"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1803 E., 2023/1925 K.
... : ... vekili Avukat ...
DAVALI-DAVACI : ... vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : ...
KARAR : Bozmaya uyularak yeniden esas hakkında hüküm kurma
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına, diğer yönlerden kararın onanmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.... erkek dava dilekçesinde; kadının evlilik birliği görevlerini yapmadığını, ağır hakaretlerde bulunduğunu, kendisini küçük düşürdüğünü, iftira ve yalanlarla sürekli kavga ve huzursuzluk çıkardığını, ... güvenliğinin olmaması nedeniyle evi terk etmek zorunda kaldığını, Gebze 2. Aile Mahkemesi nin 2014/572 Esas, 2015/278 Karar sayılı dosyası ile boşanma davası açtığını, davanın reddedildiğini, kararın 29.07.2017 tarihinde kesinleştiğini, 3 yılı ... bir süredir ayrı yaşadıklarını ve kanuni sürenin dolduğunu beyanla, boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.... erkek birleştirilen davaya cevap dilekçesinde; davanın hukuka aykırı olduğunu, açtığı davaya kadının cevap vermediğini, ayrı dava açmasının ve açılan davaların birleştirilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyan etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı kadın, erkeğin davasına cevap vermemiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili birleştirilen dava dilekçesinde; tarafların19.04.1995 tarihinde evlendiklerini, ortak çocuklarının bulunmadığını, erkeğin müvekkiline karşı sürekli olarak aşağılayıcı, küçük düşürücü hal ve tavırlar sergilediğini, küfür etttiğini, kıskançlık krizlerinin olduğu, bu nedenle müvekkilinin sokağa çıkmasına dahi izin vermediğini, eve ekonomik katkıda bulunmadığını, kazancını gizleyerek kendi ihtiyaçları için harcadığını, fiziksel şiddet uyguladığını, evlilik birliği içerisinde sadakatsiz tutum ve davranışlar sergilediğini, müvekkilini defalarca aldattığını gibi halen bir kadınla birlikte olduğunu ve çevresine eşi olarak tanıttığını beyanla, zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 30.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 20.09.2021 tarih ve 2020/25 Esas ve 2021/581 Karar sayılı kararı ile; erkeğin açtığı ve reddedilen Gebze 2. Aile Mahkemesinin 2014/572 Esas, 2015/278 Karar sayılı kararına göre, erkeğin sadakatsiz davranışları olduğu, eşini yaraladığı, sözel şiddet uyguladığı, erkeğin kusuruna dayanarak hak iddia edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddedilip, 03.05.2017 tarihinde kesinleşmiş olduğu, dinlenen tanık beyanları ile tarafların bu boşanma davasının kesinleşmesinden sonra bir araya gelmedikleri, ortak hayatın yeniden kurulamadığı, üç yıllık sürenin dolduğu, kanun hükmü gereği asıl davanın kabulünün gerektiği, dinlenen tanıkların görgüye dayalı ve birbiriyle örtüşen beyanları, dosyaya sunulan fotoğraflar ile erkeğin başka bayanla aynı evde yaşamaya devam ettiği ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, zina yapan, sadakatsiz davranışlar sergileyen, sözel ve fiziksel şiddet uygulayan erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının kusurunun bulunmadığı, buna göre birleştirilen dava yönünden zina olgusunun varlığının ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının anlaşıldığı gerekçesi ile, erkeğin asıl davasının kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadının birleştirilen davasının kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 161 inci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir ve 400,00 TL yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî, 18.000,00 TL manevî tazminata, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... erkek vekili, açtıkları davanın kabulü yönünden verilen karara itiraz etmediklerini, birleştirilen davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını, sadakat yükümlülüğünün ihlali yönünden tanık beyanının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ayrıca süresinde açılmadığından affedilmiş sayıldığını, müvekkilinin sosyal ve ekonomik durumu dikkate alındığında, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası takdir edilmesinin hatalı olduğu gibi maddî ve manevî tazminat şartlarının oluşmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; birleştirilen davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili, asıl davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı gibi takdir edilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının yetersiz olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; erkeğin davasının kabulü, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 08.12.2022 tarih ve 2021/1764 Esas, 2022/1830 Karar sayılı kararı ile; erkeğin davası ile kadının davasının kabulüne ve tarafların boşanmalarına karar verilmesine ilişkin kararda usul ve kanuna aykırı bir durum bulunmadığı, erkeğin İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, yargılama sırasında kadın yararına tedbir nafakası takdir edilmesinde isabetsizlik olmadığı, miktarının makul olduğu, temizlik işçisi olarak asgari ücretle çalıştığı anlaşılan kadının gelirinin, boşanmakla yoksulluğa düşmekten kurtarmayacağı anlaşıldığından yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde isabetsizlik olmadığı, tarafların mevcut sosyal ve ekonomik durumu dikkate alındığında takdir edilen yoksulluk nafakası miktarının makul olduğu, tarafları kusur dereceleri, kadının kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına göre kadın yararına maddî ve manevî tazminat takdir edilmesinde usul ve kanuna aykırı bir durumun bulunmadığı, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğe atfedilen kusurlu davranışların ağırlığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu ve hakkaniyet ilkesi gereğince daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdirinin gerektiği gerekçesi ile, kadının maddî ve manevî tazminat miktarlarına yönelik istinaf isteminin kabulü ile, İlk Derece Mahkemesinin birleştirilen davaya ilişkin B-3 nolu hüküm fıkrasının kaldırılmasına, bu konuda esas hakkında yeniden hüküm tesisine, kadının maddî tazminat talebinin kabulü ile 30.000,00 TL maddî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, kadının manevî tazminat talebinin kabulü ile 40.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, erkeğin tüm, kadının diğer istinaf taleplerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 20.09.2023 tarihli ve 2023/1217 Esas, 2023/4106 Karar sayılı kararı ile; kadının çalıştığı, düzenli ve sabit bir gelirinin olduğu, tarafların gelir durumlarının birbirlerine yakın olduğu bu hale göre kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği, gerçekleşen bu durum karşısında kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesinde düzenlenen yoksulluk nafakası koşullarının oluşmadığı, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekirken, kabulü doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuş, kadının tüm, erkeğin diğer temyiz tirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yeniden yapılan yargılama neticesinde; kadının şartları oluşmayan yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili; reddedilen yoksulluk nafakası talebi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozma ilamına uygun karar verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 175 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı-davacı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...