Logo

2. Hukuk Dairesi2024/2494 E. 2024/2578 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi ve buna bağlı olarak kadının maddi-manevi tazminat taleplerinin reddinin doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Erkeğin, kadına ilgi ve sevgi göstermemesi, hürriyetinden yoksun bırakması ve şiddet uygulaması gibi davranışlarının boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu olduğunu gösterdiği, kadının ise nadiren evi terk etmesinin erkeğin kusuruna nazaran daha hafif kaldığı ve kadının kişilik haklarına saldırı niteliğindeki bu davranışlar nedeniyle maddi manevi tazminata hak kazandığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/926 E., 2022/199 K.

KARAR : Direnme

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararının taraf vekilleri tarafından temyizi üzerine Dairemizce, bölge Adliye Mahkemesi esastan ret kararının kaldırılmasına; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve kadının reddedilen tazminat talepleri yönünden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerin ise onanmasına karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesince bozmaya karşı direnilmiştir.

Direnme kararının davacı-davalı kadın vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.02.2024 tarihli ve 2023/2-358 E., 2024/103 K. sayılı ilâmı ile direnme kararı olarak adlandırılan kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozma konusu ile ilgili bozma kararı sonrası ortaya çıkan yeni ve farklı bir gerekçe ile oluşturulan yeni hüküm niteliğinde olduğu, hal böyle olunca kurulan bu yeni hükmün temyiz incelemesini yapma görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye ait olduğu, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın bozma kararını veren Özel Daireye gönderilmesi gerektiği gerekçesi ile davalı-davacı kadın vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Dairemize gönderilmekle;

Davalı-davacı kadın vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin 11 aylık evlilik sürecinde ilgisiz olduğunu, ailesinin etkisinde olup özgür bir birey gibi davranmadığını, davalının cinsel isteksizliği sebebiyle taraflar arasında cinsel ilişki yaşanmadığını, tedavi olmaktan kaçınarak bu hususta çıkan tartışmada kollarından tutup tehdit ederek müvekkili odaya kilitlediğini, sonrasında aile fertlerini çağırdığını ve müvekkilinin kaçarak şikayetçi olduğunu ileri sürerek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî ve 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; ilk başta kadından kaynaklanan sebeplerle cinsel ilişki gerçekleşmediğini, bunun için kadının bir operasyon geçirdiğini, sonradan cinsel hayatlarının yoluna girdiğini ancak kadının aniden parlamaları, sinirlerini kontrol edememesinin ciddi sorunlara yol açtığını, dört defa evi terk ettiğini, müvekkiline "dulsun ya istediğimi yapacaksın" şeklinde sözler sarf ettiğini, bu durumda müvekkilinin çocuk sahibi olmak istemediği için kadının bunu sorun edip tartışma çıkardığını, müvekkili şiddet uyguladığını, kayınpederinin hakaretler ettiğini, sağda solda müvekkilin erkekliğinin olmadığı yönünden dedikodular çıkardığını belirterek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, 100.000,00 TL maddî ve 80.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 28.02.2019 tarihli ve 2017/727 Esas, 2019/141 Karar sayılı kararıyla; davacı-birleşen davalı kadının iddiasına göre taraflar arasında cinsel ilişkinin hiç gerçekleşmediği, davalı-birleşen davalı erkeğin iddiasına göre ise sonrasında cinsel ilişkinin gerçekleştiği, her iki tarafın aldırılan sağlık kurulu raporlarına göre, davacı-birleşen davalı kadının vajinismus rahatsızlığının, davalı-birleşen davacı erkeğin ise ereksiyon sorunlarının bulunmadığı, evlilik birliğinin devamı süresince erkeğin davacı-davalı kadına sevgi ve ilgi göstermediği, arkadaşının düğününe tek başına gittiği, kadının ise on bir aylık evlilikleri süresince 3-4 kez müşterek haneyi terk ettiği, en son olarak davalı-birleşen davacı erkeğin üroloji polikliniğinden aldıkları randevuya gitmemesi nedeniyle tarafların tartıştıkları, kadının erkeğe fiziksel şiddet uyguladığı, erkeğin ise davacı-birleşen davalı kadını odaya kilitleyerek çıkmasına engel olarak hürriyetinden yoksun bıraktığı, bu nedenle tarafların yargılanıp ceza aldığı, tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle tarafların boşanmalarına, tarafların eşit kusurlu oldukları gözetilerek tarafların maddî-manevî tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili, "erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi ve reddedilen tazminatlar"; erkek vekili, "kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen nafakalar, erkeğin reddedilen tazminat talepleri ve yargılama giderleri" yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 16.04.2021 tarihli ve 2019/1265 Esas, 2021/695 Karar sayılı ilamıyla karar usul ve kanuna uygun olduğundan tarafların istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 19.10.2021 tarihli ve 2021/4812 Esas, 20217378 Karar sayılı kararıyla; taraflar eşit kusurlu kabul edilerek karşılıklı açılan boşanma davalarının kabulüne karar verilmiş ise de; mahkemece belirlenen ve gerçekleşen tarafların kusurlu davranışları yanında davalı-davacı erkeğin ve erkeğin ailesinin kadına şiddet uyguladığı, belirlenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadına nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü gerektiği, bu husus gözetilmeden tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulünün doğru olmadığı ve kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi doğru görülmediği gerekçesiyle ilk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, erkeğin tüm, kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin onanmasına, karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların her ikisinin de birbirine karşı ceza davasına konu suçlar işlemiş olması ve fiil, suç, ve oluş dikkate alındığında tarafların birinin eylemini diğerine karşı hafif veya üstün tutmanın mümkün olmayacağı, diğer ispatlananlar da dikkate alındığında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davacı- davalı kadına ilgi ve sevgi göstermeyen, kadına karşı hürriyeti tahdit suçunu işleyen ve kadına şiddet uygulayan erkek ile erkeğe fiziksel şiddet uygulayan, sık sık müşterek haneyi terk eden davacı- davalı kadının eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine dair önceki hükümde direnilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı kadın vekili; İlk Derece Mahkemesinin eksik inceleme ile karar verdiğini, erkeğin kusurlu olduğunu, eşit kusur belirlemesinin hatalı olduğunu belirterek direnme kararının bozulmasını istemiştir.

