"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/116 E., 2022/681 K.
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davalı vekili
Taraflar arasındaki katkı payı ve katılma alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin murisi ...'ın evli ve çocuksuz olarak vefat ettiğini, muris ile davalının evlilikleri boyunca tüm malların davalı adına tescil edildiğini, banka hesaplarında yüklü miktarda birikim olduğunu, davalının birçok kazanımının olduğunu, ayrıca miras kalan taşınmazlardan da kira ve faiz getirilerinin olduğunu, müvekkillerinin mirasçı sıfatıyla katkı payı ve katılma alacağı taleplerinin olduğunu, müvekkilleri tarafından bilinen davalının Ankara ve Amasya ilinde çok sayıda taşınmazının, bankalarda yüklü miktarda mevduatının, diğer finans kuruluşları nezdinde de hak ve alacakları olduğunu, öncelikle Mahkemece tapu müdürlüğüne, trafik tescil müdürlüğüne ve yurt içinde hizmet veren tüm banka genel müdürlüklerine ve merkezi kayıt kuruluşuna müzekkere yazılarak davalı adına kayıtlı olan varlığın tespit edilmesi ileri sürerek; müvekkillerin kızları olan ...'ın ölümü nedeni ile müvekkiller lehine doğmuş olan mal rejimlerinin tasfiyesinden kaynaklı alacaklarının tespiti amacı ile Türkiye'de hizmet veren tüm banka genel müdürlüklerine, Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş.'ne, tapu müdürlüğüne, trafik tescil müdürlüğüne müzekkere yazılarak davalı adına kayıtlı olan malvarlığının tespitini; davalı adına kayıtlı tüm malvarlığı üzerinde mal rejimlerinin tasfiyesi nedeni ile müvekkillerin alacaklarının tespiti ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
2.Davacılar vekili 13.04.2018 tarihli dilekçesinde; davalı adına kayıtlı Çankaya, Dikili ve Merzifon'daki taşınmazlarla ilgili taleplerinden feragat etmiştir.
3.Davacılar vekili 30.04.2018 tarihli dilekçesinde; fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, Ziraat Bankası 5054 nolu hesapta bulunan 67.233,66 USD'nin 1/2'sine tekabül eden 33.616.83 USD, 5055 nolu hesapta bulunan 1.965.001,11 TL'nin 1/2'sine tekabül eden 982.500.55 TL'yi, Halkbank 01105622 hesap nolu hesapta bulunan 9.723,56 TL'nin 1/2'sine tekabül eden 4.861.78 TL'yi davaya istinaden talep ettiklerini açıklamıştır.
4.Davacılar vekili 17.06.2022 tarihli dilekçesinde; 28.04.2022 tarihli bilirkişi raporu ve dosya kapsamında tespit edilen bilirkişi raporları esas alınarak dava değerimizi artırdıklarını, bu kapsamda müvekkillerinin 260.799,94 TL'şer katılma alacağı bulunduğu belirterek toplam 521.599,88 TL alacağın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin eşinin lise mezunu ev kadını olduğunu, müvekkilinin ise üniversite mezunu fizik profesörü olduğunu, müvekkilinin davacı kayınbabasına iflas edince maddî yardımda bulunduğunu, bu paranın iade edilmediğini, müvekkilinin eşinin altınlarının da davacılar tarafından eşinden alındığını, davacıların taleplerinin açık olmadığını, alacak davası açılabilecekken tespit davası açılamayacağını, müvekkilinin Merzifon'da adına bulunan taşınmazların miras kaldığını ve kişisel mal olduğunu, Cebeci ve Didim'de bulunan taşınmazların da 01.01.2002 tarihinden önce edinildiğini, müvekkilinin muris eşinin katkısı olmadığını, Ziraat Bankasındaki paranın da 30 yıldır bulunduğunu, hesaptaki paraların enflasyondan arındırılarak faiz gelirinin gözetilmesi gerektiğini, banka hesabında 2006 yılında yatan 80.000,00 TL, 2010 yılında yatan 45.000,00 TL'nin müvekkiline miras kalan taşınmazların bedeli olduğunu, davacıların ancak miras payları oranında katılma alacağının olabileceğini, davanın konusunun miras hukukunu ilgilendirdiğini, görevli mahkemenin aile mahkemesi olmadığını, katılma alacağının kişisel bir hak olduğunu, mirasçılara intikal etmeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
2.Davalı vekili 01.09.2022 tarihli dilekçesinde; davanın kısmi dava olduğunu, feragat edilen mallar yönünden dava değerinin açıklanması gerektiğini, dava dilekçesinde faiz talep edilmediğini, zamaanaşımının dolduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 21.03.2016 tarih ve 2015/2059 Esas ve 2016/376 Karar sayılı kararı ile, davacı vekiline 10.12.2015 tarihli tensip zaptında her bir taşınmazın değerinin eksik olması nedeni ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 119 uncu maddesinin birinci fıkrasının (d) ve (ğ) bentleri uyarınca eksikliğin giderilmesi için kesin süre verildiği, ihtaratlı tebligata rağmen davacı vekilinin eksikliği tamamlamadığı gerekçesiyle; 6100 sayılı Kanun'un 119 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 27.10.2016 tarih ve 2016/18268 Esas, 2016/14586 Karar sayılı kararı ile, dosya içeriğine, ara karar ve davetiyedeki şerhe göre Mahkemece taşınmazların değerinin tespiti için davacılar vekiline kesin süre verildiği, her ne kadar ara kararda ve davetiyedeki şerhte sevk maddesi olarak 6100 sayılı Kanun'un 119 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendinden de söz edilmişse de, davacıların talep sonuçlarının