Logo

2. Hukuk Dairesi2024/3596 E. 2024/5373 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Katılma alacağı davasında, bozma kararı sonrası yapılan yargılamada ıslah yapılıp yapılamayacağı ve faizin başlangıç tarihinin ne olacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin bozma kararına uyma yükümlülüğü gereği, bozma öncesi ıslah yapılmış olsa dahi, bozma kararı ile miktar belirlenmesine dair husus bozulmuşsa, bozma sonrası ıslah yapılamayacağı ve faizin, önceki bozulan karar tarihinde tasfiyenin gerçekleştiği kabul edilerek o tarihten itibaren işleyeceği gözetilerek, yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/816 E., 2020/97 K.

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki katkı payı ve katılma alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı kadın vekili ve davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı erkek dava dilekçesinde; evlilik birliği içinde davalı kadın adına edinilen iki adet mesken, bu meskenlerden elde edilen kira gelirleri ve ortak çocuk için davalıya ödenen çocuk yardımı parası yönünden alacak hakkı olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla meskenler yönünden 10.000,00 TL'nin, kira gelirleri yönünden 1.000,00 TL'nin faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı erkek vekili 14.07.2017 tarihli ıslah dilekçesinde talep miktarını 12 nolu mesken yönünden toplam 150.000,00 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; taşınmazlar yönünden davacının katkısının bulunmadığını, 2005 yılından beri bakım parası almadığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 22.05.2014 tarih ve 2010/305 Esas, 2014/417 Karar sayılı kararı ile, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 11.02.2016 tarih ve 2014/20339 Esas, 2016/2153 Karar sayılı kararı ile, 15 nolu meskenin bitmiş şekilde dava dışı üçüncü şahıstan 16.04.2001 tarihinde bedelin tamamı ödenmek suretiyle davalı eş adına satın alındığının sabit olduğu, davalının dayısı tarafından davacıya gönderilen 35.000,00 DEM'in söz konusu taşınmazın alımında kullanıldığının ve bu paranın davalının kişisel malı olduğunun kabülü gerektiği, taşınmaz alımında kullanılan 35.000,00 DEM'in meskenin edinme tarihi itibariyle TL karşılığının tespiti ile meskenin edinme tarihi itibariyle değerine oranlamak suretiyle davalının katkı oranı belirlenerek, geri kalan oranın davacının kişisel malları ile yapmış olduğu katkı oranı olduğunun kabulü ile davacının katkı oranının 15 nolu meskenin dava tarihi itibariyle değeri ile çarpılarak bu taşınmaz yönünden davacı lehine katkı payı alacağı hesaplanması gerektiği; 12 nolu meskenin kooperatife üyelik ile edinildiği ancak üyeliğin hangi tarihte başladığının anlaşılamadığı, davacı taraf ise kooperatife yapılan ödemelere katkıda bulunduğu iddiasını ve katkının miktarını ispatlayamamakla birlikte evlilik süresince davacı eş veteriner hekim olarak çalışmakta olup, davalı eşin ise ev hanımı olduğu, davalı tarafça sunulan kooperatife 15.07.2001 tarihine kadar kooperatif üyesininin elektrik, su, tapu masrafları yönünden ödemesi gereken aidat borcunun 438.800,00 eTL olduğuna ilişkin fotokopi evrak birlikte değerlendirildiğinde kooperatife evlilik birliği içerisinde ödeme yapıldığı, taşınmazında yine evlilik birliği içerisinde davalı adına tapuda tescil edildiği, 12 nolu meskenin edinme tarihi itibariyle davalının edinilmiş malı olduğunun kabulü gerektiği, dosyadaki bilgi, belge, davalının evlilik süresince çalışmadığı doğrular beyanlar, kooperatife yapılan ödeme makbuzları birlikte değerlendirildiğinde davalı tarafın kişisel mal savunmasına itibar edilmeyeceği, 12 nolu meskenin yönünden karar tarihine en yakın tarihteki sürüm değerini belirlenmek suretiyle davacı eşin katılma alacağı tespit edilmesi gerektiği belirtilerek hükmün oy çokluğu ile bozulmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemenin 18.07.2017 tarih ve 2016/413 Esas, 2017/593 Karar sayılı kararı ile, davacı erkek vekilinin 35.000,00 DEM'in 15 nolu meskenin edinme değerinin tamamını karşıladığından işbu taşınmaz yönünden taleplerinin olmadığını beyan ettiği, davacının 12 nolu mesken yönünden 150.000,00 TL katılma alacağının bulunduğu gerekçesiyle; 150.000,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline yönelik verilen karara karşı, süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 25.06.2019 tarih ve 2017/15427 Esas, 2019/6422 Karar sayılı kararı ile, davacının dava dilekçesindeki talebinin her iki mesken yönünden toplam 10.000,00 TL olduğu, meskenler için ayrı ayrı miktar belirtilmeksizin alacak istendiği dikkate alındığında her iki mesken yönünden talebin eşit 5.000,00'er TL olduğunun kabulü gerektiği, bozma sonrası yapılan yargılamada 15 nolu meskenin tamamının davalının kişisel malı kullanılarak alındığının dolayısıyla davalının