"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2738 E., 2023/2792 K.
KARAR : Esastan ve usulden ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 11. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/80 E., 2020/606 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı kira alacağı ve tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-davacı vekilinin başvurusunun esastan reddine, davacı-davalı vekilinin katılma yoluyla istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı vekili dava dilekçesinde;müvekkili ile davalının İstanbul ili, ... ilçesi, ... mah. 53 pafta, 612 ada, 11 parselde kayıtlı ... Sokak No:34 Elmadağ ...,İstanbul adresinde bulunan taşınmazın ortak maliki olduklarını, tarafların evli olup fiilen ayrı yaşadıklarını, tarafların boşanmalarına ilişkin davanın İstanbul 4. Aile Mahkemesinin 2012/961 Esas sayılı dosyasında devam ettiğini, müvekkilinin 1/2 hissesi kendisine ait olan taşınmazın bilgisi dışında ve herhangi bir şekilde rızası alınmaksızın davalı tarafından kiralandığını öğrendiğini, bunun üzerine yaptığı araştırma neticesinde kiracı olduğunu öğrendiği ... ile irtibat sağlayarak bu bilgiyi teyit ettiğini ancak tüm iyi niyetli uğraşlarına rağmen davalı ve ...'dan kira sözleşmesi veya kira ilişkisine ilişkin hiçbir bilgi alamadığını, müvekkilinin Beyoğlu 15. Noterliğinden 10.09.2014 tarih ve 12426 yevmiye numaralı ihtarnameyi göndererek taşınmaza ait kira sözleşmesi ile davalıya yapılan ödemelerin yarısını talep ettiğini ancak davalının ihtarnameyi 12.09.2014 tarihinde bizzat tebliğ almasına rağmen müvekkiline bu konuda hiçbir bilgi veya belge vermediğini, ödeme yapmadığını, bu kez müvekkilinin kiracı olduğunu öğrendiği ... O.'ya Beyoğlu 15. Noterliği'nin 28.10.2014 tarih ve 14743 yevmiye numaralı ihtarnamesini göndererek davalı ile arasındaki kira ilişkisine ilişkin bilgi ve belgeleri talep ettiğini ve bundan böyle kiranın yarısının kendisine ödenmesi gerektiğini bildirdiğini, bu ihtarnamenin ... O. tarafından 30.10.2014 tarihinde bizzat tebliğ alındığı halde müvekkiline hiçbir bilgi ve belge verilmediğini ve kira parasının yarısının ödenmediğini açıklayarak davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın kiraya verildiği tarihin ve taşınmazdan elde edilebilecek kira miktarının tespit edilmesini, müvekkilinin yoksun kaldığı kira bedelinden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL'sinin her bir kira ödeme gününden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; dava konusu taşınmazın, 2001 tarihinde müvekkili tarafından satın alındığını, satın alma tarihinde, davacının özel üniversitede müvekkilinin katkılarıyla okuyan, arada sırada çıkan rehberlik işleriyle uğraşan bir kişi konumunda olduğunu, taşınmazın satın alınmasında katkısı olmadığını, satın alınan bu taşınmazın müvekkilinin diğer tüm taşınmazları gibi, davacının yanlış hamleleri sonucu içine düşülen çıkmazdan kurtulmak, dolandırıcılardan kurtarmak için muvazaalı olarak elden çıkartılmış olup sorun aşıldıktan ve karşı tarafla anlaşıp bir miktar ödeme yapılarak hesap kapatıldıktan sonra geri alındığını, geri alınırken ise, davacının bu taşınmazda kendi payının da olmasını istediğini, vize almak istediğinde gösterecek bir gayrimenkulünün olmamasının rahatsızlık verici olduğunu, müvekkilinin kendisine güvenmesini istediğini söyleyerek ısrarla bu taşınmazın yarı hissesinin kendi adına alınmasını talep ettiğini, geçmiş dönemde davacının hatalı işleri nedeniyle tüm malvarlığını kaybetme riskini yaşayan müvekkilinin ise bu talebe sıcak bakmadığını, davacının yoğun ısrarına dayanamayan müvekkilinin netice olarak bu talebi kabul etmek durumunda kaldığını, dava konuşu taşınmazın 1/2 hissesinin davacı adına tescilinin bu şekilde gerçekleştiğini, tamamen müvekkilinin