C. Hukuk Genel Kurulu Kararı

1. 6100 sayılı Kanun`un 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce 24.01.2023 tarihinde yapılan incelemede, Mahkemece önceki kararda yer almayan ve Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen kararın, direnme kararı olmayıp yeni hüküm olarak kabul edilmesi gerektiği, ne var ki bu hususu belirlemenin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun görevi olduğundan ve Daire kararının usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.02.2024 tarihli ve 2023/2-358 E., 2024/103 K. sayılı ilâmı ile; İlk Derece Mahkemesince verilen ilk kararda boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğe fiziksel şiddet vakıası kusur olarak yüklenmemişken, bozma sonrası verilen direnme kararında ilk kararda yer almayan "fiziksel şiddet" vakıasının yüklenerek tarafların eşit kusurlu olduğunun kabul edildiği, dolayısıyla direnme kararında önceki kararda bahsedilmeyen yeni hususlara yer verildiği, şu hâlde “direnme” olarak adlandırılan kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozma konusu ile ilgili bozma kararı sonrası ortaya çıkan yeni ve farklı bir gerekçe ile oluşturulan yeni hüküm niteliğinde olduğu, hâl böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyiz incelemesini yapma görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye ait olup yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın bozma kararını veren Özel Daireye gönderilmesi gerektiği gerekçesi ile kadın vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.

D. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davalarında tarafların eşit kusurlu olup olmadığı ve davacı-davalı kadın yararına maddî ve manevî tazminat takdiri gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 371 inci maddesi ve 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası hükümleri ile, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Mahkemece davacı- davalı kadına ilgi ve sevgi göstermeyen, kadına karşı hürriyeti tahdit suçunu işleyen ve kadına şiddet uygulayan erkek ile erkeğe fiziksel şiddet uygulayan, sık sık müşterek haneyi terk eden davacı- davalı kadının eşit kusurlu oldukları kabul edilerek kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiş ise de Mahkemece belirlenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadına nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.

2. Yukarıda açıklandığı üzere boşanmaya neden olan olaylarda davalı-davacı erkek ağır kusurlu olup, bu kusurlu davranışlar aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. Kadın boşanma sonucu eşin maddî desteğinden yoksun kalacaktır. 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları koşulları kadın yararına oluşmuştur. Bu durumda tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusurun ağırlığı, hakkaniyet kuralları gözetilerek davacı-davalı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve kadının reddedilen tazminat talepleri yönünden BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,18.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.