Logo

2. Hukuk Dairesi2024/3501 E. 2024/3547 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarlarının tespiti hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları dikkate alınarak, davacı-karşı davalı erkeğin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2396 E., 2023/1822 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Menemen Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/25 E., 2021/880 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı erkek vekili dilekçelerinde özetle; kadının, eşine ve ailesine saygısızca davrandığını, ağır ithamlarda bulunduğunu, sürekli huzursuzluk çıkardığını, ortak konutta üç hafliler bulunduğunu ileri sürüp evi terk ettiğini, bir yıl süresince ailesinin yanında kalıp geri döndüğünü, ikinci çocuğa hamileliğini gizlediğini, bebeğiyle konuşup çocuğun içine cin kaçtığına inandığını, eşine ve çocuklarına ilgi ve alaka göstermediğini, çocukları dövdüğünü, yastığının altında bıçak saklayıp bunu eşine vurmaya kalkıştığı, hastaneden atılmış gibi korkutucu mesajlar atıp sonra da şaka olduğuna dair mesaj gönderdiği, 1,5 yıldır ayrı yaşamalarına rağmen son olarak 03.01.2018 tarihinde, erkeğin ortak çocukları ...'e cinsel istismarda bulunduğunu ileri sürerek şikayetçi olduğunu, çocukları sürekli babaya karşı doldurarak çocukları ile babanın bağının kopmasına sebep olduğunu belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklarla baba arasında uygun zaman ve ortamlarda görüşme günleri belirlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı kadın vekili dilekçelerinde özetle; erkeğin iddialarının doğru olmadığını, her iki tarafın da ikinci evliliği olduğunu, iddiaların aksine erkeğin; eşini defalarca darp ettiğini ve fiziksel şiddet uyguladığını, hakkında iki kez uzaklaştırma kararı alındığını, ailesiyle birlikte eşine ve ailesine hakaretlerde bulunulduğunu, ikinci çocuğa hamileliği sırasında kadını doktora götürmediğini, doğuma kısa süre kala yaşanan tartışma üzerine eşini götürüp ailesinin yanına bıraktığını, doğumdan altı ay sonra gelip özür dileyerek eşini dönmeye ikna ettiğini, 1,5-2 yıldır ayrı yaşanmasına rağmen eşine ve çocuklarına maddî destekte bulunmadığını, çocuklarını arayıp sormadığını, batıl inançları olduğunu ve halen büyü çözmek için kadının evine gelip ritüeller yaptığını, bu inancı yüzünden kadını ailesinin evine gönderip ortak konuttaki eşyaları annesinin evine götürdüğünü, sonrasında af dilediğini, başka bir ev tuttuğunu, son olarak eşine bıçakla saldırdığını, kadının komşusuna sığınmak zorunda kaldığını, sonrasında kadına seni ve eşyalarını istemiyorum, defol git şeklinde mesaj atması üzerine kadının evdeki eşyalarını alarak annesinin yanına gitmek zorunda kaldığını, 03.01.2018 tarihli olay sebebiyle yapılan soruşturma sırasında erkeğin ve birlikte olduğu kadının beyanlarından sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığının ve eşini aldattığının sabit olduğunu belirterek, erkeğin davasının reddine, kadının karşı davasının kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 25.12.2018 tarih ve 2018/10 Esas, 2018/678 Karar sayılı kararı ile; asıl ve karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar için 24.05.2018 tarihli celsede hükmedilen ayrı ayrı aylık 150,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden geçerli olmak üzere ayrı ayrı aylık 200,00 TL olarak takdirine ve iştirak nafakası olarak devamına, boşanmaya sebep olan olaylarda taraflar eşit kusurlu olduklarından kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadın için 24.05.2018 tarihinde aylık 200,00 TL tedbir nafakasıın karar tarihinden geçerli olmak üzere aylık 250,00 TL olarak belirlenmesine ve yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, tazminatların reddi ve nafakaların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 21.12.2020 tarih ve 2019/780 Esas, 2020/1720 Karar sayılı kararı ile; kadının taraf ehliyetine sahip olup olmadığının araştırılması gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesine kararının kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, evlilik birliği devam ederken kadın ve ortak çocuklarıyla yeterince maddî ve manevî yönden ilgilenmediği, fiili ayrılık döneminde de kadına birliğin giderleri yönünden maddî destekte bulunmadığı, böylece, birlik görevlerini yerine getirmediği, eş ve baba olmanın verdiği sorumlulukları yerine getirmeyen erkek ile eşine ve ailesine karşı anne ve kız kardeşi ile cinsel ilişki yaşadığına dair hakarette bulunan kadının eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar için 24.05.2018 tarihli celsede hükmedilen ayrı ayrı aylık 150,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden geçerli olmak üzere ayrı ayrı aylık 250,00 TL olarak takdirine ve iştirak nafakası olarak devamına, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadın için 24.05.2018 tarihinde hükmedilen aylık 200,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden geçerli olmak üzere aylık 250,00 TL'ye çıkarılmasına ve yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ve nafakaların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin başka bir kadın ile 03.01.2018 tarihi ve öncesini kapsar şekilde bir hafta süreyle bir otelde birlikte kaldığının Menemen Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/57 sayılı soruşturma evrakıyla sabit olduğu, kadının da dayandığı bu vakıa sebebiyle erkeğe "Sadakat yükümlülüğüne aykırı davranma" kusurunun yüklenmemiş olmasının isabetsiz olduğu, kadının annesi olan tanık Şükran'ın beyanına göre erkeğin eşine süreklilik arz eder şekilde fiziksel şiddet içeren davranışlarda bulunduğu, erkeğe bu sebeple de kusur yüklenmemesinin doğru olmadığı, bu durumda erkeğin kadına oranla daha ağır kusurlu olduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle kadının bu yöne ilişkin istinafı yerinde görülmekle, kusura esas gerekçenin açıklanan şekilde düzeltilmesine, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken hatalı kusur belirlemesi neticesinde bu taleplerin reddedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle kadının bu yöne ilişkin istinaf itirazının kabulüne, kadın lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında ortak çocuklar yararına ve kadın yararına takdir olunan tedbir nafakaları ile iştirak ve yoksulluk nafakalarının miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının kabulüne, yeniden hüküm kurulmak suretiyle ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 150,00 TL olarak 24.05.2018 tarihli ara kararla hükmedilen ve 25.12.2018 tarihli karar ile ayrı ayrı aylık 200,00 TL'ye, 05.10.2021 tarihli kararla ayrı ayrı aylık 250,00 TL'ye yükseltilen tedbir nafakalarının tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla, çocuklar için dava tarihinden geçerli olmak ve boşanma hükmünün kesinleştiği 16.11.2021 tarihinde sona ermek üzere ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir nafakasına ve ayrı ayrı aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 200,00 TL olarak 24.05.2018 tarihli ara kararla hükmedilen ve 25.12.2018 tarihli karar ile aylık 250,00 TL'ye çıkarılan tedbir nafakası hükümleri ile tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla, dava tarihinden geçerli olmak ve boşanma hükmünün kesinleştiği 16.11.2021 tarihinde sona ermek üzere takdiren aylık 400,00 TL tedbir nafakasına ve aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, nafakaların miktarı ve kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 182 nci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci madeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.