"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/925 E., 2023/1230 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/390 E., 2022/636 K.
Taraflar arasındaki tapu iptal tescil ve aile konutu şerhi konulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince karar verilmesine yer olmadığına, davacı aleyhine yargılama giderlerine ve vekâlet ücretine karar verilmiş olup karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ...'in müvekkiline karşı boşanma davası açtığını, boşanma davası devam ederken aile konutunu tahliye etmesi için davalı ... tarafından 03.01.2013 tarihinde ihtarname gönderildiğini, ihtarnamede davalı ...'in aile konutunu satın aldığını bu nedenle tahliye edilmesini talep ettiğini, bu ihtarname ile aile konutunun satıldığını öğrendiğini, tarafların evlenince erkeğin ailesi ile birlikte oturup evliliğin son iki yılında bu taşınmazda oturduklarını, taşınmazın aile konutu olduğunu, davalı ...'in aile konutunu hileli olarak dünürleri olan diğer davalı ...'e devrettiğini belirterek taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasını, aile konutu olması sebebiyle taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davalı ... adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacının açtığı davanın haksız olduğunu, dava konusu taşınmazın müvekkili ile diğer davalı ... arasında oluşan alacak borç ilişkisi sonucunda davacının da bilgisi dahilinde diğer davalı ...'a devredildiğini, muvazaalı işlem olmadığını, taraflar arasındaki boşanma davasının sonuçlanıp tarafların boşandıklarını, davanın konusunun kalmadığını belirterek konusuz kalan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı ... vekili cevap dilekçesi ile; müvekkilinin davacı ve diğer davalının aile yapılarını bilmediğini, sorunlarından habersiz olduğunu, davacı ve davalının birlikte hareket edip bu davayı danışıklı açmış olabileceğini, müvekkilinin ticaretle uğraştığını, maddî durumunun iyi olduğunu, davalılardan ... ile babası ...'ın 2010 yılında kendisinden 65.000,00 TL borç aldıklarını, buna karşılık 04.05.2010 tarih ve 06.11.2011 vade tarihli senetleri verdiklerini, paranın ödenmediğini, icraya konulacağı söylenince alacağa karşılık dava konusu daireyi teklif ettiklerini, senedin, borç ödenince iptal edildiğini belirterek davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 15.05.2018 tarihli 2013/139 Esas, 2018/398 Karar sayılı kararı ile, muvazaalı işlem iddiası nedeni ile genel mahkemelerin görevli olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiş olup, kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 24.12.2020 tarihli 2020/478 Esas, 2020/1701 Karar sayılı kararıyla aile mahkemelerinin görevli olduğu ve dosyanın esasına girerek bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek davacının istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, dosyanın işin esasının incelenmesi için kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir
2.İlk Derece Mahkemesinin 16.12.2021 tarihli 2021/82 Esas, 2021/755 Karar sayılı kararı ile, davalıların birbirini teyit eden beyanlarından davalı ...'ın ticaretle uğraştığı, daireyi alabilecek durumda olduğu, davalı ...'ın borçlandığı ve ödeyemediği, eşlerin boşanma sürecinin başladığı, satın alan ...'ın taşınmazın tahliyesi için ihtarname gönderdiği, tarafların bilahare boşandıkları, davalı ...'in aile konutunu bilerek elden çıkardığı kanıtlanmadığı gibi diğer davalının da muvazaalı olarak aldığının kanıtlanmadığı, kaldı ki koşulları varsa davacı kadının mal rejiminden kaynaklı alacak talep edebileceği, taşınmazın ayn'ına yönelik talep hakkının zaten olmayacağı, bu şartlarda davacının iddiasının kanıtlanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş olup, kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince aile konutu şerhi konulması davası yönünden dosya tefrik edilerek, ayrı bir esasa kaydedildiği, aile konutu şerhi konulması davasının yapılan istinaf incelemesinde, Bölge Adliye Mahkemesinin 26.05.2022 tarihli 2022/750 Esas 2022/868 Karar sayılı kararıyla İlk Derece Mahkemesince davacının tapu iptali ve tescil talebinin reddedildiği ancak dava konusu taşınmaza aile konutu şerhi konulması talebi yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediğinin anlaşıldığı, tarafların 29.09.2015 tarihinde kesinleşen karar ile boşandıkları da gözetilerek davacının aile konutu şerhi konulması talebi hakkında bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek davacının istinaf talebinin kabulüne, usulü eksikliğin giderilerek aile konutu şerhi konulması talebi hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın karar veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, davacının sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
