Logo

2. Hukuk Dairesi2024/2356 E. 2024/2476 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan kusur durumu, nafaka ve tazminat koşullarının varlığı ve miktarı ile vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin bozmaya uygun davranarak hukuk kurallarını somut olaya doğru uyguladığı, delillerin takdirinde de bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/18 E., 2023/35 K.

KARAR : Bozma sonrası davaların kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi’nin kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne, boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının erkeğe karşı sevgisinin olmadığını, sorumluluk sahibi olmadığını, insanlara karşı küçük ve hakir gören tutumlar sergilediğini, davalının ortak yaşamı çekilmez hale getirdiğini hiçbir akrabasını eve kabul etmediğini, davalının eşine hiçbir zaman sevgi ve şevkat göstermediğini, paraya düşkün olduğunu, ölsünde maaşı kendisine kalsın şeklinde beddua ettiğini, iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, erkek yararına 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili süresinde verdiği cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin evliliklerinin son yıllarında tutarsız tutum sergilediğini, sosyal medya bağımlısı olduğunu, kendi hayatını birinci plana koyduğunu kadını ise ikinci plana attığını, erkeğin öfke kontrolü olmadığını, anlık duygu değişimleri yaşayan biri olduğunu, evhamlı, hayatından mütemadiyen şikayet eden, huzursuz, tedirgin ve zaman zaman kendisine şiddet dahi uyguladığını, hakaret ve küfür ettiğinin, küçük gördüğünü, başkalarının yanında aşağıladığını, sebepsiz yerer evi terk ettiğini, başkası ile evleneceğini söylediğini,başka kadınlarla evlilik vaadi ile görüştüğünü, daha öncede boşanma davası açıp feragat ettiğini iddia ederek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine, davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası ile 2.000,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl %20 oranında artırılmasına, kadın yararına 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesi’nin 17.07.2019 tarih ve 2017/62 Esas, 2019/516 Karar sayılı kararı ile erkeğin eşini aşağıladığı, hakaret ettiği, eve bakmadığı, kadının ise eşine ve ailesine saygısız davrandığı, beddua ettiği, aşağıladığı, boşanmaya neden olaylarda eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile davaların kabulüne tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve 500,00 TL yoksulluk nafakasına, erkeğin manevî tazminat, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafaka miktarları ile tazminat taleplerinin reddi, ziynet alacağı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

1.Bölge Adliye Mahkemesi’nin 22.12.2021 tarih ve 2020/17 Esas, 2021/2017 Karar sayılı kararı ile Mahkemece tespiti yapılan ve hükme esas alınarak kadına yüklenen kusurlar somut, görgüye dayalı, tutarlı tanık anlatımları ile kanıtlanmış olduğu, erkek tarafından istinaf başvurusunda bulunulmayarak erkeğe yüklenen kusurlar kesinleştiği, kadının asıl davanın ön inceleme duruşmasında eşi ile barışıp bir araya gelmeyi istediği şeklinde beyanı ile erkeğin bu davranışlarını af ve hoşgörü ile karşıladığının ve bu nedenle diğer vakıaların kusur tespitinde nazara alınmamasının doğru olduğu, tarafların gerçekleşen eylemlerine göre de boşanmaya neden olaylarda eşit derecede kusurlu bulundukları tespitinin doğru olduğu, eşit kusurlu eş yararına tazminata hükmedilmemesinin isabetli olduğu; kadın yararına hükmolunan tedbir ve yoksulluk nafakası miktarlarının, erkeğin gelirine, paranın alım gücüne, günün ekonomik koşullarına ve hakkaniyet ilkesine uygun olduğu gerekçesi ile davalı- davacı kadın vekilinin boşanma ve fer'îlerine ilişkin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

2.Kadın birleşen dava dilekçesinde ziynet eşyalarının parasal değerinin davacı-davalı erkekten tahsilini talep ettiği, başvuru harcının tüm talepleri kapsadığı, Mahkemece kadının boşanmanın fer'î niteliğinde bulunmayan ve nispi peşin harca tabi bu talebi hakkında istemde bulunan tarafa talebinin somutlaştırılması, ayrı ayrı ziynetlere ilişkin değer gösterilmesi, delillerin sunulması ve peşin nispi harçların tamamlanması yönünde imkan tanınmadığı, bu talep yönünden olumlu veya olumsuz hüküm de tesis edilmediği gerekçesi ile davalı-davacı kadın vekilinin ziynet alacağına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendi gereğince davacı- davalının istinaf başvurusunun kabulü ile esası incelenmeden İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, açıklandığı şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, ziynet alacağına yönelik istinaf başvurularının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı- davacı kadın vekili erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakaların miktarı ve tazminatların reddi yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Daire’nin 26.05.2022 tarih ve 2022/2826 Esas, 2022/5026 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince 26.09.2018 tarihli duruşmada sonraki duruşma tarihinin 18.12.2018 olarak belirlendiği ancak belirlenen duruşma tarihinden önce 04.12.2018 tarihinde duruşma açılarak davalı-davacı kadının yokluğunda erkeğin iki tanığının dinlendiği, dosyada yapılan incelemede tanıkların belirlenen duruşma gününden önce dinlenilmelerini gerektirir bir mazeretlerinin de bulunmadığı, belirlenen duruşma günlerinden önce davalı-davacı kadının haberi olmaksızın yokluğunda davacı-davalı erkek tanıklarının dinlenmesi hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olduğu gerekçesi ile hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığını karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkek eşin, kadın eşin yaptığı yemekleri beğenmediği, küçümsediği, kadın eşe namussuz, şerefsiz, edepsiz, kötü kadın demek suretiyle hakaret ettiği, aşağılayıcı sözler sarf ettiği, ortak hane ile maddî ve manevî ilgilenmediği, birlik giderlerini karşılamadığı, kadın eşe fiziksel şiddet uyguladığı, kadın eşin ise erkek eşine saygı göstermediği, erkek eşi sürekli ortak haneden kovduğu, erkek eşe beddua ettiği, erkek eşini kastederek deli raporu alacağım, donuna kadar alacağım gibi cümleler sarf ettiği, senin öldüğün gün benim bayramım gibi rencide edici sözler söylediği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu; kadının ev hanımı olup düzenli, sürekli bir gelirinin olmadığı, yetim aylığı aldığı görülmüş ise de yoksulluktan kurtarmayacak düzeye kaldığı gerekçesi boşanma kesinleştiği için yeniden karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararın dava tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakaya her yıl %20 oranında artış uygulanmasına, kadın yararına 35.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; davasının kabulüne karar verilmesi gerektiğini, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminat koşullarının oluşmadığını, manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek; kararın kusur belirlemesi, tazminat ve nafakalar yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, tazminat miktarlarının düşük olduğunu, aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi ile tazminat miktarları ile vekâlet ücreti yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında, boşanmaya neden olan kusurlu davranışların kim tarafından gerçekleştirildiği, tazminat ve nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ile tazminat koşullarının kimin yararına oluştuğu, kadın aleyhine vekâlet ücretinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 323 üncü maddesi, 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olduğu, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

16.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...