yıllarca çalışarak kendi alın teriyle elde ettiği kazanç sayesinde satın alınan bu taşınmazın elde edilmesinde davacının hiçbir katkısı bulunmadığını, müvekkilinin güven ve iyiniyet duygularıyla davacı yana sağladığı imkanların, daima müvekkilinin himayesi altında ve onun kazancı ile hayatını idame ettirmiş olan davacı tarafından haksız taleplere konu edilmekte olduğunu belirterek, davacının davasının reddini, karşı davanın kabulü ile dava konusu İstanbul ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 53 Pafta, 612 Ada, 11 Parselde kayıtlı ... Sk. No:34 Elmadağ ... İstanbul adresindeki taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek müvekkili adına tescilini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İstanbul 11. Aile Mahkemesinin 23.05.2016 tarihli, 2015/346 Esas, 2016/206 Karar sayılı kararıyla, görevsizlik kararı verilmiş ve karar kesinleşmiştir. İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.05.2017 tarih 2016/916 Esas, 2017/309 Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin 18.12.2017 tarihli, 2017/2377 Esas, 2017/2428 Karar sayılı kararı ile mercii tayini yapılarak görevli mahkemenin aile mahkemesi olduğuna karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava yönünden yapılan incelemede, ilgili yerin kiraya verilip verilmediği hususunda taraf tanıklarının beyanlarının birbiriyle çelişkili olduğu, taşınmazın ne zaman kiraya verildiği, ne kadar süreyle verildiği ve ne kadara kiraya verildiği hususlarının davacı- davalı yan tarafından tam olarak ispat edilemediği; karşı dava yönünden yapılan incelemede ise, ilgili taşınmazın 1/2 hissesinin davalı-davacı tarafından davacı-davalıya rızaen devredildiği, devrin muvazaaya dayalı ya da cebir veya tehdit altında yapıldığına yönelik bir iddianın da olmadığı, ilgili taşınmazın alımında davacı-davalının maddî katkıda bulunmamasının tek başına devrin iptalini sağlamayacağı gerekçesiyle asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde; asıl davanın reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı vekili istinaf dilekçesinde; karşı davanın reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile karşı davanın reddinin doğru olduğu, davacı-davalının katılma yolu ile istinaf yoluna başvurduğu, davalı-davacı istinafa asıl davanın reddini konu etmediğinden davacı-davalı tarafından katılma yolu ile bu hususun istinaf konusu yapılamayacağı, İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davalı-davacı vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine, davacı-davalı vekilinin asıl davanın reddine yönelik katılma yoluyla dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; asıl davanın reddinin katılma yolu ile istinaf edilemeyeceğine ilişkin hükmün yerinde olmadığını, asıl davanın kabulü gerektiğini, davalı-davacının cevap dilekçesinde taşınmazın kiraya verilmediğine dair bir açıklamada bulunmadığını, taşınmazın kiraya verildiği tarih ve kira bedelinin Mahkemece tespit edilmesi gerekirken ispatlanamadığından bahisle asıl davanın reddine karar verilmesinin haksız olduğunu belirterek asıl davanın reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın hissesinin davacı-davalıya vize başvurusu için gereksinim duyması nedeniyle emaneten devredildiğini, inançlı işlemin söz konusu olduğunu, bu durumun tanık beyanları ile ispatlandığını, taşınmazın alımında davacı-davalının bir katkısının bulunmadığını, karşı davanın kabulü gerektiğini belirterek karşı davanın reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, her iki davanın ret gerekçelerinin ve Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurularına yönelik esastan ve usulden ret kararlarının dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı ve 194 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.