"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/117 E., 2024/130 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Bingöl 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/106 E., 2022/153 K.
Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; ziynetleri düğün gecesi erkek ve ailesinin "Hırsız girer, kuyumcuya vereceğiz" diye aldıklarını, bir yıl sonra istediğinde geri vermediklerini, söz konusu takıları kendisine bir daha vermeyeceklerini söylediklerini, alınan ziynet eşyalarının akıbeti hakkında bilgi sahibi olmadığını iddia ederek 9 tane 40 gr bilezik, 80 gr set bileklik ve kolye, 10 tane çeyrek altının aynen iadesine aynen iade mümkün değilse bedelinin erkekten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, altın miktarlarının doğru olduğunu, ancak eksik ifade edildiğini, düğünde takılan takıları kuyumcuya bırakmanın kadının fikri olduğunu, eş ve erkeğin annesinin beraber kuyumcuya gittiklerini, kendisiyle alakası olmadığını, Bingöl'de yeni evlenen herkesin bunu yaptığını, bunun kadın işi olduğunu, kendi hür idaresi ile altınları kuyumcuya götürdüğünü, dolar krizinde kuyumcunun battığını, Bingöl'ü terk ettiğini, kadının ara ara gidip bazı altınları alıp bazılarını verdiğini, kendi kontrolünde olduğunu, hatanın da kadında olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dinlenen davacı tanıklarının davalı erkeğin ziynet eşyalarını davacıdan aldığına ilişkin görgüye dayalı bilgilerinin olmadığını, davalı erkeğin tanıklarının da davacının kendisinin bizzat kuyumcuya altınları bıraktığına ve kuyumcunun kaçtığına ilişkin görgüye dayalı beyanda bulunduklarını, davacı asil ve davacı vekilinin 31.03.2022 tarihli duruşmadaki imzalı beyanlarında yemin deliline dayanmaktan vazgeçtiklerini beyan ettiklerini, ispat yükünün davacı kadının üzerinde kaldığını belirterek kadının ziynet alacağı davasını ispat edemediği gerekçesiyle ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, davanın reddi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince davacı kadının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, davanın reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan ziynet alacağı davasında davanın reddinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı, 190 ıncı, 323 üncü, 326 ncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı, 220 nci, 222 nci ve 226 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.