"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1177 E., 2023/1737 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Silifke Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/207 E., 2021/160 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2000 yılında görücü usulü ile evlendiğini, tarafların bir erkek çocuğu olduğunu, ortak çocuğun 18 yaşından büyük olduğunu, davalının ortak konutta sınırlı zamanlarda bulunması nedeniyle tüm sorumluluğun kadında olduğunu, davalının ne eşine ne de ortak çocuğuna aile ortamı yaşatmadığını, davalı eşinden hakaret duyup şiddet gördüğünü, bunun yanında davacının temel ihtiyaçlarını kısarak ortak çocuğuna bakmaya çalıştığını, bu nedenlerle tarafların 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ( 4721 Sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmesini, kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini, mal rejimi, katılma alacağı, katkı payı alacağına ve maddî, manevî tazminat alacağına ilişkin dava haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının aleyhinde açtığı davada aleyhine olan hususları kabul etmediğini, dava dilekçesindeki iddiaların hayal ürünü olduğunu, hayatı boyunca gücü yettiği yere kadar çalıştığını, hala Silifke'de ...'in yanında çalıştığını, çalışmasının evine çocuğuna bakmasının hüsnü niyetinin, hal ve tavırlarının herkes tarafından takdir edildiğini, ortak çocuğunun zaruri ihtiyaçlarının tarafınca karşılandığını, düğün takılarının Silifke'de bir kuyumcuya bozdurularak tutarı olan 31.000,00 TL'nin davacı adına yatırıldığını, eşinin lohusalık döneminde, doğum zamanında her türlü ihtiyaçlarını yerine getirdiğini, bu nedenlerle aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.Silifke 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 01.09.2020 tarih, 2020/62 Esas, 2020/452 Karar sayılı kararı ile; davanın 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usulüne Dair Kanun'un 4. Maddesinde belirtilen ve Aile Mahkemelerinin görevine giren dava ve işlerden olduğu, ilgili kanunun Geçici 1. maddesinin " Aile mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde, yargı çevresi içerisinde ve görev alanına giren sonuçlanmamış dava ve işler, yetkili ve görevli aile mahkemesine devredilir. " Geçici 2. maddesi'nin "(Ek: 14/4/2004-5133/4 md.) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte aile mahkemelerinde görülmekte olan ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun İkinci Kitabının Üçüncü Kısmında yer alan konularla ilgili dava ve işler yetkili ve görevli mahkemesine devredilir."şeklinde olduğu; Hakimler Ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun 1. Dairesinin 17.07.2020 tarih ve 702 sayılı kararı gereğince '' Silifke Aile Mahkemesinin 01/09/2020 tarihi itibariyle faaliyete geçirilmesine" karar verildiğinden dava dosyasının görevli ve yetkili Silifke Aile Mahkemesi'ne devredilmesine karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; talimatla dinlenen tanıkların dava konusu olaylar ile ilgili somut görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı, tanıklardan Veli'nin taraflar arasında herhangi bir geçimsizliğin olmadığını, davalının bizzat davacıya küfür, hakaret, tehdit ettiğine dair sözlerini duymadığını, davacının ailesinden dolayı duyumları olduğunu, diğer tanık Feyza'nın ise davalının davacıya sürekli olarak kötü ithamlarda bulunduğuna ve söylendiğine ilişkin beyanlarının bulunduğu ancak; bu beyanında zaman kavramı ve görgüye dayalı somutlaştırmanın bulunmadığını beyan ettiği, davalı tanıklarının ise birbirini doğrular çelişmeyen beyanlarından anlaşılacağı üzere tarafların evliliğinde olumsuz bir durum olmadığı, davalının maddî olarak evine, eşine ve çocuğuna baktığı, ilgilendiğini beyan ettikleri anlaşılmakla davalıya atfedilecek bir kusurun bulunmadığı gerekçesi ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayanılan boşanma davasının reddine, davacı kadın yararına ara kararla aylık 250,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı olarak açılan boşanma davasının kabul edilmesi gerektiği, tedbir nafakasının miktarının artırılması gerektiği gerekçeleri ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılması yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 4721 Sayılı Kanun166 ıncı maddesi uyarınca açılan boşanma davasının reddi yönünden kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile; davacı vekilinin boşanma yönünden istinaf başvurusunun esastan reddine, tedbir nafakası miktarının artırılması yönünden başvurusunun kabulü ile, davacı kadın yararına İlk Derece Mahkemesinde açılan dava tarihinden itibaren karar kesinleşinceye dek, tahsilde tekerrür olmaması koşulu ile aylık 500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; 4721 Sayılı Kanun166 ıncı maddesi uyarınca açılan boşanma davası yönünden verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka aykırı olduğu, davalının kusurlu olduğunun tanık beyanları ile ispatlandığını beyan ederek temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun hangi eşten kaynaklandığı davanın reddi kararının doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.