"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2014/980 E., 2016/206 K.
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, kararın kesinleşmesi sonrasında davalı kadın vekilince tavzih talebinde bulunulmuş, davalı kadın vekilinin tavzih talebi İlk Derece Mahkemesi tarafından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 305 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince reddedilmiştir.
Mahkemenin tavzih talebinin reddine ilişkin kararının davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda 05.07.2023 tarihli karar ile davalı kadın vekilinin tavzih talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece verilen 05.07.2023 tarihli tavzih kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmayı talep etmiş olup, yargılama safahatinde taraflar arasında imzalanan 25.02.2016 tarihli anlaşmalı boşanma protokolü uyarınca tarafların 4721 sayılı Kanunu’nun 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekilince 4721 sayılı Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince açılan boşanma davasına verilen cevapta davanın reddi talep edilmiş ise de, yargılama safahatinde tarafların anlaşması ile imzalanan 25.02.2016 tarihli anlaşmalı boşanma protokolü uyarınca 4721 sayılı Kanunu’nun 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince boşanma kararı verilmesi talep edilmiştir.
III.MAHKEME KARARI
1. Mahkemenin 04.03.2016 tarihli, 2014/980 E., 2016/206 K. sayılı kararı ile, Mahkemece davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanunu’nun 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince boşanmalarına, dosyaya sunulan 25.02.2016 tarihli protokolün aynen tasdikine, protokol gereğince, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 5 yıl içerisinde istanbul ilinde 250.000,00 USD'yi aşmamak kaydıyla bir taşınmazın davacı tarafından satın alınarak ortak çocuklar adına 1/2 şer hisse nispetinde tescil ettirilmesine, aynı taşınmazda davalı adına intifa hakkı tesisine, tapuya şerh edilmesine, bu taşınmazın alınması ile birlikte bir önceki maddede belirtilen davacının kira ödeme yükümlüğünün sona ermesine ancak satın alınan evin aylık 1.000,000 TL'yi aşmayacak şekilde giderlerinin tamamının davacı tarafından karşılanmasına, bu tutarın da her yıl İstanbul ticaret odası tefe oranında arttırılmasına ve protokolün sair hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.
2.Mahkeme kararı taraflarca temyiz hakkından feragat edilmek suretiyle 21.03.2016 tarihinde kesinleşmiştir.
3. Davalı kadın vekilince kesinleşen karar hakkında 19.10.2022 tarihli tavzih dilekçesi ile; gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 10 uncu maddesindeki "....boşanma kararının kesinleşmesini takip eden 5 yıl içerisinde ... İstanbul İl sınırları içerisinde 250.000 USD (İki yüz elli bin Amerikan Doları) bedeli aşmamak kaydıyla bir taşınmaz satın alarak..." şeklindeki ibarenin, Mahkemece aynen tasdikine karar verilen ve anlaşmalı boşanmaya dayanak olan 25.02.2016 tarihli anlaşmalı boşanma protokolünün 4/e maddesinde yer alan; "...boşanma kararının kesinleşmesini takip eden 5 yıl içerisinde ... İstanbul İl sınırları içerisinde 250.000 USD (İki yüz elli bin Amerikan Doları) bedelli bir taşınmaz satın alarak...'" şeklinde tavzih edilmesi talep edilmiş, davacı erkek vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde tavzih talebinin reddi gerektiğini savunmuştur.
4.Mahkemece 24.10.2022 tarihli kararı ile; tavzih yolu ile hüküm fıkrasında, taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar sınırlandırılamayacağından, genişletilemeyeceğinden ve değiştirilemeyeceğinden bahisle ve tarafların 04.03.2016 tarihli celsede mahkeme huzurunda verdikleri beyanlar doğrultusunda tavzih şartları oluşmadığından tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. BOZMA KARARI
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen, tavzih talebinin reddine dair 24.10.2022 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 28.03.2023 tarihli ve 2022/11067 Esas, 2023/1361 Karar sayılı ilamı ile tarafların boşanma protokolü sonrasında protokolde varsa değişiklik iradesinin Mahkemeye taraflarca açıkça bildirilmesi ve irade değişikliğinin Hâkim tarafından onaylanması gerektiği, taraflarca açıkça bildirilmeyen ve Hâkim tarafından açıkça onaylanmayan irade değişlikliklerinin anlaşmalı boşanma hükmüne esas alınamayacağı, buna göre Mahkemece, taraflar arasında imzalanan, geçerli olduğu belirlenerek Mahkemeye sunulan ve hükümde aynen tasdikine karar verilen 25.02.2016 tarihli anlaşmalı boşanma protokolü uyarınca davalı kadın vekilinin tavzih isteminin kabulü gerekirken, duruşmada bildirilen ve protokolde değişikliğe sebebiyet veren taraf beyanlarının Hâkim onayı olmaksızın hükme esas alınmasının doğru olmadığı gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B.Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin 05.07.2023 tarihli tavzih kararıyla; mahkemenin gerekçeli kararının hüküm fıkrasının 2 nci maddesinde, dosyaya sunulan 25.02.2016 tarihli protokolün aynen tasdikine karar verildiği, tarafların duruşmadaki beyanları sonrasında protokol değişikliğinin onaylanmasına ilişkin hükme yer verilmediği, taraflar arasında imzalanan, geçerli olduğu belirlenerek Mahkemeye sunulan ve hükümde aynen tasdikine karar verilen 25.02.2016 tarihli anlaşmalı boşanma protokolü uyarınca davalı kadın vekilinin tavzih talebinin talebinin kabulü ile 6100 sayılı Kanun'un 305.maddesi uyarınca mahkemenin 04.03.2016 tarih, 2014/980 Esas-2016/206 Karar sayılı hükmünün 10 nolu bendinin infazda karışıklık olmaması için "Boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 5 yıl içerisinde ... tarafından İstanbul il sınırları içerisinde 250.000 USD (İkiyüzellibin Amerikan Doları) bedelli bir taşınmazın davacı tarafından satın alınarak müşterek çocuklar adına 1/2 şer hisse nispetinde tescil ettirilmesine, aynı taşınmazda davalı adına intifa hakkı tesisine, tapuya şerh edilmesine, bu taşınmazın alınması ile birlikte bir önceki maddede belirtilen davacının kira ödeme yükümüllüğünün sona ermesine, davacı tarafça satın alınan evin aidat, su, elektrik, doğalgaz ve internet giderleri aylık 1.000 TL yi aşmayacak şekilde davacı tarafından karşılanmasına, bu tutarın da her yıl İstanbul ticaret odası tarafından yayınlanan tefe oranında arttırılmasına...." şeklinde tavzihine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen tavzih kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili özetle; anlaşmalı boşanma kararının temyiz edilmeyerek kesinleştiğini, bu sebeple tavzih talebinin reddi gerektiğini, mahkemenin direnme kararı vermesi gerektiğini, 05.07.2023 tarihli kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tavzih talebinin kabulüne dair kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozma ilamının gereğinin yerine getirilip getirilmediği, Mahkemenin 05.07.2023 tarihli tavzih kararının usul ve kanuna uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası hükmü. 6100 sayılı Kanun'un 305 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Mahkemenin 05.07.2023 tarihli tavzih kararının ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.