açıklanmasına yönelik kesin süre verilmediği, 6100 sayılı Kanun'un ikinci fıkrası uyarınca kesin süreye rağmen yerine getirilmemesi durumunda açılmamış sayılmasına karar verilecek hususlara ilişkin bentler sayılırken (d) bendinde gösterilen dava konusunun değeri sayılmadığı, kaldı ki, dava konusu mal varlıklarının gerçek değerini belirleyip bu değer üzerinden harç almak 492 sayılı Harçlar Kanunu (492 sayılı Kanun) hükümlerine göre Mahkemece resen yapılması gerektiği; Mahkemece dilekçelerin değişimi aşamasında davacılar vekili tarafından verilmiş talep dilekçeleri göz önünde bulundurularak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin fiziki ve elektronik ortamda tuttuğu kayıtlardan yararlanarak gerekli bilgi ve belgelerin dosya arasına getirtilip davaya kaldığı yerden devam edilerek iddia ve savunma çerçevesinde uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru olmadığı belirtilerek davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün bozulmasına, bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, bilirkişi raporları ile murisin dava konusu banka hesapları üzerinde toplam 1.043.200,00 TL katılma alacağının olduğu ve her bir davacının miras hisseleri nazara alındığında ayrı ayrı murisin katılma alacağı üzerinde 260.799,94 TL alacaklarının bulunduğu; davacılar vekilinin taşınmazlara ilişkin taleplerinden feragat ettikleri gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile, her bir davacı için 260.799,94 TL olmak üzere toplam 521.599,88 TL alacağın karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, davacıların taşınmazlara ilişkin davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 29.11.2023 tarih ve 2023/2536 Esas, 2023/5742 Karar sayılı kararı ile, öncelikle davacı ...'nın yargılama devam ederken kısıtlanmasına karar verildiği, vasi tarafından vesayet makamından bu davaya ilişkin husumete izin kararı alındığına dair dosya kapsamında bir bilgi ve belge olmadığı; diğer yandan Mahkemece, davacıların talepleri açık olmadığı halde açıklatma yaptırılmadığı, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmesine rağmen kabul ve ret oranı belirlenmeden yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin belirlenmesinin hatalı olduğu; son olarak davalının banka hesabındaki paraların 01.01.2002 tarihinden önce hesapta bulunduğunu ve hesaba miras kalan paranın da yatırıldığını ileri sürdüğü ve davalı tarafından dosya kapsamına 01.01.2002 tarihinden önceki kayıtları da içerir banka kayıtları ve miras mallarının satışından elde edilen para olduğuna dair bir kısım kayıtların sunulmasına rağmen, Mahkemece 01.01.2002 öncesi hesaplarda para olup olmadığı ve miras kalan paraların hesaba yatırılıp yatırılmadığına yönelik bir araştırma ve inceleme yapılmadan karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek davalı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile hükmün bozulmasına, davalı vekilinin bozma kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
V. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davalı vekili karar düzeltme dilekçesinde; banka hesabındaki faizin tamamının enflasyonist bir ortamda paranın geliri olduğunun kabul edilmesinin hatalı olduğunu, faizin reel değere kadar kısmı dışındaki kısmın tasfiyeye dahil edilmesi gerektiğini, davanın mal rejiminin tafsiyesi değil, miras hukukundan kaynaklı olduğunu ve 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek kararının düzeltilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hukuki nitelendirme, kişisel mal savunması ve ispatı, zamanaşımı noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesi, 31 inci maddesi, 33 üncü maddesi, 114 üncü maddesi, 115 inci maddesi, 176 ve devamı maddeleri, 190 ıncı maddesi, eçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) geçici 440 ıncı maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 52 nci maddeleri, 646 ncı maddesi; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1.Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Mahkemece verilen karar, Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle bozulmuş olup, temyiz ilamında bildirilen gerektirici sebeplere ve özellikle 01.01.2002 tarihinden önce banka hesabında olan miktarın ve miras kaldığı iddia edilen paraların başlangıçtaki miktarlara oranlaması yapılarak işbu oranın güncel değerdeki karşılığı olan miktarın denkleştirmesi yapılarak artık değerin belirlenmesi gerektiğine göre karar düzeltme istemi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmamaktadır. Bu nedenle yerinde olmayan istemin reddi gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Karar düzeltme talebinin REDDİNE,
1086 sayılı Kanun'un 442 nci maddesinin son fıkrası ve 4421 sayılı Kanun'un 2 nci ve 4 üncü maddesinin (b) bendinin (1) inci alt bendi delaletiyle takdiren 2.320,00 TL para cezası ile yatırılmayan aşağıda yazılı 891,50 TL karar düzeltme ret harcının düzeltme isteyenden tahsiline,16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.