3.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, aile konutu şerhine yönelik dava hakkında boşanma kararı kesinleşmekle konusu kalmadığından esasa ilişkin karar verilmesine yer olmadığına, davacının tapu iptali ve tesciline yönelik davasının ret ile sonuçlanıp istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmakla kesinleşmiş karar yönünden ayrıca karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup, eksik kalan karar ve ilam harcının davacıdan alınmasına, davalılar dava açılmasına sebebiyet vermediklerinden davalılar lehine ayrı ayrı vekâlet ücretine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tek bir davada her iki davalı için ayrı ayrı vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davanın açılmasına davalıların sebebiyet verdiğini, tapu iptal tescil talebi yönünden de istinaf incelemesi sonucunda boşanmakla dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına ve davalıların davayı açmaya sebebiyet vermeleri nedeniyle müvekkil lehine vekâlet ücretine hükmedilmesine karar verildiğini, bu nedenle vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinden davalıların sorumlu olması gerektiğini, lehe vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı kadın ile davalı ...'in yargılama sırasında 29.09.2015 tarihinde kesinleşen Ankara 6. Aile Mahkemesinin 2012/1666 esas 2014/386 karar sayılı kararıyla boşanmış olmaları nedeniyle dava konusu taşınmazın aile konutu olmaktan çıktığı, 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinin konuta sağladığı korumanın sona erdiği, iş bu dava konusuz hale geldiği, konusuz kalan davada yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumu nazara alınarak takdir ve tayin edilmesi gerektiği değerlendirildiğinde dava konusu taşınmazın dava tarihinde aile konutu olduğu, davacının muvafakatı olmadan 3. kişi Ahmet'e satıldığı, davacının iş bu aile konutu şerhi konulması davasını açmakta haklı olduğu ancak aile konutu şerhi konulması davası yönünden tefrik işlemi yapıldıktan sonra 26.05.2022 tarihli kararda sehven davalı olarak ... da gösterilmiş ise de, bu davanın davalısının, diğer eş olabileceği, aile konutu şerhi konulması davasında 3. kişi olan ...'ın taraf olmadığı, bu durumda davalı ... lehine vekâlet ücreti takdir edilmesi mümkün olmadığı gibi aleyhe vekâlet ücretinden de sorumlu tutulamayacağı gerekçesi ile davacının yargılama giderleri ile vekâlet ücretine ilişkin istinaf talebinin kabulü ile kararın ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm kurulmasına, davacı tarafından yapılan yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı ... 'dan alınarak davacıya ödenmesine, ... lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, davacının ... aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücreti talebi yönünden istinaf itirazlarının esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, bu talebin boşanma davasında da ileri sürülme imkanının olduğunu, davacının tapu iptal ve tescil talebinin de hukuki yararı bulunmadığından reddedildiğini ve kesinleştiğini, davacının konutu boşanma davasının açılması ile bırakarak gittiğini ve abisinin yanında yaşadığını, taraflarınca bu husus belirtilmesine rağmen Mahkemece araştırılmadığını belirterek kararın bozulmasına ve yargılama gideri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının dava tarihi itibariyle dava açmakta haklı olup olmadığı, bu bağlamda yargılama giderleri ve vekâlet ücretine yönelik kurulan hükmün yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 194 üncü, 323 üncü ve 326 ncı maddeleri, 331 inci maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ... vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,29.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.