kişisel malı olduğunun belirlendiği, davacı vekili tarafından harcını yatırmak suretiyle sunulan 14.07.2017 tarihli dilekçe ile sadece 12 nolu meskene dair talep miktarının 150.000,00 TL olarak ıslah edildiği; bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı, o halde, Mahkemece bozmadan sonra ıslah olmayacağı dikkate alınarak ve 12 nolu mesken yönünden davanın açıldığı tarihte dava dilekçesinde talep miktarının yukarıda izah edildiği üzere 5.000,00 TL olduğu gözetilerek hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde bozmadan sonra ıslahla artırılan miktar değerlendirilerek hüküm kurmasının hatalı olduğu belirtilerek davalı kadın vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile hükmün bozulmasına, davalı kadın vekilinin bozma kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı talebinin her iki mesken yönünden değeri bildirilmediğinden ayrı ayrı dava değerinin eşit olarak 5.000,00'er TL olarak kabul edildiği, 15 nolu meskenin davalının keşisel malı olduğu, 12 nolu mesken ile ilgili olarak bozma sonrası ıslah yapılamayacağından talep miktarı aşılmayarak davanın kabulüne karar verildiği gerekçesiyle; 5.000,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili ve davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; 12 nolu meskenin 1993 yılında kooperatife üyelik yoluyla edinildiğini, ödemelerin 1995-1996 yılları arasında tamamlandığını, 2001 yılında yapılan ödemelerin su aboneliği zorunlu deprem sigortası, tapu masrafları ve aidatlara ilişkin olduğu, davacının işbu taşınmazın edinilmesinde katkısının olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, ilk karardan önce herhangi bir değer tespiti yapılmadığından bozma öncesinde ıslah yapılmasının mümkün olmadığını, bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı ilkesinin bozmanın niteliğine göre belirlenmesi gerektiğini, müvekkilinin aradan geçen yıllar boyunca uğramış olduğu zararların daha fazla büyümemesi ve hakkaniyet gereği karar hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davanın türü, bozmadan sonra ıslah yapılıp yapılamayacağı ve usuli kazanılmış hak noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 107 ve 109 uncu maddeleri, 177 ve devamı maddeleri 190 ıncı maddesi, 448 inci maddesi, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi, 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; 4722 Sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 10 uncu maddesi; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 146 ve devamı maddeleri, 646 ncı maddesi; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olduğu ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı kadın vekilinin tüm, davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragraflar dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Davacı erkek vekilinin faizin başlangıç tarihi yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; somut olayda, Mahkemenin 18.07.2017 tarihli kararı ile 12 nolu mesken ile yönünden katılma alacağının kabulüne yönelik verilen kararın sadece talep miktarı yönünden bozulduğu, bozma kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine karar verildiği, bozma sonrası Mahkemenin 18.02.2020 tarihli kararında önceki karar tarihi itibariyle işbu taşınmaz yönünden tasfiyenin gerçekleştiği ve faiz başlangıç tarihi yönünden usuli kazanılmış hak oluştuğu gözden kaçırılarak karar verildiği anlaşılmaktadır. Davacı erkek lehine hükmedilen alacak, artık değere katılma alacağı niteliğinde olup 4721 sayılı Kanun'un 239 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında “…aksine anlaşma yoksa tasfiyenin sona ermesinden başlayarak katılma alacağına ve değer artış payına faiz yürütülür…” hüküm uyarınca katılma alacağına tasfiye tarihi olan önceki karar tarihinden (18.07.2017) itibaren faiz yürütülmesi gerekir. O halde, Mahkemece, 12 nolu mesken yönünden tasfiyenin Mahkemenin ikinci karar tarihi olan 18.07.2017 tarihi itibari ile gerçekleştiği gözetilerek faizin 18.07.2017 tarihinden itibaren yürütülmesine karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek karar verilmesi hatalı olmuş ve bozmayı gerektirmiştir.

Ne var ki belirtilen bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı kadın vekilinin tüm davacı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı erkek vekilinin faizin başlangıç tarihi yönünden yapılan temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (1) nolu bendinde yer alan “... karar ... ” ibaresinin çıkarılarak yerine “... 18.07.2017 ...” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek halinde temyiz karar harcının yatıran davacı erkeğe iadesine,

Aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalı kadına yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

04.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.