ortak konutun elektrik ve suyunu kestiğini, kadını evi terke zorladığını, erkeğin de bu duruma karşı koyamadığını, kadına ayrı bağımsız bir ev açmak yerine gizli gizli buluşmayı tercih ettiğini, birlikte yaşanılan dönemde erkeğin ailesi ile aynı binada oturduklarını, sadece akşam yatmaya kendi evlerine gittiklerini, erkeğin ailesinin evinde yeme içme konusunda hatta dışarı çıkma, misafir ağırlama konusunda ailesinin baskı uyguladığını, erkeğin anne ve babasının kadına, kadının ablasına ve ölmüş babasına küfürler ettiğini, tarafların 16.04.2018 tarihine kadar mesajlaştıklarını, erkeğin bu süre içinde başka kadınlarla birlikte yaşadığını ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, bu nedenle kadının küstüğünü ve 16.04.2018 tarihinden sonra görüşmediğini belirterek asıl davanın reddi ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince karşı davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl TÜİK tarafından yayınlanan ÜFE oranında arttırılmasına, yasal faizi ile birlikte 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 25.11.2021 tarihli, 2018/587 Esas, 2021/665 Karar sayılı kararı ile erkek tarafından açılan boşanma davasının haysiyetsiz hayat sürme ve onur kırıcı davranış nedenine dayandırdığı, kadının başka bir erkek ile resimlerinin sosyal medyada olduğu, tanıklarca kadının başka bir erkek ile samimi şekilde görüldüğü, buna göre kadının güven sarsıcı davranış içinde olduğu ancak bu durumun süreklilik arz ettiğinin erkek tarafından ispatlanamadığı, erkeğin ise kadını ailesine karşı koruyamadığı, erkeğin ailesinin evliliğe müdahalede bulunduğu, erkeğin annesinin kadını evden kovduğu, erkeğin ailesinin baskısı sonucu evden ayrıldığı, kadının ortak hanede yaşamaya devam ettiği, erkeğin ailesinin ortak evin elektrik, su, doğalgaz aboneliklerini iptal ettirdiği, bunun üzerine kadının da evden ayrılmak zorunda kaldığı, ayrı yaşadıkları dönemde erkeğin başka bir kadın ile görüştüğü hususlarının ispat edildiği, ispat edilen hususlara göre karşı davada evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile erkeğin davasının reddine, karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın için aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaya her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin 25.11.2021 tarihli kararına kararına karşı; davacı-davalı erkek vekili; "asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatlar, reddedilen manevî tazminat"; davalı-davacı kadın vekili "kusur belirlemesi ve tazminatların miktarı" yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 13.04.2022 tarih ve 2022/835 Esas, 2022/1463 Karar sayılı kararı ile, İlk Derece Mahkemesince erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğuna karar verilmiş ise de davalı-davacı kadının aşamalardaki davacı-davalı erkek ile görüştüğüne ilişkin beyanı ve tanıkların da tarafların görüştüklerine ilişkin beyanlarından tarafların bir biriyle ailelerinden gizli bir şekilde, sürekli görüştükleri sabit olduğundan tarafların birbirini affettiği en azından hoş görü ile karşıladığının kabulü gerektiği, bu durumda taraflara kusur yüklenemeyeceği, kusur durumuna göre kadının boşanma davasının reddedilmesi ve yargılama gideri ve vekâlet ücretinin de tarafların başlangıçtaki haklılık durumu dikkate alınarak düzenlenmesi gerektiği gerekçesi ile erkeğin, karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatlara yönelik, kadının ise kusur belirlemesine yönelik istinaf itirazlarının kabulü ile karşı davanın reddine, kadın lehine 400,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat talebinin reddine, istinaf edilmeyerek kesinleşen hususlarda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı kadın vekili tarafından karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar, hükmedilen tedbir nafakasının miktarı yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin, 02.11.2022 tarihli ilamı ile davacı-davalı erkeğin sunduğu 23.01.2022 tarihli dilekçe ile hükmün boşanma yönünden kesinleştirilmesine karar verilmesini talep ettiği ve İlk Derece Mahkemesince de kesinleştirildiği, erkeğin bu talebinin kadının davasındaki boşanma hükmü yönünden istinaftan feragat niteliğinde olduğu, bu nedenle kadının davasının reddine karar verilmesinin doğru bulunmadığı, tarafların sair istinaf sebeplerine uygun olarak istinaf incelemesi yapılması gerektiği gerekçesi ile hükmün bozulmasına, bozma sebeplerine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesinin 24.02.2023 tarihli, 2023/4430 E., 2023/4272K. sayılı ilamıyla; erkeğin, kadının davasında verilen boşanma hükmüne yönelik istinaf isteminin feragat nedeni ile reddine, tarafların birbirlerini affettiği, bu sebeple kusurlu olmadıkları gerekçesiyle kadının kusur belirlemesi ve erkeğin kusur belirlemesi ile hükmedilen tazminatlara ilişkin istinaf istemlerinin kabulü ile kararın gerekçesinin tarafların kusursuz olduğu şeklinde düzeltilmesine, tarafların kusursuz olması nedeni ile kadının tazminat taleplerinin reddine, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir. Karara karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 28.09.2023 tarihli kararı ile "...Bölge Adliye Mahkemesince verilen ilk kararda, karşı davanın ve kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının reddine karar verilmekle İlk Derece Mahkemesince hükmedilen yoksulluk nafakası ortadan kalkmıştır. Bozma sonrası Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda yoksulluk nafakasına dair bir hüküm kurulmamıştır. Hal böyle olunca, 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince nafaka yükümlüsünün kusuru aranmayacağı dikkate alınarak kadının yoksulluk nafakası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle hükmün bozulmasına, erkeğin tüm, kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile hükmün bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise onanmasına
karar verilmiştir.
C. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadın yararına 4721 sayılı Kanunun 175 inci ve 176 ıncı maddesi uyarınca bir defada ödenmek üzere 35.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kesinleşen hususlarda ise yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespiti ve yoksulluk nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; yoksulluk nafakasının toptan şekilde hükmedilmesi, miktarı ve duruşmaya katılmalarına rağmen vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozma ilamının gereğinin yerine getirilip getirilmediği, kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenemeyeceği, bozma sonrası zorunlu açılan istinaf duruşması nedeniyle vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci ve 176 ıncı maddeleri, 330 uncu, 331 inci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. Hukuk Genel Kurulu 04.03.2021 tarihli, 2021/2-96 E., 2021/205 K. sayılı kararı (bozma sonrası açılan duruşma nedeniyle vekâlet ücretine hükmedilemeyeceği kararı).
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.